KESK: İşyerlerinde yeterli tedbir yok

KESK'ten koronavirüs uyarısı

KESK: İşyerlerinde yeterli tedbir yok




KESK, pandemi sürecini takip etmek için bünyesinde İl Salgın İzleme Kurulları oluşturdu. Bu kurulların raporlarına göre salgınla mücadele yetersiz kalıyor, işyerlerinde hijyen koşullarına yeterince uyulmuyor.

Türkiye'de ilk koronavirüs vakasının görüldüğü 11 Mart’tan bu yana salgınla mücadele kapsamında yeterince önlem alınıp alınmadığı tartışma konusu. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), koronavirüs salgını nedeniyle işyerlerinde ciddi sıkıntıların yaşanmaya devam ettiğine işaret ediyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Pazar günü vaka sayısının düşüş eğiliminde olduğunu açıkladı. "Son 20 gün içinde yeni vaka sayısının en düşük olduğu gün bugün (Pazar)” dedi.

Resmi verilere göre, vaka sayısının toplam test sayısına oranı sokağa çıkma yasağının uygulandığı 18 Nisan'da yüzde 9.3, 19 Nisan'da yüzde 11.3 iken, iş yerlerinin açıldığı 20 Nisan'da 11.8, 21 Nisan'da 11.7 oldu. 22 Nisan'da 8.2 olarak açıklanan oran, yine sokağa çıkma yasağının uygulandığı 23 Nisan'da yüzde 7.6, 24 Nisan'da yüzde 8.1, 25 Nisan'da yüzde 7.5, 26 Nisan'da yüzde 7.8 olarak kaydedildi.

KESK'e göre resmî açıklamaların aksine salgının yaygınlaşma hızı kayda değer bir düşüş göstermiyor. Bu nedenle salgın süresince özellikle iş yerlerinde yeterli sağlık tedbirlerinin alınması gerekiyor.

Hijyen koşullarına uyulmuyor

DW Türkçe'ye konuşan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, KESK bünyesinde oluşturulan İl Salgın İzleme Kurulları’ndan gelen raporlara göre işyerlerinde hijyen koşullarına bile yeterince uyulmadığını belirtiyor.

Bozgeyik, "Türkiye'de pandemi süreci başlamasından bu yana konfederasyon olarak hem Sağlık Bakanlığı’na hem ilgili bakanlıklara gerekli uyarılarımızı yaptık. İşyerlerinde hijyen koşullarının sağlanmasını talep ettik. Ancak hala sağlık emekçilerinin, PTT emekçilerinin, vergi daireleri, TÜİK, yerel yönetimler gibi kamu kurumlarında çalışan binlerce kamu emekçisinin iş yerlerinde hijyenik malzemelerin temini ve bunların kamu kurumları tarafından sağlanması konusunda sorun yaşadığını ifade edebiliriz” diyor.

KESK'in İl Sağlık Kurulları’ndan aldığı bilgilerle hazırladığı rapor da işçi sağlığı ve iş güvenliği çalışmalarının oldukça yetersiz olduğuna işaret ediyor. Bugün açıklanan rapora göre özellikle PTT’ye bağlı işyerlerine yeterli sayıda koruyucu malzeme ve dezenfektan verilmiyor. Diğer yandan dönüşümlü çalışma saatlerine uyulmazken gönderi sayısı için baskı yapılıyor.

KESK, Mersin Akkuyu Nükleer Santrali inşaatında çalışmaların durdurulmamasının da salgının her an bir atak yapması tehdidini doğurduğuna işaret ediyor. Buna göre santral inşaatında 6 binin üzerinde kişinin çalışması, zaman zaman 200-300 kişinin aynı anda giriş çıkış yapması, şantiyelerin yerleşim yerlerinin içinde bulunması, işçilerin kaldığı yerlerin koğuş tipi olması salgının Mersin geneline yayılmasına zemin hazırlıyor.

