Kavala Kasım Ayındaki Duruşmada Serbest Kalabilir mi?
Kavala Alman Der Spiegel’e konuştu
Kavala Kasım Ayındaki Duruşmada Serbest Kalabilir mi?
1 Kasım 2017’de tutuklanan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın tutukluluğu dört yıldır devam ediyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 10 Aralık 2019’da verdiği hak ihlali kararına rağmen Kavala hala demir parmaklıklar arkasında.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Kavala’nın tahliye edilmemesi halinde Türkiye hakkında yasal sürecin başlayacağını duyurmuştu.
Kavala’nın tutuklu bulunduğu üçüncü Gezi davasının ikinci duruşması ise -Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin toplantısından birkaç gün önce - 26 Kasım’da yapılacak.
22 Ekim’de yazılı açıklama yapan Osman Kavala, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında yaptığı açıklamalarla adil yargılamayı etkilediğini söyleyerek İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmaya çıkmayacağını açıkladı.
‘‘Haksız yere içeride tutulan Demirtaş ve Kavala var, benim vicdanım kabul etmiyor’’
Bugün partisinin grup toplantısında konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kavala ile birlikte HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ‘‘Rahip Brunson krizine’’ atıfta bulunarak Amerikan pasaportuna sahip olmadıklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, ‘‘Haksız yere içeride tutulan Demirtaş ve Kavala var, benim vicdanım kabul etmiyor. Belki onlar hayatlarının hiçbir döneminde CHP de olmadılar, oy da vermediler. Ama bizim görevimiz adalettir, haksızlığa karşı durmaktır. Onların tek suçu var pasaportları ABD pasaportu değil. Olsalardı bir telefonla çıkarlardı, apronda uçak beklerdi. Böyle bir rezaletle Türkiye hiç karşı karşıya kaldı mı? Demokrasinin gereği olarak onların zaten içeride tutulmaları yanlış’’ dedi.
Büyükelçi açıklamaları Kavala’nın tahliyesini etkileyebilir mi?
En son aralarında ABD, Almanya ve Fransa’nın da bulunduğu 10 ülkenin büyükelçilerinin, AİHM kararı doğrultusunda Kavala’nın serbest bırakılması yönünde yaptığı açıklama kısa süreli bir diplomatik krize neden olmuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, büyükelçilerin ‘persona non grata’ ilan edilmesini istemiş ancak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun devreye girmesi ve büyükelçilerin ‘görev yaptıkları ülkede devletin içişlerine karışmamayı temel alan Viyana Sözleşmesi’nin 41 maddesine atıfta bulunan bir açıklama yapmasıyla kriz sona ermişti.
Ancak Kavala tarafı, her duruşmada olduğu gibi 26 Kasım’daki duruşmada da tahliye bekliyor.
‘‘10 büyükelçi açıklamalar yaptı, yetkililer bir şeyler söyledi. Sonuç, tutuklu yargılanma devam ediyor’’
Önceki gün KRT televizyonunda yayınlanan bir programa katılan Avukat Tolga Aytöre, bu haksız tutukluluğun sona ermesi gerektiğini dile getirdi.
Aytöre, ‘‘Bu elçiler ‘Osman Kavala hakkında niye hassasiyet gösteriyor?’ diyorlar. Bu büyükelçilerin birçoğu duruşmalara geliyor, biliyor musunuz? Bugüne kadar hemen her duruşmaya katıldılar ve yaşananlara bizzat şahitler. Hukuksuzluklara şahitler. ‘Biz niye tutukluyuz’ diye her duruşmada sorumuza yanıt veremeyen heyetle karşı karşıyalar. Kavala'nın her yargılamasında zaten tahliye olmasını bekliyorum. Çünkü tahliye olması sürpriz değil, tutuklu kaldığı her gün sürpriz.
Hiçbir hukuka dayanmadan dört yıldır, sorgusuz sualsiz, hiçbir suça ilişkin eğilimimiz ortaya konamadan yargılanıyoruz ve tutuklu yargılanıyoruz. Bugün gelinen noktada 10 büyükelçi açıklamalar yaptı, yetkililer bir şeyler söyledi. Sonuç? Sonucu bana söyler misiniz? Tutuklu yargılanma devam ediyor’’ dedi.
Kavala Alman Der Spiegel’e konuştu
Cezaevinde tutukluluğunun dördüncü yılı nedeniyle Alman Der Spiegel dergisine röportaj veren Osman Kavala ise Avrupa Birliği’nin Türkiye ile diyalogunu sürdürmesi gerektiğini söylerken seçimlerden önce serbest bırakılabilmesinin koşullarını da ortaya koydu.
Kavala, ‘‘Avrupa Birliği, Türkiye ile diyaloğu sürdürmeli; bunu yaparken insan hakları ve hukuk üstünlüğünü gündeme getirmeli. Bu hemen yaptırımlara başvurmaktan daha iyi. (Seçimlerden önce) Yabancı güçlerin hükümeti devirmeye çalıştığı şeklindeki komplo teorileri bilinçli olarak devreye sokulacaktır. Bu nedenle seçimlere kadar serbest bırakılmam sadece bir temenni olabilir. Öte yandan, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Kasım ayı sonuna kadar serbest bırakılmamam halinde Türkiye aleyhinde ihlal prosedürü başlatacağını duyurdu. Şayet hükümet için, AİHM kararlarına uymaması nedeniyle ödeyeceği bedel, benim tutuklu kalmamın sağladığı avantajlardan daha ağır olursa, belki o zaman seçimlerden önce serbest bırakılabilirim’’ dedi.