Kılıçdaroğlu kabineyi ve somut, önerileri kısa-net açıklamalı; Akşener ile Yavaş kilit isimler

Akşener ile Yavaş kilit isimler

Kılıçdaroğlu kabineyi ve somut, önerileri kısa-net açıklamalı; Akşener ile Yavaş kilit isimler




Kılıçdaroğlu kabineyi ve somut, önerileri kısa-net açıklamalı; Akşener ile Yavaş kilit isimler

Birleştirici dili kaybetmeden, kimseyi ötekileştirmeden, yan yana durarak muhalefetin kazanması hâlâ mümkün

Türkiye’de 21 yıldır iktidarda olan, devleti partileştirmiş, partiyi devletleştirmiş, medyayı, yargıyı kontrol altında tutan, kazanmak için yanına Hüda Par’ı bile alan Tayyip Erdoğan ikinci tura kaldığı için sevinçli…Muhafazakârdan sosyaliste, milliyetçiden merkezdekine, Türk’ten Kürde, Alevi’den Sünni’ye milyonları biraraya getiren, umut yaratan muhalefet her şey bitmiş gibi yasta… Hatta muhalefeti oluşturan her iki büyük ittifakta da hem parti içi, hem de diğer partilere yönelik eleştiriler "biz dememiş miydik" kelimeleri havada uçuşuyor. Elbette her kesimin bir özeleştiri yapması gerekiyor ama 12 gün sonra cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu var ve muhalefete oy veren milyonlar yeni bir motivasyon bekliyor.

Bu yazıyı yazdığım salı sabahı itibariyle, seçimi izleyen sabah 3’te altı liderin bir araya gelerek yaptığı kamuoyuna birlikte fotoğraf verme dışında pek bir hareket görülmedi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun "buradayız" videosu, TİP’in "1 milyon seçmenimizle çalışmaya başladık", Ali Babacan’ın "kazanmak için çabaya devam" videolarını saymazsak. Sosyal medyadaki tweet ve paylaşımları bunlara katmıyorum.

Şunu notu düşeyim; Erdoğan gibi güçlü bir liderin seçimi ikinci tura taşıma ihtimalini öngörmemiş olmak, gerek altı parti yönetimi, gerek kampanya düzenleyicileri açısından büyük bir eksik. Pazartesi günü ittifaktaki partiler kendi illerinde ve başta CHP genel merkezi parti genel merkezlerinde önümüzdeki süreci planlamaya çalışıyordu.

Gelelim oylara…

Hiçbir seçmenin kime-neden oy verdiğini sorgulamak kimsenin haddi değil. Ancak elbette anlamak önemli. Özellikle deprem bölgesinden Erdoğan’a çıkan oyları. Depremin dördüncü günü ve sonrasında gazeteci olarak gittiğim 11 ilde iki durumu gözlemledim. Birincisi felaketle ilgili iktidarı sorumlu tutanlar. İkincisi felaketten çıkışta başta yeni konutlar Erdoğan’ın bunu başarma konusunda daha etkili olacağını düşünenler. Haklı olarak, deprem bölgesinde alanda yeni binalar için gerekli çalışma yapılmadan apar topar başlanan inşaat faaliyetleri, şehrin başta tarihi dokusu dikkate alınmaması gibi itirazlar yapıldı…Ancak çadırda-konteynerde zor şartlarda yaşayan yüzbinler bir an önce normale dönmeyi de düşündü elbet.

Benzer bir konu ekonomide buhrana dönüşen, gıdadan kiraya en sıradan ihtiyaçların karşılanamadığı durum. Burada da Erdoğan’ın memleketin geleceğini de riske atan hamleleri elbette eleştirilmeli. Ancak belli ki muhalefet ekonomi konusunda da ikna edici olamadı. İttifak içinde değişik partilerden ortaya çıkan "ekonomiyi ben çözerim" diye farklı reçetelerle seçmenin kafasını karıştıran isimlerden ana hedefi göremeyen insanlar oluştu.

Elbette milliyetçilik önemli bir dip dalgaydı ve İYİ Parti’nin varlığı, bu dalgadan "kısmen" Kılıçdaroğlu’nun yararlanmasını sağladı. Kısmen yazmamın sebebi yüzde 5’in üzerinde oy alan Sinan Oğan’ın oyları içinde İYİ Parti’ye oy vermiş bir kitlenin olması. Önümüzdeki 12 günde sadece Sinan Oğan’ı ittifaka katma çalışmasının dışında Akşener’in ve Mansur Yavaş’ın çabası belirleyici olacak. Milliyetçilik önümüzdeki süreçte üzerinde çok çalışılması gereken bir konu. Şunu da söyleyeyim "Türk milliyetçiliğinin seküler yapısı" baskın… AKP’nin tabanından ayrıştığı bir durum bu.

Bitirirken…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikinci turda kazanmasının hâlâ imkânı var. Bunun için bir yandan sandığa gitmiş olanların yeniden gidişi sağlanırken öte yandan gitmeyen yüzde 11’lik yani yaklaşık 7.5 milyonluk kitle motive edilmelidir. İttifak içinde tartışma yaratmadan, birlik görüntüsü verilerek, Kürt seçmen kaybedilmeden, Sinan Oğan’ın ve milliyetçi seçmenin oy vermesi sağlanmalıdır. Bu son derece zor ama başta demokrasi ortak dertler, kesişen sorunlar var.

Cumhurbaşkanlığı yardımcıları gibi kabinenin de, hatta başta Merkez Bankası önemli yerlerin de kimlerce yönetileceği açıklanmalı. Ve ekonomiden deprem bölgesindeki sorunlara somut, kısa, net çözümler anlatılmalıdır.

Birleştirici dili kaybetmeden, kimseyi ötekileştirmeden, yan yana durarak muhalefetin kazanması hâlâ mümkün. Elbette Tayyip Erdoğan güçlü ve bir adım önde görünüyor ancak muhalefetin şansı da var.

MURAT SABUNCU / T24