Kazakistan’daki gerilim ve ABD - Çin ilişkileri

ÇİN VE BÖLGESEL GELİŞMELER 

Kazakistan’daki gerilim ve ABD - Çin ilişkileri


Barış Doster
Barış Doster

Kazakistan’daki gerilim ve ABD - Çin ilişkileri

ABD; Kazakistan’da yaşanan gerilimden endişe duyduğunu açıkladı. Kazakistan’ın davetiyle bu ülkeye asker yollayan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nü kınadı. Davetin meşru olmadığını söyledi. ABD; Afganistan’dan Irak’a, Vietnam’dan Kore’ye dek onlarca ülkeyi işgal etmiş, onlarca ülkeye saldırmış, onlarca ülkede darbe yapmış emperyalist bir devlet olduğu halde, sanki bunları hiç yapmamış gibi konuşması, her zamanki tavrını yansıtıyor. İnandırıcı değil.  

ABD; Kazakistan’a özel önem veriyor. Elbette bunun Kazakistan’ın jeopolitik konumu, zengin enerji kaynakları, Rusya ve Çin’le komşu olmasıyla büyük ilgisi var. Kazakistan’daki gerilimden yararlanmak, gösterilerin yönünü, hedefini saptırmak istiyor. Politik, ekonomik, bürokratik güç odakları arasında ittifak yapacağı kuvvetler arıyor. Kazakistan’da büyük yatırımları olan ABD’li petrol şirketlerinin çıkarlarını korumaya, geliştirmeye çabalıyor. Gerilimden, hem Rusya’yı hem Çin’i rahatsız etmek, Orta Asya’da askeri üs edinmek için yararlanmak istiyor. Fakat umduğunu bulamıyor. Ne Çin’in ve Rusya’nın gelişmesini, etkisini artırmasını önleyebiliyor ne de bu iki ülkenin aralarında işbirliği yapmasının önüne geçebiliyor.  

Özellikle de Çin’in ekonomik gücü, yatırım ve dış yardım kabiliyeti, buna koşut olarak artan politik, diplomatik nüfuzu, ABD’nin hesaplarını altüst ediyor. Çin’i yakın çevresinden kuşatma çabaları sonuç vermiyor. Kuşak ve Yol projesinin hızını kesemiyor. Avrupa’dan Afrika’ya uzanan geniş bir alanda artan etkisini durduramıyor. O nedenle Kazakistan’da yaşananlara bir de bu açıdan bakmak gerekiyor. Tartışmayı daha sağlıklı bir zeminde yapmak için, Çin’e ilişkin birkaç ekonomik bilgiyi paylaşalım.  

Enerjide dışa bağımlı olan Çin, hem nükleer santral yaparak hem kendi kaynaklarını (hem fosil yakıtlar hem yenilenebilir enerji kaynakları) seferber ederek, gerek dışa bağımlılığını azaltmaya gerekse kendi kaynaklarını kullanmaya çabalıyor. Son yıllarda açık denizde petrol arama ve üretme adına hayli yol aldı. Bu artış, ulusal petrol üretimindeki artışın yarısına denk. 2021’de yenilenebilir enerjiye dayalı kurulu güç 1 milyar kilovatı, yeni enerjiye dayalı elektrik üretimi 1 trilyon kilovatı geçti.  

Çin’de iç pazar büyüyor, gelişiyor. Hızlı bir orta sınıflaşma yaşanıyor. 2021’de 11 milyon kişiye istihdam sağlandı. Bu, halkın tüketim, alışveriş, tatil, eğlence, turizm tercihlerine de yansıyor. Üretime, ticarete, alışverişe ilişkin şu bilgiler dikkat çekici: Çin’de hızlı kargo sektörünün büyüklüğü bu yıl 182 milyar dolara ulaşacak. Postalanan kargo sayısı geçen yıl 100 milyara ulaşmış. Şanghay Limanı, işlem yapılan konteyner hacmi açısından 12 yıldır dünyada ilk sırada. 2021’de dünyada verilen toplam 1846 yeni gemi siparişinin 965’ini Çinli şirketler vermişler.  

ÇİN VE BÖLGESEL GELİŞMELER 

2016 - 2020 arasında ulaştırma sektörüne 1.2 trilyon dolar yatırım yapan Çin; 2022’de, halen 150 bin kilometreyi geçmiş olan (bunun 40 bin kilometresi yüksek hızlı trenler için)  demiryolu ağına 3 bin 300 kilometre yeni hat ekleyecek. Şanghay metrosu, 831 kilometre hat uzunluğuyla, dünyada birinci. Geçen yılın ilk 11 ayında Çin ve Avrupa arasında toplam 13 bin 817 sefer yapılmış, 1.33 milyon konteyner taşınmış. Bu sayılar, Çin ve Avrupa arasındaki ticaretin hacmini de yansıtıyor. Çin; 20 yıl içinde 7 bin 646 yeni sivil yolcu uçağını, 650 kargo uçağını filosuna katacak. Sivil helikopter sayısı da 2040’a dek 10 bini aşacak.  

Kasasında 3.2 trilyon dolar döviz rezervi olan Çin; sadece ABD, Rusya ve Avrupa’yla değil, Afrika’yla da ticaretini, diplomasisini geliştiriyor. Geçen yıl toplam mal dış ticaret hacmi 6 trilyon dolar olan Çin; AB’nin en büyük dış ticaret ortağı. Afrika’yla arasındaki ticaret 208 milyar doları geçti, ABD’nin Afrika’yla yaptığı ticaretin üç katını aştı. 1991’den beri Çin dışişleri bakanları, yılın ilk temaslarını Afrika’dan başlatıyorlar. Bu tercih, Çin’in Afrika’ya yönelik ilgisini ve kıtada artan etkisini de yansıtıyor.  

Çin’in çok önemsediği Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (RCEP), 1 Ocak 2022’de yürürlüğe girdi. 15 ülkeyi kapsıyor. Bu ülkelerin toplam nüfusu, ekonomik büyüklüğü ve ticaret hacmi, dünya toplamının yüzde 30’u. Çin’in, 14 RCEP üyesiyle arasındaki ticaret 2021’in ilk 11 ayında 1.7 trilyon doları geçmişti. Çin’in Kuşak ve Yol projesine katılan ülkelere doğrudan yatırımı da 2021’in ilk 11 ayında yüzde 12.7 arttı. Çin ve Rusya arasındaki ticaret hacmi ise 140 milyar doları aştı.   

Çin; eğitimde de büyük hamleler yapıyor. ABD’de en çok öğrenci okutan yabancı ülke. Geçen yıl Çin’de 9 milyon kişi, üniversiteden mezun oldu. 2020’de üniversite, enstitü ve sağlık kurumlarında üretilen 788 bin makaleyle, ABD’yi geçip birinci oldu.  

Bu bilgiler, Çin’in ekonomik ve politik gelişmesini yansıttığı gibi, ABD’nin bölgeye ilişkin hesapları hakkında da ipuçları veriyor. Cumartesi günü de Rusya’ya ilişkin bilgileri paylaşıp, bölgedeki olası gelişmeleri tartışmayı sürdüreceğiz.

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-doster/kazakistandaki-gerilim-ve-abd-cin-iliskileri-1899483

BARIŞ DOSTER / CUMHURİYET