Kılıçdaroğlu, Erdoğan yerine avukatlarının mal varlığını merak ediyor

TBMM Genel Kurulu'nda 2020 yılı Bütçe Kanunu teklifi üzerine konuşma yapıyor.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan yerine avukatlarının mal varlığını merak ediyor


Kılıçdaroğlu: Erdoğan’ın avukatlarının mal varlıkları araştırılsın

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu'nda 2020 yılı Bütçe Kanunu teklifi üzerine konuşma yapıyor.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları;

Buraya gelip bütçeyi sunan bir devlet memuru. Arkasında millet yok. Bu sizin vicdanınıza sığıyor  mu? Hani biz demokrasi, Milli irade diyorduk. Buraya Recep Tayyip Erdoğan’ın gelip sunması lazım ama kendisi burada yok bir memur çıkıp sunum yapıyor. Sizler vicdan sahibiyseniz buna dur demelisiniz. Bu bütçe 82 milyonun bütçesi.

Sistem değişti. Eski’den Cumhurbaşkanı yurtdışına gittiğinde yerine Meclis Başkanı geçerdi, şimdi de yerine bir memur bakıyor. Hani Milli irade nerede?

2018 kesin hesabın sonuçları, 2020 önümüzdeki yıl öngörülen hedefler. Buradan ne kadar vergiler toplanacak ne kadar harcama yapılacak. Parlamento bu yetkiyi yürütme organına verirken anayasal ve yasal sınırları dikkate alıyor. Anayasanın bir maddesi var, merkezi yönetimin bütçesiyle verilen ödenek harcanabilecek tutarın sınırını gösterir.

2018 yılı Sayıştay raporları. Sayıştay, TBMM’ye bağlıdır, TBMM adına bütçe harcamalarını denetler. Bizim verdiğimiz yetkiyi acaba yürütme organı doğru kullanıyor mu diye rapor yazar.

2018 yılı Merkezi yönetim hükümet bütçesiyle ilgili olarak 63 milyar 295 milyon 717 bin 486 TL denek üstü harcama tespit edilmiş. Bu harcamaların onaylanması hususu yüce Meclis’e bırakılmıştır. Anayasaya sınır getirdi ödenek üstü harcama yapamazsın cezalandırılırsın diyor.

Ben istediğim gibi para harcarım kimseye de hesap vermem diyorlar. Toplanan para fakir fukaranın parası, bu para nereye harcandı? Neden parlamentonun iradesi çöp sepetine atıldı.

Sayıştay diyor ki ben ceza veremiyorum, saptadım ödenek üstü harcamayı takdiri size bırakıyorum diyor. Evinize gidip başınızı yastığa koyduğunuzda fakir fukarayı düşünün.

Bir olay olur. Bütçenin dışında bir ek ihtiyaç olur, borçlanma olur. Yüzde 2’yi aşmayacak şekilde ödenek üstü harcama yapılabilir. Kaç aşıldı yüzde 7. Siz demeyecek misiniz, ne oluyor bize, bizim irademizi yok sayıyor yürütme organı?

Bir başka garabete daha değinmek istiyorum. Madem samimi bir konuşma yapacağız. Kanun için dediler ki yürütme organı artık kanun tasarısı getirmeyecek. Dünyanın hiçbir ülkesinde milletvekilleri kanun hazırlamaz. Kanunu bürokratlar hazırlar.

98 maddelik kanun meclisten geçti. 29 kanun bir KHK’yı ilgilendiriyor. 29 kanunu parlamentoda bilen bir tek milletvekili bile yoktur. Bundan doğal bir şey de yoktur. Çünkü bilmem için bu kanundaki yetkili kişilerle oturup konuşmak gerekir.

TRUMP’IN MEKTUBU

Trump’ın yazdığı mektup asla kabul edilemez. O mektup geldiği gün ya geri gönderilecekti ya da büyükelçiye verilip iadesi sağlanacaktı. Bu yaşanan benim ağrıma gitti, sizin de ağrınıza gitmesi gerekirdi. Ne demek, cebime koyacağım ve orada iade edeceğim. Hani Türkiye’nin şan ve şerefini koruyacaktın? Bu benin ağrıma gidiyor, sizin de ağrınıza gitmeli.

Bu tür şeylere Meclis olarak karşı durmamız lazım. Biz kendi aramızda kavga edebiliriz. Bizim bayrağımız, vatanımız bir. Farklı kimlik ve siyasi görüşe sahip olabiliriz ama biz bu vatanda yaşıyoruz. Bizim vatanımıza bir başka kişinin farklı bakmasını asla kabul edemeyiz. Beni üzen nokta nedir biliyor musunuz? Tek bir cümlenin bile çıkmamış olması. En sert cümlelerle eleştirilmesi gerekirdi.

“ERDOĞAN’IN AVUKATLARININ MAL VARLIĞI ARAŞTIRILSIN”

Yargıda çok ciddi bozulmalar var. Ben buradan Adalet Bakanlığı’na buradan açık ve net bir çağrı yapıyorum. Erdoğan’ın avukatlarının mal varlıklarını araştırın. Milyon dolarlarını araştırın. Mahkemeden parayla adam kurtarma var, hakim tayin ediyorlar. Hakimler ve savcıların üzerindeki en etkili kişi onlar. Nasıl olur da bir avukat başsavcıya şu kül tablasını getirir misin der ve başsavcı koşa koşa gidip alıp gelir. Bu mudur düzen, adalet, hak? Biz buna isyan ediyoruz. CHP adına değil. Bu işin bir partiyle işi yok. Bu bir adalet sorunudur. Ama siz sessiz kalıyorsunuz. En azından çok açık bir şey söyleyemiyorsanız bari gidip konuşun, gidip söyleyin.

 

SÖZCÜ