Kıbrıs'ta taraflar çözüm için 4 yıl sonra Cenevre'de bir araya geliyor: Görüşmelerden ne bekleniyor?

Ada birleşsin gösterisi

Kıbrıs'ta taraflar çözüm için 4 yıl sonra Cenevre'de bir araya geliyor: Görüşmelerden ne bekleniyor?


Kıbrıs'ta taraflar çözüm için 4 yıl sonra Cenevre'de bir araya geliyor: Görüşmelerden ne bekleniyor?

Kıbrıs'ta kapsamlı çözüme ulaşılması hedefiyle İsviçre'de düzenlenen ancak başarısızlıkla sonuçlanan müzakerelerden dört yıl sonra taraflar, soruna 'ortak zemin' bulmak için İsviçre'de yeniden bir araya geliyor.

Birleşmiş Milletler öncülüğünde 27-29 Nisan'da Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de katılımıyla düzenlenecek 5+1 formatındaki gayriresmi Kıbrıs konulu konferans, gözleri yeniden Cenevre'ye çevirdi.

Gayriresmi Kıbrıs görüşmelerine tarafların "yaratıcı" fikirlerle gelmesini bekleyen BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, toplantılara başkanlık edecek.

BM Cenevre Ofisi, toplantıların amacını, "Yakın gelecekte Kıbrıs sorununa kalıcı çözüm bulmak için tarafların ortak zemininin olup olmadığını belirlemek." olarak açıkladı.

Kıbrıs sorununa çözüm üretmek, Ada'da kalıcı barış ve istikrarı sağlamak amacıyla yürütülen müzakereler kapsamında taraflar 7 Kasım 2016 ila 7 Temmuz 2017'da İsviçre'nin farklı kentlerinde dördü liderler seviyesinde olmak üzere beş kez bir araya gelmişti.

Ancak görüşmeler başarısızlıkla sonuçlanmış, taraflar birbirlerini suçlamış ve masayı devirenin karşı taraf olduğunu dile getirmişti.

Rum ve Türk dışişleri bakanlarının görüşme öncesi açıklamaları

Salı günü başlayacak görüşme öncesi açıklama yapan Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, "BM kararları, uluslararası hukuk ve Avrupa Birliği hukukuna uygun olarak Cenevre'ye gidiyoruz. Kıbrıs'ı iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyonda yeniden birleştirme müzakerelerini sürdürmeye sağlam şekilde kararlıyız." ifadesini kullandı.

Kıbrıs Adası 1974 yılında bölündü.

Adanın güney kısmı 2004 yılında Avrupa Birliği'ne üye oldu.

Kıbrıs adına uluslarası kurumların muhatap kabul ettiği kısım da Rumların yaşadığı Güney Kıbrıs.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ise şu ana kadar Türkiye hariç hiçbir bir ülke tanımadı.

Ada birleşsin gösterisi

Toplantıların başlamasından üç gün önce dünyanın bölünmüş son başkenti Lefkoşa'nın her iki tarafında gösteriler düzenlendi.

Binlerce kişinin katıldığı gösterilerde Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, barış ve yeniden birleşme taleplerini dile getirdi.

Ellerinde pankartların yanı sıra zeytin dalları taşıyan eylemciler on yıllardır devam eden sorunun artık çözülmesi çağrısında bulundu.

Ada'yı ikiye bölen dikenli tellerin etrafında yarım halka oluşturan göstericiler Yunanca ve Türkçe, "Kıbrıs, Kıbrıslılara aittir" sloganları attı.

İsviçre'de masayı ilk terk eden Rumlar oldu

İsviçre'deki müzakerelerin ilk turu 2016'da Mont Pelerin kasabasında 7-11 ve 20-21 Kasım'da iki turlu olarak gerçekleşti.

İlk turda Rum lider Nikos Anastasiadis, masada Türk tarafının açılımları karşısında zamana ihtiyacı olduğunu ifade etti ve bu tur sona erdi.

AA'nın haberine göre, ikinci turda da Rum tarafının aşırı taleplerde bulunması ve uzlaşmaz tavırlarından dolayı sonuç alınamadı, Rumlar masayı terk etti.

Liderler, 1 Aralık 2016'da BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin girişimleriyle Ada'da bir araya gelerek müzakerelere devam etme ve ocak ayında Kıbrıs ile ilgili uluslararası bir konferans gerçekleştirme kararı aldı.

Cenevre’de 2017'de 9-11 Ocak'taki yoğunlaştırılmış müzakerelerin ardından 12 Ocak’ta Kıbrıs’taki taraflar ve üç garantörün katılımıyla Türk tarafının müzakere sürecinin başından bu yana ısrarla üzerinde durduğu Beşli Konferans düzenlendi. Konferansta bu kez de Yunanistan hazır olmadığı gerekçesiyle bir hafta süre talebinde bulundu, 18 Ocak 2017'ye kadar ara verildi.

