Kemoterapi nedeniyle erken menopoza giren kadınlara öneriler

Kemoterapi sonrası düzenli adet döngüsü yaşa bağlı değişiyor

Kemoterapi nedeniyle erken menopoza giren kadınlara öneriler


Kemoterapi nedeniyle erken menopoza giren kadınlara öneriler

 

Birçok kadın menopoza girmeden meme kanseri tanısıyla karşılaşıyor. Yapılan son araştırmalara göre, uygulanan kanser tedavisi ile menopoz arasında bir ilişki olduğunu ancak araştırmaların devam ettiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Kemoterapiye bağlı yan etkilerin ve yaşam kalitesi üzerindeki değişikliklerin araştırıldığı bir çalışma Avrupa Onkoloji Birliği Toplantısı’nda sunuldu. Bu çalışmada erken evre meme kanseri tanısı için koruyucu kemoterapi alan hastaların yaklaşık yüzde 50’sinin dört yıllık takip süresi içerisinde adetten kesilerek menopoza girdikleri rapor edildi” açıklamasında bulundu. 

 

Paris’te gerçekleştirilen Avrupa Onkoloji Birliği Toplantısı’nda 12 bin hasta ile yapılan araştırma sonuçlarını paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Araştırmada, 50 yaşından küçük, meme kanseri tanısı aldıklarında menopoza girmemiş ve kemoterapi almış bin 676 hasta yer aldı. Ortalama yaşı 42 olan bu hastaların yaklaşık yüzde 91’i kemoterapi alırken, yüzde 75’i ise hormon tedavisi gördü” dedi.

 

Kemoterapi sonrası düzenli adet döngüsü yaşa bağlı değişiyor

Araştırma sonuçlarına göre meme kanseri tanısından sonra kemoterapi gören hastaların ilk bir yıl sonunda adetlerinin kesilerek menopoza girdiklerini söyleyen Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Araştırmada, kemoterapi tedavisinden 1 yıl sonra menopoza giren hasta oranı yüzde 83 iken 4 yıllık takipleri tamamlanan 745 hastanın bu oranı yüzde 58’lere düştüğü raporlandı. Ayrıca, araştırma, kemoterapi sonrası adetleri kesilen kadınların adet döngülerinin 1 veya 2 yıl sonra tekrar eski düzene kavuştuğunu gösteriyor. Adet döngüsünün eski düzene gelmesinde yaş oldukça önemli bir faktör. 34 yaşından genç olan hastalarda 1. yılın sonunda adetler yüzde 45 oranında geri gelirken, 40 yaşın üstündeki hastalarda bu oran yalnızca 7 idi. 4 yılın sonunda ise adetleri geri gelen 34 yaşın altında olan hasta oranı yüzde 78 iken 40 yaşın üstüne baktığımızda bu oran yüzde 26 olarak seyrediyor” şeklinde konuştu. 

 

Uygulanan kemoterapi ve hastanın durumu adet döngüsünü etkiliyor

İleri yaşta alınan kemoterapi ve uygulanan kemoterapi tipinin hastanın menopoza girme durumunu etkilediğini vurgulayan Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Turhal, “Raporda, özellikle hastanın zayıf olması da adet döngüsünün tekrar başlamasına engel olarak gözlemlendi. Bu çalışmada dikkati çeken bir başka konu ise adetleri geri gelmeyen kadınların yaşam kaliteleri oldukça etkileniyor. Bu hastalarda dikkat eksikliği, konsantrasyon bozukluğu ve cinsel isteksizlik gibi durumlar gözlendi. Araştırma sonucunda 34 yaş altında kemoterapi tedavisi görmüş hastaların düzenli adet döngüsü yüzde 50 oranında olurken, 35-40 yaş arasındaki hastalarda ise bu oran yüzde 30 olarak hesaplanabilir” dedi. 

Kemoterapiye başlamadan önce önlem alınabilir mi? 

Kemoterapiye başlamadan önce bazı önlemlerin alınabileceğine değinen Prof. Dr. Serdar Turhal, “Kemoterapi erken menopoz sürecini hızlandırabiliyor ancak bunu engellemek için alınabilecek önlemlerin en önemlisi kemoterapiye başlamadan önce adet görülmesini durduran hormonal ilaçlara başlanılması; bu ilaçlar Türkiye’de de mevcut ve sosyal güvence ile temin edilebiliyor. Öte yandan hemen akla gelen bir endişeyi cevaplamak adına vurgulamak isterim ki bu ilaçlar meme kanseri için kullanılan koruyucu tedavinin etkinliği üzerinde herhangi bir olumsuz bir etkiye sahip olmaması yanında bazı koşullarda meme kanserinin seyrini olumlu yönde etkileme özelliğine de sahip” dedi. 

Ancak her önleme rağmen yine de menopoza girilmesi durumunda yaşam kalitesini yüksek tutmak adına olan öneriler var. İşte Prof. Dr. Serdar Turhal’ın önerileri: 

 

  • Mevsiminde taze sebze ve meyve tüketin
  • Tuz, şeker ve doymuş yağ alımını mümkün olduğunca kısıtlayın 
  • Özellikle soya fasulyesi gibi östrojen içeren gıdaların tüketimine ağırlık verin 
  • İdeal kiloda kalmaya çalışın 
  • Günde 30 dakika civarında egzersiz yapın 
  • Sigara tüketmeyin
  • Kırmızı et, tavuk ve balık etini dengeli oranda tüketin
  • Günde 7-8 saat civarında uykuya dikkat edin 
  • Stres yönetimine özen gösterin