Kazakistan, Rusya-ABD-Çin rekabetinin ortasında seçimlere gitti

Moskova yönetimi, eski Sovyet ülkelerinin kapılarını çalan değişimden endişeli.

Kazakistan, Rusya-ABD-Çin rekabetinin ortasında seçimlere gitti




Kazakistan, Rusya-ABD-Çin rekabetinin ortasında seçimlere gitti

Moskova yönetimi, eski Sovyet ülkelerinin kapılarını çalan değişimden endişeli.

Orta Asya’nın kalbinde bulunan eski Sovyet devleti Kazakistan Cumhuriyeti, 10 Ocak pazar günü parlamento seçimlerine gitti. Diğer yandan Belarus’ta muhalif kesimin başkanlık seçimlerinin sonuçlarını kabul etmemesiyle patlak veren protestolar ve Kırgızistan’da insanların öfkesini artıran yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle kötüleşen ekonomik durum gerilimi artırdı. Parlamento seçimlerinin sonrasında yaşanan krizin ve hükümetin düşmesinin ardından ski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) sonrası bölgede bulunan devletler endişeli ve bir bekleyiş içerisine gidiler.

Kazakistan parlamento seçimleri başta Kovid-19 salgınının etkileri ve küresel ekonomik kriz olmak üzere ülkenin mücadele ettiği büyük ve zorlu sıkıntıların ortasında yapıldı. Bu, Kasım Cömert Tokayev’in 2019 yılında cumhurbaşkanlık görevini devraldığından bu yana düzenlenen ilk seçimler oldu. Tokayev, Kazakistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in istifasının ardından göreve gelmişti. Ancak seçim kampanyası öncekilere benzediğinden sonuçlar her zamankinden daha öngörülebilirdi.

Muhalif partilerin katılımına çalışılıyor

Kazakistan Merkez Seçim Komisyonu daha önce yaptığı bir duyuruda, dün yapılan parlamento seçimlerine meclisteki geleneksel partilerin -iktidardaki Nur Otan Partisi, Komünist Parti, sağ eğilimli Ak Yol Demokratik Partisi- yanı sıra altı siyasi partinin katılacağını bildirmişti. Üç muhalefet partisi de Yasama Meclisi’ne katılmaya çalıştı. Bu partiler; 2016 yılındaki seçimlerde meclise girmek için gerekli olan yüzde 7’lik barajı geçemeyen Avul Halkın Demokratik Yurtsever Partisi, Birlik Partisi ve Ulusal Sosyal Demokrat Parti’ydi.

Kazakistan parlamento seçimlerine hazırlandığı sırada Rusya merkezli bazı medya kuruluşları, Orta Asya’nın kalbindeki bu ülkede Belarus’takine benzer bir senaryonun tekrarlanmasına karşı uyarıda bulundular. Seçimlerin şeffaflığından şüphe edilmesi sonucu patlak verebilecek ve devletin en önemli yasama kurumlarında bir siyasi boşluk oluşmasına kapı aralayabilecek protestolara işaret ettiler.

Rusya merkezli haberlerde ABD’nin son yıllarda gösterdiği maddi desteğin yanı sıra burslar ve eğitim kursları sağlayarak özgürlük ve sivil toplum alanında çalışan aktivistlere ve kuruluşlara verdiği büyük destekten söz edildi.

Bu bağlamda Kazakistan’ın başkenti Nur-Sultan’daki ABD Büyükelçiliği Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Kazakistan otoritelerinin parlamento seçimlerinden önceki vergi taleplerine dayanarak sivil insan hakları örgütlerini ve sivil toplum kuruluşlarını kapatmakla tehdit ettikleri yönündeki haberler karşısında endişe duyuyoruz. Bağımsız sesler, açık bir toplumun ayrılmaz bir parçasıdır.”

Büyükelçilik açıklaması, Kazakistan otoritelerinin bazı insan hakları örgütlerini kapatmakla tehdit etmesinin ardından sonra geldi.

'Renkli devrimler'

Bölgedeki gelişmeleri takip eden uzmanlar, Belarus’taki gösterilere ve protestoculara Batı tarafından destek gelmesinin ardından eski Sovyet cumhuriyetlerinde meydana gelen “Renkli Devrimler” senaryosunu bir kez daha Orta Asya ülkelerinde canlandırma girişimlerinin ortaya çıkma ihtimaline uzak bakmıyor.

