Katar, Taliban'la ilişkilerini neden iyi tutuyor?
Katar-Taliban ilişkileri yeni değil
Katar, Taliban'la ilişkilerini neden iyi tutuyor?
Taliban 2013 yılından bu yana Katar’da bir temsilciliğe sahip. Katar uluslararası terörizmi desteklemekle suçlansa da Batılı ülkeler Katar-Taliban ilişkilerinden faydalanıyor.
Afganistan'da Taliban'ın yönetimi ele geçirmesinin ardından ABD'nin vatandaşlarını ve kendisi için çalışan Afganların tahliye sürecinde Katar önemli bir rol oynadı.
ABD Başkanı Joe Biden, Katar Emiri Şeyh Tamim Bin Hamad el Tani ile yaptığı telefon görüşmesinde Katar'ın Afganistan'daki tahliye sürecine cömert desteği nedeniyle teşekkür etti. Biden'in teşekkürü bununla sınırlı kalmadı. Biden, her ne kadar Taliban'ın Afganistan'daki yönetimi ele geçirmesiyle birlikte başarısızlığa uğramış olsa da Katar'a Afgan hükümeti ile Taliban arasında görüşmelere vesile olması nedeniyle de teşekkürlerini iletti.
Taliban'ın siyasi liderlerinden Molla Abdülgani Birader'in Katar Hava Kuvvetleri'ne ait bir askeri uçakla Kandahar'a uçması ise Almanya'nın eleştirilerine neden oldu.
Katar-Taliban ilişkileri yeni değil
Katar ile Taliban'ın ilişkilerini geliştirmesi yeni bir durum değil. Katar 2013 yılında Taliban'ın başkent Doha'da bir temsilcilik açmasına izin verdi. Bu temsilcilik o dönemdeki ABD Başkanı Barack Obama'nın desteği ve talebiyle açıldı. O dönemde Washington, Afganistan'daki askerlerini geri çekme sürecine hazırlık yapabilmek için radikal İslamcı örgüt Taliban ile görüşmeler yürütebileceği bir yer arıyordu.
Uluslararası Kriz Grubu'ndan (International Crisis Group) Elham Fakhro, Afganistan'da askeri bir başarı sağlanamayacağının fark edildiğini ve bu nedenle de Taliban'ın siyasi çözüm bulma çabalarına dahil edildiği görüşünde.
Doha'da temsilcilik
2018 yılından bu yana Katar'daki Taliban temsilciliğinin yöneticiliğini üstlenen Birader, iktidardan alınan Afgan hükümeti ve ABD ile Taliban arasındaki görüşmelerde de arabuluculuk yapıyor. Birader, 2010'da Amerikan dış istihbaratı CIA tarafından gözaltına alınmasıyla girdiği Pakistan'daki cezaevinden 2018'de ABD'nin talebiyle tahliye edildi. Taliban'ın kurucuları arasında yer alan Birader, 2020 yılında ABD ile yapılan barış anlaşmasına imza attı. Ancak bu anlaşma Taliban'ın Afganistan'da yönetimi ele geçirmesiyle geçerliliğini kaybetti.
Katar'ın dış politikası
Taliban'ın Kabil'i ele geçirmesinden sonra yaşanan süreçte de Katar daha ihtiyatlı bir dış politika izlemedi. Bu nedenle de Katar uluslararası terörizmi beslemekle eleştirildi. Körfez ülkeleri uzmanı Fakhro, "Katar'ı eleştirenlerden bazıları, buna gerekçe olarak, Taliban ile diplomatik sürecin örgüte belli bir meşruiyet kazandırdığı argümanını sunuyor" dedi.
Doha merkezli El Cezire televizyonu da Taliban'a yıllardır sesini duyurma imkânı sunuyor. Taliban'ın Kabil'deki başkanlık sarayına girişi El Cezire televizyonunda yayınladı.
