Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Selahattin Demirtaş hakkında hazırlanan iddianameye tepki
Kılıçdaroğlu, Demirtaş ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Selahattin Demirtaş hakkında hazırlanan iddianameye tepki
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında hazırlanan iddianameye ilişkin, “Bu tür iddiaları Selahattin Demirtaş alacak, göğsüne şeref madalyası olarak takacaktır. Savcı, yargıç eleştirilemeyecek mi?” açıklamasında bulundu.
Kılıçdaroğlu, Halk TV’de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında hazırlanan iddianamenin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Bu tür iddiaları Selahattin Demirtaş alacak, göğsüne şeref madalyası olarak takacaktır. Savcı, yargıç eleştirilemeyecek mi?” dedi.
Kılıçdaroğlu, Demirtaş ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adaletsizlik olacak, ben adaletsizliği eleştirmeyeceğim! Neden? Efendim savcı bey rahatsız oluyor. Olmaz efendim! Herkes eleştirinin ne kadar değerli olduğunu önce bilecek. Ve o eleştiriye kulak kabartacak. Biz neden yargı bağımsızlığı temelden yara alıyor diyoruz? Bu nedenle. Eğer siz birinin söylediğini ertesi gün talimat olarak görüp hemen iddianame düzenlerseniz.... Öte yandan aylardır, yıllardır içeride olan hakkında bir iddiname dahi hazırlamazsanız, hapishanede biraz daha kalsın... Biraz daha beklesin diye derseniz o ülkede adaletten söz edemezsiniz."
AYM ve SOYLU
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan’ın, isim vermeden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik açıklamalarına değinen Kılıçdaroğlu, “Bir yargıcın vermesi gereken bir cevap. Soylu, bu cevabın ağırlığını kavrayabilir mi endişelerim var. İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturup, Türkiye’nin güvensiz bir ülke olduğunu ifade etmek enteresan bir şey” dedi. Kılıçdaroğlu, selefi derneklerin silahlandığını iddia eden ve “Savcılık çağırırsa en az 150 derneğin ismini veririm” diyen Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün açıklamalarına yönelik ise “Merak ediyorum bu ülkenin istihbarat örgütü yok mu? Bu insanlar silahlanırken bunlar sessizliğini mi koruyorlardı? Bunları koruyan güç neydi? Bunlar silahlanırken devlet neredeydi, bu silahlar nereden sağlanıyor? 15 Temmuz’da pek çok silahın dağıtıldığı ancak silahların toplanmadığı, silahlardan birisiyle cinayet gazetelere haber olarak yansımıştı. İnsanlar silahlanıyor. Ama bunun kaydı tutuluyor mu tutulmuyor mu bilmiyorum. Bu silahlanma Türkiye açısından ileride ciddi bir sorun oluşturabilir” ifadelerini kullandı.
Sandığa sonuna kadar sahip çıkacaklarını ve güvenliğini sağlayacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Millet İttifakı kazandığı zaman Cumhur İttifakı taraftarları iktidardan gitmemek gibi bir arayış içine girerler mi... Ne yaparlarsa yapsınlar göndereceğiz” dedi.
Bütün yargıçların hukukun üstünlüğüne inanarak görev yapmalarını istediğini ancak bütün yargıçların böyle olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bütün yargıçlar böyle değil. Bazı yargıçların doğrudan doğruya Saray’dan, hatta Erdoğan’ın avukatlarından talimat aldıklarını ve o avukatların taleplerini yerine getirdiklerini, savcıların, o avukatların sigara küllerini dökmek için kültablası istedikleri zaman ayağa kalkıp o kültablasını getirip onun önüne koyduğunu gayet iyi biliyorum. Ama bunların sayısı az. Bunlar yeri geldiğinde mahkeme mahkeme dolaştırılıyor. Bunlara yargıç da hakim de demiyoruz. Bunlar sarayın taleplerini yerine getiren hakimler. Kendilerine hakim unvanları verilmiş ama hakim falan değiller” ifadelerini kullandı.
BAŞSAVCI'NIN SARAY ZİYARETİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın düğününün ardından Erdoğan’ı ziyaret etmesiyle ilgili Kılıçdaroğlu, “Soluğu Saray’da alır ve fotoğraf verirse bu doğru değildir. Artık Cumhuriyetin savcısı diyemeyiz buna. Eğer Saray’ın savcısı olursanız Cumhuriyeti kullanmayacaksınız. Saray’ın savcısı diye kullanabilirsiniz. Erdoğan’ın avukatı önünde esas duruşa geçen savcılar da var” dedi.