Ekipman eksikliği de en önemli sorunlardan biri. KESK'e göre İstanbul'da 1328, İzmir'de 292 kamu çalışanı koronavirüse yakalandı. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın 52 ilden 294 sağlık kurumunda gerçekleştirdiği ankete göre ise kamu ve üniversite hastanelerinde 5788 sağlık çalışanına Covid-19 tanısı kondu.

KESK'ten koronavirüs uyarısı

Koruyucu ekipman yetersiz

İş yerlerinde maske temininde sıkıntılar olduğuna işaret eden KESK raporu, Aile Sağlığı Merkezleri'nde sağlık emekçilerine yeterli kişisel koruyucu donanım verilmediğini, ekipmanların kişiye özgü olmaması nedeniyle tam koruyucu özelliğinin zayıf kaldığını söylüyor. Rapora göre ayrıca Aile Sağlığı Merkezleri'nde randevu sisteminin olmaması nedeniyle bazı zaman dilimlerinde sosyal mesafeyi ihmal edecek yoğunluk yaşanırken, buralarda çalışan sağlık personeline yönelik genel tanı testleri yapılmıyor.

Raporu değerlendiren Mehmet Bozgeyik, "Hijyen koşullarının sağlanmaması, dezenfektan, koruyucu ekipman ihtiyaçlarının giderilmemesi nedeniyle bugüne kadar 6 bine yakın sağlık emekçisi, yine pek çok kamu kurumunda çalışan çok sayıda kamu emekçisi enfekte oldu. Bu nedenle acilen koruyucu ekipman ve hijyen, dezenfektasyon malzemelerinin kamu tarafından karşılanmasını talep ediyoruz” diye konuşuyor.

Türkei | Apotheke in Ankara

DW Türkçe'ye konuşan halk sağlığı uzmanı Doç. Dr. Gamze Varol da kamu çalışanlarının risk altında olduğunu belirtiyor. Varol'a göre bu süreçte çalışanlar, hem fiziksel hem de ruhsal açıdan zarar görme potansiyeline sahip.

‘Süreç kağıt üzerindeki gibi işlemiyor'

Gamze Varol, kamu çalışanları ve özellikle de risk gruplarında çalışanlar için kimi düzenlemeler yapılmış olsa da, sürecin her zaman kağıt üzerindeki gibi işlemediğine dikkat çekiyor. Varol'a göre özellikle hekim sağlık çalışanları için 65 yaş üstü olma ya da kronik hastalığı bulunma gibi tanımlanmış riskli durumlar çok geçerli değil.

Varol "Başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm kamu çalışanlarının süreçte Covid-19 tanısı almaları sonucunda iş kazası ve meslek hastalıkları boyutu bildirimi, yöntemi yeterince aydınlatılmış değil. Bunların hukuksal alt yapılarının ve mekanizmalarının iyi tanımlanmış olması gerekli, yoksa ciddi hak kayıpları olabilir” uyarısında bulunuyor.

Hekim dışı sağlık çalışanlarının süreçte daha fazla sorun yaşadığını vurgulayan Varol, bu kesimin kişisel koruyuculara erişimlerinin daha güç olduğu görüşünde.

Hekim dışı sağlık çalışanları, bu çalışmalarının karşılığı olan ek ödemelerden de faydalanamayabiliyor.

Gamze Varol, tüm süreci tanımlamaya olanak sağlamak ve bu süreçte çalışanları koruyabilmek için Sağlık Bakanlığı’nı açıklanmış verilerin daha ayrıntılı dökümlerini paylaşmaya çağırıyor.

KESK ise salgınla mücadele için zorunlu olmayan sektörlerde çalışmaların durdurulması çağrısını yineliyor. Sendikaya göre zorunlu alanlarda çalışanlar için ise dönüşümlü çalışma, koruyucu ekipmanların temini gibi gerekli sağlık tedbirleri alınmalı. Bu tedbirler ise Dünya Sağlık Örgütü kriterleri dikkate alınarak bir standarda kavuşturulmalı.

Pelin Ünker

 Deutsche Welle Türkçe