KHK'lıların Ankara buluşması

KHK'lılar HDP'nin Ankara'daki Genel Merkezinde bir araya geldi

KHK'lıların Ankara buluşması




Ankara’daki toplantıları Valilik yasağına takılan KHK’lılar HDP ve Saadet Partisi binalarında bir araya geldi. Polis, KHK’lıların HDP ve Saadet Partisi binalarına girişlerini de engellemeye çalıştı.

    

KHK'lılar HDP'nin Ankara'daki Genel Merkezinde bir araya geldi

5-6 Ekim tarihlerinde Ankara'da planlanan "KHK'lılar Büyük Buluşması”nın Valilik tarafından yasaklamasına rağmen mağdurlar Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Saadet Partisi'nin genel merkezlerinde bir araya geldi.

Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen kamu çalışanlarının hafta sonu Ankara'da plandıkları buluşma, Valilik tarafından yasaklanmıştı. Valilik tarafından etkinliğin planlandığı Yılmaz Güney Sahnesi'ne gönderilen yazıda toplantının "5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında” yasaklandığı belirtilmişti.

Bunun üzerine HDP ve Saadet Partisi KHK mağdurlarını Ankara’daki genel merkez binalarına davet etmişti.

KHK’lıların toplantısının yasaklanmasının yanı sıra Türkiye'nin tüm illerinden otobüs ve özel araçlarla Ankara’ya ulaşmaya çalışan KHK’lıların Ankara’ya girişine de izin verilmedi.

İstanbul’dan gelen KHK’lıları taşıyan iki şehrin girişindeki gişelerde durduruldu. Kimlik kontrolünün ardından, polis eskortu eşliğinde İstanbul’a geri götürüldüler.

KHK’lılar buluşmasını düzenleyen HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, KHK’lıları Ankara’ya hukuksuz bir şekilde sokmayanlar için yasal işlem başlatacaklarını belirterek, “Haksız, hukuksuz bir şekilde buraya gelmeleri engellendi. Anayasal hakları çiğnendi. Bu hukuksuzluğa adaletsizliğe boyun eğmeyeceğiz” diye konuştu.

HDP ve Saadet Partisi'ne gittiler

Adana, Mersin gibi illerden bireysel olarak Ankara'ya girebilenlerin ilk adresi ise HDP Genel Merkezi oldu. Katılımcıların bazıları da Saadet Partisi Genel Merkezi'ni ziyaret etti.

Saadet Partisi de KHK mağdurlarına kapılarını açtı

Saadet Partisi de KHK mağdurlarına kapılarını açtı

Sabah saatlerinde, HDP binasına girmeye çalışan KHK mağdurları sokağın her iki girişine barikat kuran polislerce engellenmeye çalışıldı. Bazı katılımcıları gözaltına almaya çalışan polise HDP milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Habip Kesik engel oldu.

Nesiller boyu fişlendik

Pek çoğu birbiriyle ilk kez yüz yüze gelen KHK’lılar, HDP’deki toplantıda haklarının iadesi için nasıl bir yol izleyeceklerini tartıştı.

İstanbul’a geri dönmek zorunda kalan grup, toplantıya telekonferans yöntemiyle bağlanarak çözüm önerilerini sundu.

KHK’lıların sesini duyurabilmek için her türlü kamusal alanda ve siyasi parti binaları önünde basın açıklamaları yapmak ve etkinlikler düzenlemek çözüm önerileri arasında bulunuyor.

Bunun yanı sıra  "vatandaşlık haklarımızı kullandırmıyorsunuz o zaman bizi vatandaşlıktan çıkarın” eylemi de gündeme getirildi.

Adana KHK platformu sözcüsü Münir Korkmaz, ihraç edilenlerin yüzde 99,64’ünün 15 Temmuz’dan önce hiçbir soruşturmaya tabi tutulmadığını belirterek, “nesiller boyunca sürecek bir fişlemeyle karşı karşıyayız” dedi.

Saadet Partisi'nde Harbiyeli anneleri

HDP Genel Merkez binasında, sorunlarını ve taleplerini anlatan KHK mağdurlarının buradan Saadet Partisi'ne toplu olarak geçişine de izin verilmedi.

Aynı şekilde parti binasının bulunduğu sokağın girişinde kimlik kontrolü yapılan KHK’lıların sadece bir kısmı Saadet Partisi'nin  binasına girebildi.

Saadet Partisi’ne gelenler arasında müebbet hapis cezası alan Harbiyeli öğrencilerin anneleri ile üniversiteden KHK ile atılan akedemisyenler vardı.

Bir süre önce üniversiteden atılan Dr. Haluk Savaş mücadelelerinin Hint bağımsızlık lideri Gandhi’nin tuz yürüyüşüne benzeterek, "şiddete başvurmadan, legal sınırlar içinde sivil itaatsizliğe devam edeceklerini” söyledi.

Harbiyeli öğrencilerin annelerinden Emine Uyanık, DW Türkçe’ye, Harp Okulu birinci sınıf öğrencisiyken, Yalova’dan İstanbul’a gönderilen oğlunun müebbet aldığını ve üç yıldır hapiste olduğunu anlatırken, “Ben çocuğumu vatan için ölsün, asker olsun diye askeri okula gönderdim. Onlar şimdi benim çocuğumu öldürüyorlar” diye konuştu.

Aslı Işık /Ankara

Deutsche Welle Türkçe