Karamollaoğlu: Erdoğan görüşmemizde bir saat daha dinleyecek gibiydi
Karamollaoğlu, siyaset turunun ardından, akademisyenler, bürokratlar ve sivil toplum temsilcileri ile de görüşmeleri sürdürmeyi hedefliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, parti ayrımı yapmaksızın büyükşehir belediye başkanlarını ilk kez Beştepe'de toplamasının ardından, siyasette ikinci ilginç hamle, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'ndan geldi.
"Türkiye'nin geleceği için lider ziyaretleri" adı altında ilkini Erdoğan'la gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, CHP ve İYİ Parti liderlerini ziyaret eden Karamollaoğlu, ziyaretlerini, henüz "partileşme" aşamasında olan Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu ile sürdürmeyi planlıyor.
Karamollaoğlu, siyaset turunun ardından, akademisyenler, bürokratlar ve sivil toplum temsilcileri ile de görüşmeleri sürdürmeyi hedefliyor.
Yerel seçimler öncesinde kendisine sert eleştiriler yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı 2 saatlik görüşmesi merak konusu olan Karamollaoğlu ile ziyaretlerini ve bundan sonraki sürece ilişkin hedeflerini konuştuk.
Karamollaoğlu, yerel seçim sürecinde başta Erdoğan olmak üzere AKP sözcüleri tarafından sert sözlerle eleştirilmişti. O nedenle bu gerginliğin görüşmeye yansıyıp yansımadığı sorumuzda, " Siyasette biz ipin ucunu kaçırınca normal zamanda söyleyemeyeceğimiz sözleri söylüyoruz" yanıtını verdi.
Erdoğan'la 30 yıllık geçmişleri olduğunu, dolayısıyla "gergin bir hava oluşmadığını" anlattı. Erdoğan'la daha önceleri de farklı nedenlerle görüşmeler yaptığını belirten Karamollaoğlu, "ihtilaflar üzerinden değil, kendisinin Türkiye açısından endişe duyduğu konuları anlattığını" belirtti.
"1 saat daha dinleyecek gibiydi"
Görüşmenin genelde, ekonomi, dış politika, adalet sistemine ilişkin endişelerini dile getirdiğini anlatan Karamollaoğlu, "Bu kadar uzun süren bir görüşmeyle ilgili zihinlerde sorular oluşması gayet tabii. Bende bir saat daha konuşsam 1 saat dinleyecek gibi öyle bir kanaat oluştu. Çok rahattı. Sonuçta bir sohbetti. Politikalar üzerine ben sadece endişe duyduğumuz hususları dile getirdiğim için, şu yanlış bunu da şöyle yapın demediğim için rahat konuştuk. Kendisi de herhalde bir rahatsızlık hissetmedi" değerlendirmesini yaptı.
"Adalette problem yok" mesajı
Görüşmede Karamollaoğlu, toplumda büyük bir gerginlik olduğunu ve sorumluluk makamındaki kişi olarak da bunun giderilmesinde büyük rol düştüğünü söylediği Erdoğan'a "üslup yumuşarsa işler yumuşar" mesajı vermiş.
Özellikle Adalet sistemi ile ilgili endişelerini paylaştığını belirten Karamollaoğlu, Erdoğan'ın buna katılmadığını ve "problem yok" mesajı verdiğini aktardı. Karamollaoğlu, bunun üzerine Erdoğan'a Mimar Sinan'dan örnek verdiğini anlattı:
"Sizin sorun yok demenize karşın birileri bu endişeyi taşıyorsa bunu düzeltmek size düşer. Peki bu endişe neden var, düşünmeliler. Hatta ben şunu söyledim. Benim kanaatim, önyargı olabilir ya da toplumda böyle bir kanaat olabilir. Bu durumda Mimar Sinan'ın yaptığını yapmak mecburiyetindesiniz. Nasıl çocuklar minareye bakıp eğri demişler. "Yok doğru" dememiş. "Vay canına nasıl atlamışız" demiş. Kemendi atıp minareyi doğrultmuşlar, ondan sonra da dedikodu bitmiş. Siz de minareyi doğrultacaksınız… Başka türlü olmaz ki. En azından zihinlerdeki algı düzeltilmeli."