Bilim ve Politika Vakfı'ndan Guido Steinberg, Katar'ın bölgedeki tartışmalı aktörlerle bağlantıda olma konusunda çekince duymadığı görüşünde. Örneğin Katar Müslüman Kardeşler'in yanı sıra İran ile de ilişkilerini iyi tutuyor.
Steinberg, "Katar yaklaşık 20 yıldır bölgesel siyasette kendisini arabulucu olarak sunuyor. Bunu özellikle bölgesel pozisyonunu iyileştirmek için yapıyor" değerlendirmesinde bulundu. Katar'ın 1970 ve 80'li yıllarda Suudi Arabistan'a çok sıkı şekilde bağımlı olduğunu ve o dönemde Suudi Arabistan koruması altında olduğunu hatırlatan Steinberg, komşusunun korumasından çıkmak isteyen Katar'ın bölgede tek başına bir arabulucu olarak konumlandığını belirtti.
Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman bin Casim El Sani Afganistan'daki gelişmelere atıfla, ülkesinin tarafsız bir arabulucu olduğunu ifade etti. Ancak Katar, Dışişleri Bakanı'nın ifade ettiği gibi tarafsız bir ülke değil. Katar, Doha'da Taliban'ın temsilcilik açmasına ABD'ye olan sevgisi nedeniyle izin vermedi. "Katar'ın ABD'nin korumasına güçlü bir şekilde bağımlı olduğuna" dikkat çeken Steinberg, ABD'nin El Udeyd'de bir hava üssü olduğunu belirterek, "Ve Katar komşularının gücünden korktuğu için de bu durumun değişmesini istemiyor" diye konuştu.
Katar, dış politikası ve aşırılık yanlısı gruplarla ilişkileri nedeniyle bölge ülkeleri ile dostluklar kuramıyor. Katar, 2017 yılında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır'ın ambargosuna maruz kaldı. Her ne kadar şu anda ambargo kalkmış olsa da sorunlar çözülmüş değil.
Uluslararası Kriz Grubu'ndan Fakhro, Katar'ın arabuluculuk pozisyonunun Batılı ülkeler nezdinde değerini arttırdığı görüşünde.
Taliban üzerinde ne kadar etkisi var?
Katar'ın Taliban üzerinde ne kadar etkisi olduğu ise belirsiz. İki taraf arasındaki ilişkiler de tamamen sorunsuz değil. Katar, Taliban'ın Doha'daki temsilciliğine bayrak asmasını ve kendisini "Afganistan İslam Emirliği" olarak tanımlamasını kabul etmedi. 1996 yılında ilan edilen "İslam Emirliği" de Katar tarafından tanınmadı. Şimdi durumun değişeceğine ve özellikle de ABD aradayken, hiç ihtimal verilmiyor.
Katar, Vahabi inancını temsil ediyor ve farklı radikal gruplarla bağlantıları bulunuyor. "Ancak Katar kesinlikle Taliban'ın tüm gücüyle yönetimde olmasından yana değildir" diyen Steinberg, Katar'ın çıkarının arabulucu olarak bölge ve dünya politikasında aktif olmak olduğunu savundu. Steinberg, bu sayede Katar'ın Rusya ve Çin nezdinde de devlet olarak cazip olabileceğini sözlerine ekledi. Bu şekilde varoluşunu güvence altına almanın Katar'ın dış politikasındaki en önemli hedef olduğunu söyleyen Steinberg, "Çünkü Suudi Arabistan gibi komşular Katar'ın var olmak zorunda olduğu görüşünde değiller" dedi.
Batılı ülkeler ise tüm eleştirilerine karşın Katar'ın Taliban ile olan bağlantılarını takdir ediyor. Almanya'nın Afganistan Büyükelçisi Markus Potzel Doha'da Taliban ile görüşmeler yaptı. Avrupa Birliği'nin de Taliban'a Katar üzerinden ulaşması bekleniyor.
Diana Hodali
Deutsche Welle Türkçe