Uzmanlar, Orta Asya ülkelerinin liderlerini, Ukrayna veya Gürcistan'da olduğu gibi ülkeyi kaosa veya çatışmalara maruz bırakan herhangi bir senaryo ile başa çıkmak için geçmiş yıllarda kullanılan eski geleneksel yöntemlerden farklı, uygun bir zemin ya da yöntem bulmaya çağırıyor.

Orta Asya liderlerinin son zamanlarda bölgedeki büyük güçler -ABD, Rusya ve Çin- arasında bir tür denge kurmanın artık siyasi istikrarın devamı için yeterli olmadığını fark ettikleri apaçık ortada. Nitekim bazı ülkelerde yerel çapta meydana gelen çatışmalar her an bölgesel bir çatışmaya ya da farklı yöntemlerle uluslararası bir çatışmaya dönüşebiliyor ki bu, pek çok ülkede meydana geldi. Olayların hattına aşırılık yanlısı terörist ya da radikal dini partilerin girmesiyle çatışmalar birden fazla yerde birden fazla yöne evrilmesinin yanı sıra bölge Batı ile Moskova arasında bir vekalet savaşı arenasına dönüştü.

Orta Asya devletlerinin istikrarını korumak, müttefik ülkelerin istikrarı için de bir garanti sayılıyor. Bu da Rusya ve Çin’de olabilecek bir şey. Zira Rusya, arka bahçesi sayılan bölgelerde siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri nüfuzunu korumak ve iç topraklarına kadar yayılabilecek her türlü kaosu önlemek isterken Çin ise bölgeyi ürettiği malların dağıtımı için devasa bir transit koridorunun yanı sıra kendisine ucuz enerji sağlayan önemli bir ticari liman olarak görüyor.

Moskova endişeli

Yeni Kazakistan’da, Rusya ve Çin arasındaki ekonomik rekabet gittikçe daha belirgin bir hale geliyor. Zira Çin, ülkeyi Avrupa Birliği’ne (AB) otoyollar ve demiryolları ile bağlamak için tasarlanmış yeni İpek Yolu üzerindeki bir taşımacılık projesine aktif olarak yatırım yapıyor. Bu durumda iki transit ülke, Kazakistan ve Rusya olacak. Bu yüzden Rusya merkezli resmi medya kuruluşları da Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) içindeki entegrasyon ile tamamen uyum içerisinde olması dolayısıyla bu projeyi destekliyorlar. Bununla birlikte geleceğe bakıldığında, Kazakistan’daki Çin yatırımının büyümesini (ve dolayısıyla üzerindeki etkisini) tahmin etmek oldukça mümkün. Rusya kendi ekonomik sorunları ile sadece “ortak bağlara ve tarihe” dayanarak, Kazakistan’da giderek daha savunmacı ve muhafazakar bir duruş sergileyecektir.

Birçok faktör, Rusya ve Kazakistan’ı ittifaklarını yenilemeye, ülkede iç istikrarı korumaya ve Kazakistan’ı Çin iktidarı akımında boğulmaktan kurtarmaya itiyor. Washington’ın dünya üzerindeki birçok bölgeden geri çekilmesi, ABD ile Rusya ve Çin arasında her geçen gün artan rekabet, yeni ABD yönetiminden Moskova’nın nüfuzu ile mücadele etmeye yönelik yapılan açıklamalar ve Kremlin’i sonu bilinmeyen bir bataklığa sürüklemek için Rusya civarında birkaç cephe açma girişimi dikkat çekiyor. Başta bu nedenler olmak üzere Moskova ve Nur- bir dizi faktör sebebiyle birbirlerine doğru ilerliyorlar. Nitekim halk hareketlerinin ve protestoların çoğu bölgedeki Rus çıkarlarını hedef alarak sona erdi.

Moskova, eski Sovyet ülkelerinin kapılarını birer birer çalan kademeli değişimden endişe duyuyor. Dünyanın içinden geçtiği artan ekonomik sıkıntılar ışığında her an Rusya’ya sıçrayabilecek bir kaoston ve ardından bir siyasi boşluk oluşmasından korkuyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Abay

https://www.independentarabia.com/node/183596