Karar onandı: DEÜ Rektörünün geçici görevlendirmeleri hukuksuz bulundu

'YÖNETİMİN TUTUMUNU HER ALANDA TEŞHİR EDECEĞİZ'

Karar onandı: DEÜ Rektörünün geçici görevlendirmeleri hukuksuz bulundu




Karar onandı: DEÜ Rektörünün geçici görevlendirmeleri hukuksuz bulundu

DEÜ Rektörü Nükhet Hotar'ın geçici görevlendirme uygulamalarıyla 'öğrencisiz akademisyen' olarak gündeme gelen ve iş akdi feshedilen Doç. Dr. Çağdaş Cengiz'in açtığı dava, Cengiz'in lehine sonuçlandı.


Cihan Başakçıoğlu

İZMİR - Mobbing ve yolsuzluk iddialarıyla sık sık gündeme gelen Dokuz Eylül Üniversitesi'nde (DEÜ) rektör Nükhet Hotar, 12 yıldır üniversitede görev yapan Eğitim-Sen üyesi Doç. Dr. Çağdaş Cengiz'i, hakkında çıkardığı sayısız geçici görevlendirme ile  'öğrencisiz akademisyen' haline getirerek yükseköğretim tarihinde bir ilke imza attı. Üniversiteye karşı açtığı davalarda mahkemece defalarca haklı bulunan Doç. Dr. Cengiz'in iş akdi de Mart ayında feshedildi.

KARAR ONANDI: MAHKEME CENGİZ'İ HAKLI BULDU

Cengiz’in, sık sık görev yerini değiştiren rektörlüğe karşı açtığı tazminat davasında Hotar da davaya müdahil oldu, fakat mahkeme Cengiz’i haklı buldu. İzmir 5'inci İdare Mahkemesi Cengiz’in görev tanımına ve unvanına uygun olmayan birimlerde görevlendirildiği, bunun çalışma barışına, takdir yetkisine ve kamu yararına aykırı olduğu, mesleki hasar ve iş sağlığı sorunları başta olmak üzere ağır zararlara yol açtığını hükme bağladı. Hotar’ın itirazına rağmen İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5'inci İdare Dava Dairesi tarafından karar onandı ve kesinleşti.

'AKADEMİ İLE İLİŞİĞİ KESİLMESİ GEREKEN BEN DEĞİL REKTÖR HOTAR'DIR'

Karara ilişkin konuşan Doç. Dr. Cengiz, “Üst mahkeme kararı gösteriyor ki akademi ile ilişiği kesilmesi gereken kişi ben değilim, bizzat hukuksuzlukları yargı kararlarıyla defalarca onanmış rektör Fatma Seniha Nükhet Hotar’dır. Bu kesinleşmiş yargı kararı da bunun açık ispatıdır. Şayet YÖK ona ve savcılığın gönderdiği diğer şüphelilere ilişkin gereğini zamanında yapsaydı, benim iş akdimi feshedip ekmeğimle oynayamayacaktı. Atanmış rektör, kamu hizmeti üretmek adına kendisine verilmiş görevlendirme yetkisini ve oturduğu makamı bizimle başlattığı nedeni anlaşılamayan kişisel husumetinde avantaj elde etmek için kullanmıştır. YÖK'teki savcılık dosyasında adı geçen şüpheli şahısların, kamuya ve yükseköğretime daha fazla zarar vermeden, derhal hak ettikleri ceza ile tecziye edilmelerini bekliyoruz“ dedi.

'DEÜ'YE YAKIŞAN BİR YÖNETİM GELENE KADAR MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Yeteri kadar kamu zararına yol açıldığını vurgulayan Cengiz, “Ülkede ekonomik kriz varken, birileri kendi hukuksuzlukları yüzünden ortaya çıkan tazminat mahkûmiyetlerini ve vekâlet bedellerini, yani halkın emanet parasını kendi parasıymış gibi sağa sola saçamaz. YÖK’ten bu idari yargı kararının adli/cezai sonuçlarını ivedilikle açıklamasını bekliyoruz. İzmir'e ve Dokuz Eylül Üniversitesi'ne yakışan bir yönetim gelene kadar nerede haksızlık hukuksuzluk varsa orada mücadeleye ve dayanışma halinde olmaya devam edeceğiz“ dedi.

