Kazakistan’ın Orta Asya’ya bakışı

“Kazakistan, Avrasya Ekonomik Birliği bakımından Orta Asya’nın Rusya ve ötesinden Avrupa’ya açılan kapısı”

Kazakistan’ın Orta Asya’ya bakışı




DR. DİNMUHAMMED AMETBEK  YAZDI...

Kazakistan’ın Orta Asya’ya bakışı

ANKASAM Avrasya Masası Başkanı Dr. Dinmuhammed Ametbek “Kazakistan, Avrasya Ekonomik Birliği bakımından Orta Asya’nın Rusya ve ötesinden Avrupa’ya açılan kapısı” diyor.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ile beraber Münih Güvenlik Konferansı çerçevesinde “Coğrafyanın Önemi: Orta Asya ile İlgili Güncelleme” başlıklı oturuma katıldı. Bu oturum uluslararası kamuoyunun bölge ile ilgisinin arttığını gösteriyor. Özellikle bölgeden iki cumhurbaşkanının konuşmacı olarak katılmaları bir yandan dinleyicilere birinci ağızdan bölge hakkında bilgi alma olanağını sunarken, diğer yandan bölgedeki liderlerin de uluslararası platformlarda daha etkin olarak ortaklaşa bölgedeki sorunlara dikkat çekmeye çalıştıkları görülüyor. Bu çerçevede bölgenin hem coğrafi olarak hem de ekonomik olarak en büyük ülkesi konumundaki Kazakistan’ın Orta Asya tutumunu ele almamızda yarar var...

Profesyonel bir diplomat olan Tokayev konuşmasının başında coğrafi olarak Kazakistan’ın Rusya, Çin ve Orta Asya arasında durduğunu belirtti. Bu coğrafi konum bir yandan belli riskleri içerirken diğer yandan fırsatlar da sunuyor. Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Tokayev, Rusya ve Çin ile olan komşuluğunu daha çok fırsat olarak değerlendirdiğine vurgu yaptı. Esasında denize doğrudan çıkışı olmayan bölgenin uluslararası sulara ulaşması için dört güzergâh bulunuyor. Bunlar: Rusya, Çin, İran ve Güney Asya (Pakistan ve Hindistan). İran’a ABD tarafından uygulanan ekonomik yaptırımları ve Afganistan’daki istikrarsızlığı dikkate aldığımızda, doğal olarak Orta Asya’nın Rusya ve Çin’le yakın işbirliği kurması gerektiğinin kaçınılmaz olduğu anlaşılıyor. Bu bağlamda Münih Konferansı’ndaki oturumda yaptığı konuşmanın başında Tokayev, ülkenin Rusya ve Çin gibi büyük güçlerle komşu olmasının ‘iyi’ veya ‘kötü’ gibi kelimelerle tanımlanamayacağını, daha doğrusu bu durumun ‘gerçeklik’ sözcüğüyle tanımlanması gerektiğine dikkat çekti. Bu doğrultuda Kazakistan’ın hem Rusya hem Çin’le güvenilir ilişkiler kurmayı başardığını ve her iki ülkeyle stratejik ortaklık kurduğunu belirtmemiz gerekiyor. Bu çerçevede Birinci Cumhurbaşkanı Elbası Nursultan Nazarbayev’in döneminde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Tokayev’in temelini attığı ‘Çok Vektörlü Dış Politika’ anlayışının, ülke çıkarlarına zarar vermeden büyük güçler arasındaki dengenin korunması anlamına geldiğini akılda tutmanın yararı var.

Öncelikle bölgenin Karadeniz üzerinden uluslararası sulara ve diğer yandan Avrupa pazarına ulaşması için Rusya kritik konuma sahip. Bu stratejik konumu dikkate alan Elbası Nazarbayev, 1994 yılında Avrasya entegrasyonu fikrini ortaya attı. Bu fikir doğrultusunda daha sonra Avrasya Ekonomik Birliği kuruldu. Kazakistan, Rusya, Belarus, Kırgızistan ve Ermenistan’ın üye olduğu 182 milyon kişilik pazar; bir yandan yurtdışından yatırım çekerken, diğer yandan Orta Asya’nın uluslararası pazarlara ulaşımını kolaylaştırıyor. 2018 yılından birliğin Çin, Hindistan ve İran gibi ülkelerle serbest ticaret anlaşması imzalaması ilginin arttığını gösteriyor. Türkiye ile de bu kapsamda müzakereler devam ediyor. Kısacası, Avrasya Ekonomik Birliği bakımından Kazakistan Orta Asya’nın Rusya ve ötesinden Avrupa’ya açılan kapısı.

