Kıl dönmesi sadece erkeklerde görülmüyor

Göbek deliğinde de kıl dönmesi görülebilir

Kıl dönmesi sadece erkeklerde görülmüyor


Genellikle kuyruk sokumunda ortaya çıkan kronik bir enfeksiyon olan kıl dönmesinde hastalar utandığı için doktora başvurmakta gecikebiliyor. Tedavide geç kalınması ise hastalık alanının genişlemesine, apse, ağrı gibi komplikasyonlara yol açarak yaşam kalitesini önemli oranda düşürüyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Cenk Ersavaş, kıl dönmesi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Kıl dönmesi sadece erkeklerde görülmüyor

Kıl dönmesi; enseden, sırttan, kalça bölgesinden dökülen kılların alt noktadaki kuyruk sokumunda birikmesi ve kılların üzerindeki başaklardaki gibi çıkıntıların adeta bir tirbuşon gibi davranarak ciltten içeri girip o alanda kronik bir enfeksiyon oluşturması ile oluşmaktadır. Kıl dönmesi bilinenin aksine sadece erkeklerde değil kadınlarda da görülebilmektedir. Ancak erkeklerde görülme oranı kadınları göre 4 kat daha fazladır.

Göbek deliğinde de kıl dönmesi görülebilir

Kıl dönmesi sadece kuyruk sokumu bölgesinde görülmemektedir. Benzer nedenlerle göğüs ve karın bölgesindeki kıllar göbek deliği çukurunda birikerek göbek deliğinde kötü kokulu ağrılı bir tablo ile ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca kuaförlerde ve köpek bakıcıları gibi meslek gruplarında parmak aralarında yaşanabilmektedir. Kıl dönmesi 2. dünya savaşında jip kullanan askerlerde sık görüldüğü için zamanında “jip hastalığı” olarak adlandırılmıştır. Günümüzde ise bilgisayar başında uzun süre yanlış pozisyonda oturan kişilerde bu rahatsızlığa sık rastlanmaktadır.

Ameliyat tek seçenek değil

Kronik bir hastalık olan kıl dönmesi akut apse seklinde ağrılı ateşli bir tablo ile ortaya çıkabilir. Bunun dışında kronik bir enfeksiyon olarak o alanda kötü kokulu akıntı ve sertlik şeklinde de kendini gösterebilir. Apse oluşması doğru tedavi ile yönetilirse ameliyata gerek kalmayabilir. Ancak apse durumunda kişinin kendi kendini tedavi etmeye çalışmak yerine uzman bir doktora başvurması gerekmektedir. Apsenin tepesindeki cilt, kapak şeklinde alınıp yara bakımı yapılır. Bu şekilde ikincil bir ameliyata gerek kalmayabilmektedir. Kıl dönmesinin tedavisinde ameliyat tek seçenek değildir. Oluşan kronik enfeksiyon odağı ameliyat ile çıkartılabilir, lazerle, koterle termik olarak yakılabilir ya da gümüş nitrat, fenol gibi yöntemlerle kimyasal yanık yapılarak kıl dönmesi yuvası bozulabilir. Seçilecek yöntem kişinin anatomik yapısına ve kıl dönmesinin kapladığı alana göre değişir. Her ameliyat yönteminin kişiye göre değişen avantajları ve dezavantajları olabilir. Primer kapama ameliyatları daha kolay fakat tekrarlama ihtimali fazladır. Sekonder yani yaranın açık bırakıldığı ameliyatlar ağrısı az ama uzun pansuman süreci gerektirir. Flep ameliyatları daha konforlu tekrarlama olasılığı daha az ama cerrah açısından daha çok beceri gerektirir.

Yeni bir yöntem “endoskopik pilonidal sünüs tedavisi”

Kıl dönmesinin tedavisinde hızlı iyileşme sağlayan endoskopik pilonidal sinüs tedavisi en güncel yöntem olarak ön plana çıkmaktadır. Hem çocuklara hem yetişkinlerde uygulanan endoskopik pilonidal sinüs tedavisinde; ince bir kamera ile pilonidal sinüs içerisine girilerek lazerden farklı direkt görüş altında sinüs içi termal olarak yakılmaktadır. Kıl dönmesinin tedavisinde uygulanan tüm yöntemlerde ilk gece ayağa kalkılabilir, oturabilir ve yaraya zarar vermeden istenilen şekilde yatılabilir. Kullanılan yönteme göre 1-5 gün arasında iş yaşamına dönüş sağlanmaktadır.