“Benim gözlemlediğim kadarıyla artık YÖK bile bu kadarını beklemiyordu ve kendi varoluşsal sürekliliği gereği duruma müdahale edecektir“ diyen Cengiz, şöyle devam etti;

“Çünkü şu gidişatta bir takım şüpheli ve zanlı konumundaki kişiler yükseköğretimde bardağı taşırmış durumda. Bunun kimseye bir faydası yok. Yükseköğretimde sorunlar tarihin her döneminde, dünyanın her yerinde mevcuttur, bu doğal bir süreçtir. İzmir'de olup biten şeyler ise bambaşka, kanaatimce artık öğrencilerimize de ciddi zararlar verecek noktaya ulaşmıştır. En başta çocuklarımızın geleceği ve tabi kamu yararı adına derhal müdahale edilmesini bekliyoruz. Üstelik bu salt bizim bir yorumumuz değil. Mahkeme kararları orada duruyor. O kararlar yok sayılırsa, bundan sonra ne akademiden, ne ekonomiden, ne de yargı sisteminden kimse şikâyet etmesin. Zira adaleti öldürdüğün gün, devlet de ölür“

AVUKAT ŞEN TOSUN: HUKUKSUZ GÖREVLENDİRMELERDE ROL OYNAYANLAR ÖDÜLLENDİRİLDİ

Cengiz’in Avukatı Ceren Şen Tosun ise Rektör Hotar ve diğer şüpheliler hakkında Savcılık kanalıyla YÖK'e sevk edilen soruşturma dosyasının hala sonuca bağlanmadığını belirterek, “Rektörlük tarafından müvekkilime isnat edilmeye çalışılan suç duyuruları ise müvekkilim lehine sonuçlanarak kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. Çağdaş Cengiz'in sürgün niteliğindeki hukuksuz geçici görevlendirmelerinde rol oynayan kişilere bugün baktığımızda bir kısmının adeta ödüllendirilerek enstitü müdürü yapıldığı, bir kısmının bu kez de Cengiz'in hukuka aykırı şekilde akademiden uzaklaştırılma sürecinde aktif rol aldığı, bir kısmının ise kızağa çekildiğini görüyoruz. Her ne şekilde olursa olsun, DEÜ Rektörü ve yöneticileri, doçent doktor ünvanlı bir akademisyeni akademiden uzak tutmak için idari birimlerde görevlendirecek ve bu hususta gelen gerekçeli yargı kararına uymayacak kadar hukuktan, gerçeklerden ve akademiden kopmuş bir grup olarak Yükseköğretim tarihine geçmişti“ diye konuştu.

'YÖNETİMİN TUTUMUNU HER ALANDA TEŞHİR EDECEĞİZ'

Söz konusu hukuksuzluğu yargıya taşıyan Eğitim-Sen'in Genel TİS ve Hukuk Sekreteri Arzunur Şimşek de “Yargı kararlarını yok sayan, bu kararların etrafından dolaşabileceklerini sanan, keyfi ve hukuksuz uygulamalarda ısrarcı olan Dokuz Eylül Üniversitesi yönetiminin 'güç sarhoşluğuna' ve 'ben yaptım oldu' tavrına karşı mücadelemiz bununla sınırlı kalmayacak, üniversite yönetiminin tutumunu her alanda teşhir edeceğiz. Üyemizin akademik çalışma hakkını engelleyenler, hakkındaki soruşturmaları hukuka aykırı usullerle yürütenler ve yeniden atamama kararını 'oy birliği' ile alan üniversite yönetim kurulu üyeleri yargı önünde hesap vereceklerdir” ifadelerini kullandı.

duvar