CHP’nin liberal, sağcı, Kürtçüler ile doldurulduğu ve Kemalistlerin kovulduğu yönündeki eleştirileri kabul etmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sağ-sol kavramları hangi yüzyıla ait ve biz hangi yüzyıldayız? 18. yüzyıla ait kavramlarla 21. yüzyılın sorunlarını çözebilir misiniz?” dedi. Toplumda 3 katman olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Alttakileri vatan, millet, Sakarya ile; din, iman kültürü ile uyutuyorlar ama gerçen dini öğretmiyorlar. Gerçek Müslümanlıkta ezilmişlere sahip çıkacaksınız. Ezilmişlere paket veriyorsunuz, ‘sesini çıkarma’ diyorsunuz. Bu olmaz. Onun hakkını elinden alıyorsunuz” dedi.
Yüzde 30’luk kitlenin koşulsuz olarak Erdoğan’ı desteklediği kanaatinde olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Geliri düşmeyen bir kişi, siyasal iktidarın düşmesini istemez. Şimdi, geniş kitlelerin gelirleri düşmeye başladı, siyaseti sorgulamaya başladı” ifadelerini kullandı.
“MUSTAFA KEMAL” VE “ATATÜRK” TARTIŞMASI
CHP’deki “Mustafa Kemal” ve “Atatürk” tartışmasına da değinen Kılıçdaroğlu, “Bu tartışmalar tamamen yapay. İster Gazi, ister Gazi Mustafa Kemal, ister Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ister Atatürk diyin, aynı kişiyi anlatıyorsunuz. Yapay tartışmalardan kaçınmak lazım. Bu yapay tartışmalar belli çevreler tarafından körükleniyor ‘acaba CHP’nin içini karıştırabilir miyiz’ diye. Yok, karışmaz” dedi.
Kılıçdaroğlu, dış politikaya ilişkin de “Dünyaya savaş ilan edecek neredeyse beyefendi. Ne oldu? Oturdu masaya. O gürültü, patırtı neydi? Doğu Akdeniz ile ilgili damat ‘Doğalgaz var ama değersiz’ diyordu. Karadeniz’de bir yer bulduk, neredeyse bayram ilan edeceğiz. Doğu Akdeniz’i kaybediyoruz farkında değiller” ifadelerini kullandı.
İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu desteklediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Canan Kaftancıoğlu il başkanımız, destekliyoruz. Canan Hanım’ın Mustafa Kemal Atatürk’ü, Mustafa Kemal’i, Gazi Mustafa Kemal’i, Mareşal Mustafa Kemal’i sevmemesi mümkün mü? Kendi partisinin kurucusu. Bütün dünyanın geldiği nokta Gazi Mustafa Kemal’in geldiği nokta” dedi.
Eski CHP Milletvekili Barış Yarkadaş’ın, İstanbul’da CHP üyesi sayısının düştüğü yönündeki açıklaması anımsatılan Kılıçdaroğlu, “Nereden biliyorlar? Bizim veriler açık. Bizim üye sayımız hiç azalmadı, sürekli artıyor. İstifa edenler, ölenler elbette var. AK Parti’nin üye sayısında ciddi bir düşüş oldu. Seçimlerde görevlendirdiğimiz ama sandık başına gitmeyen yaklaşık 30 bin kişinin de kaydını sildik” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin sadece ekonomik değil, siyaset ve toplumsal açısından da bir buhran içinde olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “Demokrasinin olmadığı yerde Kemalizm’den, Atatürkçülükten, sağdan, soldan söz edemezsiniz. Demokrasiden yana olanların birleşmesi lazım. Önce bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz, sonra herkes düşüncesini rahatlıkla ifade edebilir. Türkiye’yi demokrasi dışındaki bütün söylemlerden kurtarmamız lazım” dedi.
ABDULLAH GÜL'ÜN ADAYLIĞI
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adaylığı tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu, “Sayın Gül, en son kız kardeşimin vefatı dolayısıyla aradı. Ondan önce de bir konu dolayısıyla telefonla görüştüm. Abdullah Gül siyasi dünyamızın önemli aktörlerinden birisi, bunu kabul etmek gerekir. Cumhurbaşkanlığı tartışması yapmak doğru değil. Toplumun gündemi ekonomi” ifadelerini kullandı.
Yasamanın, yürütmeyi denetleyebilmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yasama, yürütmeyi denetleyemiyor. Yürütme, yasama organını kontrol altına almış durumda. İstediğini yaptırıyor. Erdoğan bugün ‘Türkiye 85 ildir, haberiniz yok’ diye kanun teklifi getirsin, AK Parti ve MHP milletvekilleri el kaldırır. Çünkü iradelerini bir kişiye teslim etmişler” dedi.
