Kılıçdaroğlu HDP’siz Kürt sorununun çözülmesini zor görüyor
CHP Kürt sorunu konusunda 2020'de daha çok ses çıkartıp inisiyatif almaya hazırlanıyor
Kılıçdaroğlu HDP’siz Kürt sorununun çözülmesini zor görüyor, yeni rapor yolda
Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP Kürt sorunu konusunda 2020'de daha çok ses çıkartıp inisiyatif almaya hazırlanıyor
2019'un son günleri. Son yıllarda olduğu gibi bu yıl da ülke genelinde tutuklamalar, tutuklulukların devamı, baskı, ekonomik kriz, ötekileştirme, kutuplaştırma ile geçti. Doğu ve Güneydoğu özelinde daha açık söylemle Kürt sorunu konusunda ise özellikle kayyım atamaları, her geçen gün sayısı artan Kürt siyasetçi tutuklamaları devam etti. Yıla damgasını vuran yerel seçimlerde; CHP'nin oluşturduğu Millet İttifakı'nın resmi olarak adı konmasa da HDP'nin Kürt oylarının desteğiyle başta İstanbul, ülke genelinde kazandığı seçimlerdi. Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Suriye'ye asker gönderme tezkeresi sırasında oluşturduğu havayla CHP'yi de 'içimiz yana yana' söylemiyle de olsa 'devlet'in yanına çekmesi, ittifak daha gelişerek genel seçimlerde benzer bir sonuç üretebilir beklentisini kısa sürede oyun dışı bırakmış gösterdi.
CHP yöneticileri o günkü kararı şöyle anlatıyor: Sırbistan'dan dönerken çok değil 12 saat sonra harekât emri vermeye hazırlanan Erdoğan 'Millet İttifakı'nı bölmekten bahsediyordu. Harekâtın hemen ertesinde 'vatandaşları kendi tarafına' davet etti. Burada bölmek istediği sadece Millet İttifakı ve bileşenleri değil ki toplumu, sadece siyaseten değil kültürel, etnik ve mezhepsel olarak da bir kez daha bölmeyi denedi. Biz bunu engellemeye çalıştık.
Bu duruşun HDP'li seçmende nasıl bir kırılma yarattığını zaman gösterecek ama Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP Kürt sorunu konusunda 2020'de daha çok ses çıkartıp inisiyatif almaya hazırlanıyor. Bunun için üç koldan çalışma yürütülüyor. CHP'den bir grup 'alanda' çalışarak bilgi-görüş topluyor. Kılıçdaroğlu'nun da bizzat katıldığı hem bölgeden hatırı sayılır isimlerin hem de Türkiye'nin tanınmış akademisyenlerinin olduğu arama toplantıları düzenleniyor. Bu iki alandan gelen bilgilerle de bir yandan partinin bilim kurulu Şubat 2020'de ana hatları açıklanacak Kürt sorunu politikası ile ilgili bir rapor hazırlıyor. Bir yandan da daha önce CHP'nin '22 soru 22 cevap' başlıklı soruna ilişkin çözüm önerilerini sunduğu çalışma yenileniyor.
Geçtiğimiz hafta İstanbul'da yapılan Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı toplantıda kritik başlıklar öne çıktı. Katılımcılardan az da olsa bir kısmı CHP'nin bundan sonra Kürt seçmenden oy almasını zor gördüğünü ifade etti. Ancak çoğunluk 'yeni, cesur bir söylem geliştirilebilirse yeniden bir araya gelinmesinin mümkün olabileceğinden' bahsetti. Önemli konuşmalardan biri ise 'iradesinin kayyımlar vasıtasıyla gasp edildiğini düşünen bölge seçmeninin yeniden sandığa gitmesi konusunda nasıl motive edileceği' üzerine idi.
Kılıçdaroğlu ise katılımcılara şu başlıkları öne çıkaran bir konuşma yaptı. Buraya bir kısmını aktarıyorum: Sorunun çözülmesi için daha çok inisiyatif alacağız. Eskiden Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da CHP rozetiyle daha zor iş yapardınız. Şimdi bize olan ilgi, sevgi, çözüm beklentisi gözle görülür bir şekilde artıyor. HDP'nin Meclis'te olmasını önemsiyoruz. Onlar olmadan bu sorunun çözülmesi zor. Millet İttifakı'nı geliştirmek, genişletmek durumundayız. Davutoğlu ve Babacan ve ekipleri ile de bu konunun da içinde olduğu görüşmeler yapıyoruz. Çok uzak noktalarda değiliz.
Kılıçdaroğlu'nun söylediklerine bakarak, Türkiye'nin farklı görüşlerinden kesimlerin bir araya gelerek 'çözerse Erdoğan çözer' ezberinin yıkılması mümkün mü? Zaman gösterecek. Ancak 'Kürt sorununa çözüm' denilince artık sadece Türkiye'nin anlaşılmadığı, Kuzey Suriye'den Irak'a geniş bir coğrafyada bilgi, birikim, öneri sahibi olmanın şart olduğu aşikar. 2020'nin ilk çeyreğinde CHP'nin de HDP'nin de kurultayları var. Anlaşılan büyük ihtimalle kurultaydan yine galibiyetle çıkacak Kılıçdaroğlu kurultay sırasında ve sonrasında ekibiyle birlikte çözüm için yeni öneriler getirecek. HDP'de ise her iki eş başkan değişse de 'demokratik siyaset ve Türkiyelileşme iradesi' değişmeyecek. Sonuçta önümüzdeki seçimler Kürt sorunundan dış politikaya Kanal İstanbul'dan parlementer sisteme dönüşe AKP - MHP hariç tüm partileri blok olarak bir araya getirecek.
2020'de Türkiye'nin, başta Kürt sorunu olmak üzere, hukuktan dış politikaya, sorunların konuşularak, demokratik siyaset içinde çözülmesini mi yoksa 1990'larda hayatın her alanına 'devlet' adıyla yerleşmiş aslında 'kendine' çalışmış, ülkeyi kaosa sokmuş eski isimlerinin rehberliğini mi tercih edeceğinin ipuçlarının görüleceği yıl olacak…