"Çalışma yapılıyor intibaı uyandı"
Karamollaoğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında işten çıkarılan KHK'lılarla ilgili mağduriyetlerin sürdüğünü, mahkemeye gidip suçsuzluğunu kanıtlayan insanların da işine dönemediğini anlatmış.
Erdoğan'a da "Bunlara af mı getirirsiniz bilmiyorum, ama bunların durumunu çözmek mecburiyetindesiniz" görüşünü iletmiş.
Karamollaoğlu, Erdoğan'ın bu konuda açıkça bir şey söylemediğini belirtirken, " Orada sanki bir çalışma yapıldığı intibaı doğdu.
Orada bazı tekliflerin olduğunu, bu tekliflerin henüz tasvip edeceği noktaya gelmediğini bu demektir ki bir çalışma yapılıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Görüşmede ekonomiye ilişkin endişelerini de anlatan Karamollaoğlu, "Yabancılar parasını başı sıkıntıya girince hemen yurt dışına çıkarmayı ister. O imkân yoksa ufacık tereddüt varsa gelmez" uyarısında bulunduğunu, ancak Erdoğan'ın, yabancı yatırımcının geleceği inancında olduğunu da anlattı.
"Beraber çalışmamız gerekirdi"
Peki, Erdoğan, geçmişte birlikte siyaset yaptıkları Karamollaoğlu'na, Millet ittifakı yanında yer alması nedeniyle bir "sitemde bulundu mu?" Karamollaoğlu, görüşmeden ayrılırken, Erdoğan'ın, "Aslında bizim beraber çalışmamız gerekirdi" dediğini, kendisinin de "Şimdilik o konuya girmeyelim" yanıtı verdiğini anlattı.
"Kılıçdaroğlu sağduyulu"
Karamollaoğlu, genel seçimlerde ittifak yaptığı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'le de görüştü.
"Sağduyulu" olarak nitelendirdiği Kılıçdaroğlu ile daha çok sistem üzerinde konuştuklarını anlatan Karamollaoğlu, CHP'nin "parlamenter sisteme dönelim" görüşünde olduğuna dikkat çekti.
Saadet olarak denetlenebildiği sürece cumhurbaşkanlığı sistemine de itirazları olmadığını kaydeden Karamollaoğlu, "Aslında parlamenter sistem belki tavandaki gerginliği azaltabilir. Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken 50+1 dediğiniz zaman ister istemez toplumda kamplaşma duygusu oluşuyor. Bunu ortadan kaldırmak da mümkün değil. Benim onlarla farklı düşüncem yok" görüşünü dile getirdi.
"Gelin beraber olalım demem"
Karamollaoğlu'nun randevu talep ettiği isimler içinde en dikkat çekenler kuşkusuz Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu.
HDP ve MHP ile görüşüp görüşmeyeceğini sorduğumuz Karamollaoğlu, "bakalım" derken, "önce bir yeni oluşumlarla gidip konuşalım" dedi.
Görüşmede partisine davet ya da bir ittifak, işbirliği çağrısı olup olmayacağı sorusu üzerine de Karamollaoğlu, böyle bir amaç taşımadığına vurgu yaptı.
Geçmişte, bu isimleri partisine davet ettiğini anımsatan Karamollaoğlu, bu kez "koşulların farklı olduğunu vurguladı:
"Dinleyeceğim"
"Benim kimseye gidip de gelin beraber olalım gibi bir şeyim yok. Farklı siyasi partiler böyle oluşabilir. Herkesin kendine göre politikası vardır, bunu da garipsemem.Yok. Ben onları dinleyeceğim. İlk defa görüşmüyorum. Sayın Davutoğlu ile de Babacan ile de daha önceleri çeşitli vesilelerle konuştuk. Sayın Gül ile de görüştük. Ama o dönem hep biz bir teklif götürdük. O zaman da kanaatleri aldık ama şimdi esas itibari ile ne düşünüyorlar… Biz de düşüncelerimizi elbet söyleyeceğiz ama onlar bizim politikalarımızı, düşüncelerimizi geçmişte de beraber olduğumuz için biliyorlar. Bugün gelinen noktada bazı şeylerin yeniden tarifi gerekebilir. İşte o noktada neler düşünüyorlar, onların bize söyleyeceği şeyler var mı? Onları da göreceğiz inşallah."
