Kendilerine "Türk Milliyetçisi-Ülkücü" unvanını yakıştıranlardan kaçı Necdet Sevinç'i hatırlar bilmem
Vay be... Tam 10 yıl olmuş...
***
Sözü uzatmayalım. Necdet Sevinç ki; bana "Baba" olmayı "Adam" olmayı öğretendir. O'nun çocukluk arkadaşı "Ak Hoca" olarak nitelendirdiği Zekeriya Beyaz bugün sağlık sorunları yaşıyor. Velakin bu iki "Adam"ın söyledikleri, yazdıkları ile yüzleşiyoruz!.. Hele de Necdet Sevinç konusunda yeni nesil bir şey bilmez. Bugün hep bir ağızdan "Basın özgürlüğü" adına yaptığımız açıklama ve yazılarda adı bile geçmez. 12 Eylül'ün öncesinde ve sonrasında aslanlar gibi yazdıkları için hapis yattı. Duygu sömürüsünden uzak "Memleket hikâyeleri" benzeri "Acının Tadı"nı yazdı. Türk tarihinin tartışılan konularını "Duruşmalar"da piyes yaptı. Kara kuru, Türk Cihan Hakimiyeti meselesini masaya yatırıp "Osmanlı'nın Çöküşü ve Yükselişi" adlı ölümsüz eseri ile tarihçileri bile ayna ile yüzleşmeye davet etti... Onun "Gaziantep Savunması"nı babası ve dedelerinden dinlediği "İstiklalin Bedeli" ve "İstiklal Harbinde Etnik İhanet" kitapları halen görmezden gelindiği gibi, çalınanları, bazı TV'lerde dizi bile yapıldı.
***
Kısacası Necdet Sevinç'in hayallerini bile çaldılar. Gaziantepliler sağ olsun! O'nun kıymetini bilirler. Özel sayılı dergilerinde hak teslimi yapmışlar. Kimse kusura bakmasın. Necdet Sevinç'in "Doktor!" diyerek aradığı sevgili eşini, iki dünya güzeli kızını ve 2 güzel torununu arayıp soran yok! Hele de güzeller güzeli Asena'nın, içinde edebiyat, tasavvuf olan iki güzel romanını anan yok. Asena'nın romanlarını bu sütunda ayrıca yazacağım. Lakin, söz veren bazı belediye başkanlarının "Park-cadde ismi" üzerine taahhütlerini de takip edeceğim.
24 Temmuz sevgili Necdet Sevinç'in vefatının onuncu yıl dönümü. En keskin dönemlerin "Adamı"na gösterilmeyen "Vefa"yı arayacak değiliz elbette!.. Kendi adıma merhum Necdet Sevinç'i anarken, yeni nesillere, O'nun 50 yıl öncesinden dikkat çektiği kitaplarını yeniden tavsiye ediyorum.
Sevgi abla ellerinden öpüyorum!..