'TAM BİR SOYGUN DÜZENİ'
Türkiye’nin 12 ayda 171 milyar dolar borç ödeyeceğini; yol, hastane, köprüler için dolar üzerinden garanti verildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Tam bir soygun düzeni bu. Biz kamu-özel işbirliği ile yapılan ve tam bir sorguna dönüşen bu hastaneleri, yolları, kamulaştıracağız. Dünyanın parasını niye verelim?” dedi.
'BEN HALKIN SESİNİ DİLLENDİRİRİM'
Kahvehane açıklaması anımsatılan Kılıçdaroğlu, “1 milyonun üzerinde kahvehane var. Acaba kahvecilerin nasıl geçindiklerini, bu insanların evlerine ekmek götürüp götürmediklerini biliyorlar mı? Bana geldiler, dediler ki ‘kağıt da oynansın, en azından yeni deste kağıt açalım.’ Ben bunu dillendirdim. Ben halkın sesini dillendiririm” ifadelerini kullandı.
'BUNUN GEREĞİNİN YAPILMASI LAZIM'
Kılıçdaroğlu, Enis Berberoğlu hakkındaki AYM kararının anımsatılması üzerine de “Henüz gerekçeli karar çıkmadı. AYM hak ihlali var dedi. Bunun gereğinin yapılması lazım” dedi.
'BENİ, ERDOĞAN’I VE BAHÇELİ’Yİ YALAN MAKİNESİNE BAĞLASINLAR'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, kendisine yönelik “Yalan makinesine bağlamak lazım” sözlerine de değinen Kılıçdaroğlu, “Olur. Bence sakıncası yok. Beni, Erdoğan’ı ve Bahçeli’yi yalan makinesine bağlasınlar. Kim yalan, kim doğru söylüyor vatandaş seyretsin” dedi. Doktorların Hipokrat yeminini anımsatan Kılıçdaroğlu, “TTB ile ahlaki olarak aynı kökten geliyoruz” ifadelerini kullandı. Açıklanan vaka sayılarına güvenmediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Hasta sayısını az göstermek için çaba harcarsanız, ölüm sayısı az diye başarı hikayesi çıkarırsanız yanlıştır. Bütün dünya biliyor doğru olmadığını” dedi.
'SARAY’DAN BÜTÜN BAKANLARA TALİMAT GİTMİŞ'
Bakanların konuşmalarını da eleştiren Kılıçdaroğlu, “Saray’dan bütün bakanlara talimat gitmiş ‘Konuşma yaparken Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla başlayacaksınız’ diye. Onlar bildiğimiz bakan değil. Müsteşarlıklar kaldırıldı. Onlar birer devlet memuru. Yukardan talimat geliyor, gereğini yapıyorlar” dedi.
'KAYINPEDER-DAMAT BERABER ÇALIŞIYORLAR'
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın değiştirilip değiştirilmeyeceği yönündeki soruya Kılıçdaroğlu, “Berat Bey kalır. Kayınpeder-damat beraber çalışıyorlar. Berat Bey üst, diğerleri alt bakan. Berat Bey'in durumu diğer bakanlarla eşit pozisyonda değil” ifadelerini kullandı.
'KORKAN İNSANLAR BUNU YAPAR'
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda oluşturulan yeni birime ilişkin de Kılıçdaroğlu, “Totaliter yönetimin güçlendirilmesi için oluşturulan bir birim. Ne yapılacak o kocaman binada? Milli İstihbarat Teşkilatı’nın görevleri mi verilecek? Fişlemeler orada mı yapılacak? İktidardan gitmeme yönünde kendi pozisyonlarını güçlendirmek istiyorlar. Korkan insanlar bunu yapar. Erdoğan, iktidardan gitmenin kendisi için ciddi bir maliyet getireceğini düşünüyor. Memleketi batırdın arkadaş. Öfke, kin ile devlet yönetilmez. Bugün bazı kişiler hapisteyse, Erdoğan’ın öfkesi yüzünden” dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“17-25’ten sonra FETÖ’yü ziyaret etmiş bir sürü adam var. Parası olan, Cumhurbaşkanının avukatlarını tutan insanların, bazen savcılar hiç iddianame hazırlamıyor, bazen de hemen tahliye ediliyorlar. Parası olmayanlar garibanlar ise toplanıyor, hapishaneye atılıyor. Askeri öğrenciler var mesela, nedir bunların günahı?”
CUMHURİYET