"Beraber ıslandık" diyenler de söylüyor
Yeni partilerin Türk siyasetine "yeni bir hava katacağını" ifade eden Karamollaoğlu, geçmişte AKP içinde, onlarla uzun süre birlikte olan insanların "Bu iş böyle gitmez" demelerinin önemli olduğuna dikkat çekti:
" Bunlar uzaktan gazel okumuyor. Diyorlar ki "Biz bu işin içindeydik. Geçmişte yanlışıyla, doğrusuyla hizmet ettik ama bugün geldiğimiz nokta bizim taşıyabileceğimiz bir nokta değil. Bu Türk siyasetini ister istemez etkileyecek. Türkiye'de bir değişiklik ihtiyacı, arzusunu sadece muhalefet değil, düne kadar AK Parti içinde çalışmış, "beraber ıslandık" şarkısını söylemiş kişiler söylüyor. Diyor ki, biz yola çıkarken bu maksatla bu ideallerle çıkmadık. Şartlar çok değişti artık biz AK Parti içinde kalamayız' diyor"
"Değişiklik sinyali almadım"
1 yılını dolduran cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bir değişiklik sinyali alıp almadığı yönündeki soru üzerine ise Karamollaoğlu, "Yok, öyle bir sinyal almadım. Ben sistemin Cumhurbaşkanı tarafından değiştirilebileceğini şahsen tahmin etmiyorum. Kendi kendisini kısıtlama yoluna gitmez kanaatindeyim. Ama bu sistem eninde sonunda değişmek mecburiyetinde. Bu uzun zaman gitmez" yanıtını verdi.
Sistemde köklü bir değişiklik olmamakla birlikte, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı yardımcısı sayısını artırabileceği tahmininde bulunan Saadet Partisi Lideri, Cumhurbaşkanlığı'nca, 4 yüksek güvenlikli araç alımını da buna bağladı:
"Yeni Cumhurbaşkanı Yardımcıları göreve atanacak, onlara biraz yetki verilecek gibi. Çünkü tıkandı, bir kişi bütün imzaları atacak. Cumhurbaşkanı yardımcılarının başına da koordinasyonu sağlayacak bir başyardımcı atanabilir. Cumhurbaşkanı biraz daha günlük hadiselerin dışına kendisini çekmiş olacak. Bakalım olacak mı, olmayacak mı?"
"Erken seçim olmaz"
Karamollaoğlu, siyaset gündeminden düşmeyen erken seçim tartışmaları konusunda ise Türkiye'de şu anda bir seçim atmosferi olmadığını söyledi. İktidar partisinin durup dururken seçime gitmesinin bir mantığı olmadığını kaydeden Karamollaoğlu, " Bu şartlar öyle bir değişir ki büyük bir avantaj görür gidiyorum diyebilir. Ama normal olarak böyle bir seçime gideceğini zannetmiyorum" görüşünü dile getirdi.
"Devretsem diyorum ama..."
Saadet Partisi 3 Kasım'da Olağan Kongresi'ni yapmayı planlıyor.
Genel başkan adaylığı konusunda, "Başka aday çıksa da devretsem aslında diyorum aslında... Artık bizim yaşımız kemale erdi. Ama şu anda pek gözükmüyor" diyerek yeniden adaylık sinyali veren Karamollaoğlu, yaptıkları ziyaretlerin, kongre sonrası başlatacakları yeni bir çalışmanın da zeminini oluşturacağını ifade etti:
"Tüm bu ziyaretlerin sonunda, bunları dikkate alarak ileride nasıl bir politika izlememiz gerektiğini belirleriz. Bu kongreden sonra yeni bir çalışma sistemi oturtalım istiyoruz. Ülkenin meseleleri ile ilgilenmek üzere kapsamlı bir çalışma başlatmak istiyoruz. İlk aşamada 300-550 kişi sonrasında 1000-1500 kişi ile çalışacağız. Türkiye'nin her meselesi ile ilgili fikirlerin üretileceği ortam olsun istiyoruz. Eski siyasetçiler, akademisyenler, bürokratlar olsun, emekli bürokratlar, fikir insanları, gazeteciler olsun istiyoruz. Örneğin, sağlık, iktisat, dış politika, bütün boyutlarıyla çalışma yapsın. Bunu belki de bugün iktidar bile yapmıyor bunu. Yarın bize görev düştüğünde ne yapacağımızı bilecek noktaya gelmemiz gerek."
Ayşe Sayın
BBC Türkçe, Ankara
BBC TÜRKÇE