Taraflar bu kez uzmanlar ve teknik heyetlerin katılımıyla 18 Ocak'ta yeniden bir araya geldi.

Mont Pelerin'deki Beşli Konferans'ın ardından tarafların şubat başında dışişleri bakanları seviyesinde yeniden bir araya gelmesi ve süreci sonuca götürecek nihai kararın verilmesi öngörülüyordu.

Rum Meclisi, 10 Şubat 2017'de Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanmasını öngören Enosis referandumunun, yıl dönümünde okullarda kutlanması yönünde karar alarak Beşli Konferans'ın yeniden toplanmasının önüne geçti.

Türk tarafına göre Rumlar, bir kez daha 'masayı deviren taraf' oldu.

BM, 9 Haziran 2017'de aldığı kararla Kıbrıs müzakerelerinin 28 Haziran'da tekrar başlayacağını duyurdu.

7 Temmuz 2017'de dışişleri bakanlarının katılımıyla düzenlenen Kıbrıs Konferansı 'aşırı talepler' nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı.

Dönemin BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide'nin ara buluculuğunda Mayıs 2015'te yeniden başlayan ve 7 Temmuz 2017'de sonuçsuz kalan müzakereler, "Ekonomi", "Avrupa Birliği", "Mülkiyet", "Yönetim-Güç Paylaşımı", "Toprak" ile "Güvenlik ve Garantiler" olmak üzere altı temel başlıktan oluşuyordu.

"Kıbrıs sorunu 53 sene müzakere edildi"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 16 Nisan 2021'de yaptığı açıklamada, Kıbrıs'ta çözüm arayışında 53 sene müzakere edildiğini belirterek 'bu süre zarfında Kıbrıs Türk halkıyla hiçbir şeyi paylaşmak istemeyen Rum kesimi ve destekçisi Yunanistan'ın, tüm çözüm önerilerini ya referandumda ya da masada reddettiğini' dile getirmişti. Çavuşoğlu, Cenevre düzenlenecek 5+1 formattaki gayriresmi toplantıya ilişkin soru üzerine, daha önce de Crans Montana'daki görüşmelerde Türk tarafının, "federasyon için son kez müzakere ettiklerini" muhataplarına ilettiklerini kaydetmişti.

"Paradigma değişti"

Kıbrıslı gazeteci ve Geopolitical Cyprus isimli düşünce kuruluşunun CEO'su Giannis Ioannou, "Türkiye, özellikle Kıbrıs ve Yunanistan tarafından talep edilen sulardaki gaz yataklarını araştırarak paradigmayı değiştirdi." diyor.

Ayrıca, 1974'ten bu yana çitlerle çevrili bir hayalet kente dönüşen, bir zamanların göz alıcı sahil beldesi Maraş'ın yeniden açılması da tartışmaları beraberinde getirdi.

Ioanno, "Kıbrıs sorunu artık daha geniş jeopolitik bağlamda AB ile Türkiye'nin gelecekteki ilişkilerinin ve Doğu Akdeniz'deki gazın bir parçası." değerlendirmesinde bulunuyor.

Kıbrıslı Türk analist ve Unite CyprusNow aktivisti Kemal Baykallı, 27-29 Nisan'da Cenevre görüşmelerine nezaret edecek olan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in "tüm seçenekleri denediğini" göstermek istediğini belirtiyor.

Kıbrıs'ın 'büyük güçlerin oyununda küçük bir gemi' olmaya devam ettiğini ve bölünmenin Ada'nın her iki tarafındaki Kıbrıslıların zararına olduğunu dile getiren Baykallı, "Türkiye, Kıbrıs'ta uzlaşma karşılığında bazı meseleleri kazanmak için tartışmaları kullanabilir." diyor.

Uzmanlara göre Cenevre'deki konferansa dair iyimserlik oldukça az.

Kıbrıs Adası'nın kuzeyinde ekonomisi büyük ölçüde Türkiye'ye bağlı olan, dolayısıyla Ankara'ya karşı bir politika yürütmesi neredeyse imkansız olan bir yönetim bulunuyor.

Adanın güneyinde ise "Altın Pasaport" fiyaskosu başta olmak üzere yolsuzluk skandalları ve Covid-19 salgınını çok kötü yönetmekle suçlanan bir başka yönetim bulunuyor.

Cenevre'deki hedefin "bir gedik açmak" olduğunu belirten Ioannou, "Bu bir ara adım. Taraflar müzakerelere devam etme konusunda anlaşabilir." sözleriyle umutlu olduğunu ifade ediyor.

Kemal Baykallı da, Cenevre görüşmelerinin Crans Montana sayfasını tamamen kapatacağını belki de yeni bir çerçeve yaratacağını söylüyor.

En azından sağlık alanında işbirliği konusunda ilerleme sağlanmasını ve pandemi nedeniyle geçen yıl kapatılan kuzey-güney geçiş noktalarının yeniden açılmasını umuyor.

EURO NEWS