Kılıçdaroğlu hayatını anlatıyor: Seyyidlik var ama bunu kullanmak istemiyorum

Faruk Bildirici, bu kayıtları T24 için yeniden düzenledi.

Kılıçdaroğlu hayatını anlatıyor: Seyyidlik var ama bunu kullanmak istemiyorum




Podcast | Sahibinin Sesinden Portreler’in ilk bölümünde Kılıçdaroğlu hayatını anlatıyor: Seyyidlik var ama bunu kullanmak istemiyorum

Faruk Bildirici'nin, 13 yıl önce yaptığı söyleşinin ses kaydından hazırladığı podcast serisi yayında!

T24 Podcast

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 2010 yılında hayat hikâyesini anlattığı gazeteci, Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, bu kayıtları T24 için yeniden düzenledi.

Doğumundan gençlik yıllarına, siyasetten özel hayatına dair verdiği birçok bilgiyi kendi sesinden dinleyebileceğimiz bu söyleşide Kılıçdaroğlu’nun onu var eden geçmişini dinliyoruz.

Kılıçdaroğlu'nun hayat hikayesinden öne çıkan bazı bölümler şöyle:

“Babam o bildiğimiz katı Anadolu erkeği görünümündeydi. Evdeki otoriteydi. Biz babamıza karşı saygı duyardık, herhangi bir şekilde itiraz etmezdik. Annem bütün hayatını çocuklara vakfetmiş tipik bir Anadolu kadını. Okuması yazması yoktu ve her seferinde ‘Keşke ben de okuyup yazabilseydim’ derdi."

“Çok dayak yedik. Yazın Murat Nehri’ne yüzmeye giderdik. Akşam gelince de niye yüzmeye gittiniz diye dayak yerdik çünkü boğulma endişesi vardı.”

“İkiz kardeşimle ortaokuldan itibaren koptuk. O sınıfta kaldı, ben sınıfı geçtim. Benden bir yaş büyük abim vardı. Onunla beraber aynı sınıflara gittik. O da ortaokulu bitirdikten sonra sanat okuluna gitti. Ben Elazığ Ticaret Lisesi’ne. Yedi kardeşten üniversiteyi bitiren sadece benim. 7 kardeşiz, 2 kız 5 erkek ama ben 2 kardeşimin doğumdan sonra öldüğünü hatırlıyorum.”

“Babam bize sık sık doğruluktan ayrılmamayı, doğru olmayı öğütlerdi. ‘Siz doğru durun, eğri belasını bulur’ derdi.”

“Doktor olmak gibi bir isteğim vardı. Neden doktor olmak istiyordum bilmiyorum tabii ama öyle bir ideal vardı. O dönem tabii çok popülerdi. Belki özlem çektiğimiz bir alandı, doktoru bulmak çok zordu.”

“Eşim ona aşk şiirleri yazdığım mektupları hâlâ saklıyor” 

“Toplumsal Tarih dergisinin abonelerinden birisiydim. Onların zaman zaman toplantılarına da katıldım. Yerel tarih konusunda ciddi bir merakım vardı. Canlı kişilerle konuştum. Konuştuklarımdan birisi İhsan Sabri Çağlayangil’di. İnce dilimlenmiş havyarı ilk onun evinde gördüm” 

“En büyük korkum başarısızlık.”

“En çok hayata dokunmaktan hoşlanırım.”

“En sevdiğim yemek bamya.”

 

T24