Kazakistan’ın Çin’le de yakın ilişkileri bulunuyor. Asıl uzmanlık alanı Çin olan Tokayev’in bu ilişkilerin tesisi bağlamında bol tecrübesi olduğu aşikâr. 1990’lı yıllardan itibaren Kazakistan’ın Çin’le işbirliğinin büyüyen Çin ekonomisi dikkate alınarak geliştirildiğinin altını çizmemiz gerekiyor. Kazakistan-Çin sınırındaki Horgos demiryolu istasyonu halihazırda Avrasya kıtasının ortasındaki en büyük kara limanı işlevini görüyor. 2013 yılında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından ilan edilen “Kuşak-Yol Girişimi” Orta Asya’nın doğu-batı istikametindeki ticaret ve ulaştırmadaki önemini daha da artırdı. Çin’in bu Yeni İpek Yolu projesinin Kazakistan’ın başkentinde açıklanması bölgenin kritik konumunu açıkça ortaya koyuyor. Bu çerçevede Kazakistan’ın “Nurlu Yol” projesinin Çin’in “Kuşak-Yol Girişimi” ile örtüştüğü görülüyor. Söz konusu ulaştırma hatları üzerinden Çin’den Avrupa’ya iki haftada ulaştırılan mallar, deniz yollarıyla bir ayda ancak Avrupa’ya ulaşıyor.
Avrasya kıtasının tam ortasında bulunan Orta Asya bölgesinin uluslararası ekonomideki konumunu güçlendirmesi ve bölge ülkelerinin bağımsızlıklarını korumaları için bölgesel entegrasyon önem arz ediyor. 2018 yılından itibaren yeniden ivme kazanan bu süreç umut vadediyor. Bölge liderlerinin görüşme sıklığı orantısında bölge ülkeleri arasındaki sorunların çözümlerinin kolaylaştığı gözlemleniyor. Bu kapsamda bölgesel ortak kimliğin gelişmesi bakımından “Orta Asya +1” formatı dikkat çekiyor. Orta Asya dışişleri bakanlarının bir yanda, ABD, Japonya ve Kore gibi ülkelerin dışişleri bakanlarının diğer yanda bulunduğu format bölge sorunlarının aynı masada tartışılması açısından önemli. Geçen haftalarda ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo bu formattaki görüşmeye katılmıştı. Diğer bir ifadeyle, ABD de bölge ülkeleri ile ilişkilerini “Orta Asya + 1” formatında kurumsallaştırıyor.

Türkiye’nin bölgeyle ilişkilerine gelecek olursak, burada da Kazakistan Türkiye’nin Orta Asya ile işbirliğinin artmasına etkin olarak katkıda bulunuyor. Özellikle Türkiye’nin geliştirdiği “Orta Koridor” Türk Keneşi tarafından destekleniyor. Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden Hazar’a varan ulaştırma hatları, deniz üzerinden Orta Asya’ya açılıpor. Bu bağlamda 2019 yılında Özbekistan’ın Keneş’e üye olması ‘Orta Koridor’un kapasitesini daha da arttırıpor. Böylece Kazakistan Türkiye’nin Orta Asya ile ilişkilerinin kurumsal hale gelmesi için çalışan ülkelerin başında geliyor.

Sonuç olarak Kazakistan, Orta Asya bölgesinin bir yandan bütünleşmesini ve uluslararası pazara kolayca açılmasını destekliyor. Kazakistan’ın Rusya, Çin, ABD gibi ülkelerle dengeli politika geliştirmesi sonuç itibarıyla bölgenin çıkarına hizmet ediyor. Kaldı ki Kazakistan liderleri ve diplomatları uluslararası platformlarda sadece kendi ülkelerinin temsilcileri olarak değil, aynı zamanda Orta Asya’nın çıkarlarını koruyan bölge temsilcileri olarak hareket ediyor. Bu bağlamda 2018 Ocak ayında Kazakistan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Başkanlığı sırasında konseyde düzenlenen “Güvenlik ve Kalkınmayı İlişkilendirmek İçin Bir Model Olarak Afganistan ve Orta Asya’da Bölgesel Ortaklık” başlıklı oturum güzel örnek. Kazak dış politikasının ülke etrafında güvenlik çemberi oluşturma çabası nihayetinde bölgenin çıkarına. Hiç kuşkusuz bölge güvenliği için Afganistan’daki istikrar önemli. Bu kapsamda Tokayev’in Afganistan’ı Orta Asya’nın bir parçası olarak tanımlaması dikkate değer. Afganistan Cumhurbaşkanı Gani’nin Tokayev ile aynı oturumda konuşması da bu gerçeği gözler önüne seriyor. 

 

DR. DİNMUHAMMED AMETBEK  / KARAR