"Kılıçdaroğlu Kazanırsa Batı Büyük Beklenti İçine Girmemeli"
İktidar "bayat hikayeleri" öne çıkarıyor
"Kılıçdaroğlu Kazanırsa Batı Büyük Beklenti İçine Girmemeli"
ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post, yayın kuruluşu Bloomberg’le ortak sayfasında, 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili seçimleriyle ilgili kaleme aldığı "Türkiye Seçimleri Batı'nın Hayallerini Gerçekleştirmeyecek" başlıklı bir analize yer verdi.
Bloomberg yazarı Bobby Ghosh imzalı yazıda, 2023 yılında "dünyanın en önemli seçimleri" olarak tanımlanan 14 Mayıs seçimlerine 10 gün kala kamuoyu yoklamalarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve rakibi Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki yarışın her şekilde sonuçlanabileceğini gösterdiği vurgulanıyor. Yazıda, Erdoğan ve üst düzey AK Partili yetkililerin kampanya konuşmalarında bir "umutsuzluk havasının" sezildiği kaydediliyor.
İktidar "bayat hikayeleri" öne çıkarıyor
Bobby Ghosh, iktidar partisinin seçmenlerin dikkatini ekonominin "felaket" şekilde yönetildiği gerçeğinden uzaklaştırmak için "bıkkınlık yaratan hikayeleri" öne çıkardığını, Erdoğan'ın LGBTi karşıtı söylemlerini ve muhalefetin teröristler tarafından desteklendiğini yinelediğini yazıyor.
Yazara göre tüm bu söylemlerin en "bayatı" olan Batı'nın seçimleri etkilemeye çalıştığı suçlaması da gündemde. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun seçim günü Batı'nın "siyasi darbe girişiminde bulunmasına" karşı uyarısı ve Erdoğan'ın "Batı Erdoğan'a karşı olduğunu söylüyor. Erdoğan'a karşı aldıkları bu cephe benim milletime karşı aldıkları cephedir. Benim milletim bu oyunu 14 Mayıs'ta bozacaktır" şeklinde sarfettiği sözleri Batı'nın "komplo" düzenlediği iddialarına örnek gösteriliyor.
"Batı komploları hakkındaki bu gibi histerik açıklamalardan, yenilgiye hazırlık yapmak için bahane uydurma kokusu alınıyor" diyen Ghosh, Erdoğan'ın aslında ABD Başkanı Joe Biden ve diğer birçok Avrupalı liderin kendisinden "kurtulmaktan" memnun olacaklarını varsaymakta hatalı olmadığını, bunun altında, Erdoğan'ın bu liderlere açıkça beslediği düşmanlığın ve Batı'nın stratejik kaygılarına aldırmamasının yattığını yazıyor.
Bu nedenle Ghosh'a göre Erdoğan'ın "kabadayı" tavrı karşısında Kılıçdaroğlu'nun samimi ve uzlaşmacı tarzı, tek başına memnunlukla karşılanacak bir değişim olur.
Batılı liderlerin Ankara'daki iktidar değişimiyle Türkiye'nin yıllardır doğuya kayışından sonra NATO çizgisine hızla geri dönmesini umacağını kaydeden Ghosh, ittifakın özellikle Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'yı işgali nedeniyle şimdiye kadar karşılaştığı en ciddi tehdidi yaşadığı bu dönemde, Türkiye'yi oyun bozucu değil, uzlaşmanın bir parçası olarak görmekten memnun olacağını belirtiyor.
"Batı Kılıçdaroğlu'na çok fazla beklenti yüklememeli çünkü öncelik iç meseleler olacak"
Ancak Ghosh, seçimler Erdoğan açısından en kötü sonucu doğursa da Batılı liderlerin Kılıçdaroğlu'na çok fazla beklenti yüklememesi gerektiği uyarısı yapıyor.
Bunun öncelikli nedeni, Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanması durumunda elde ettiği zaferin sağlayacağı siyasi sermayeyi ülke içindeki önceliklere yönlendirmeyi tercih edebileceği.
Siyasi tutukluların özgürlüklerine kavuşturulması, basının etrafındaki zincirlerin kırılması, yüksek enflasyonun dizginlenmesi, zayıf para biriminin kurtarılması ve Şubat'taki depremlerin yol açtığı hasarın giderilmesi, bu öncelikler arasında sayılıyor.
Ghosh ayrıca Kılıçdaroğlu'nun da Batı'nın perspektifinden ayrılan bazı alanlarda Erdoğan'ın dünya görüşünü paylaştığının altını çiziyor.
Ghosh'un Batı ülkelerine tavsiyesi, "Kılıçdaroğlu'nun dış siyasette esnek olmasını istiyorsa, Erdoğan'ın Türk ekonomisinde yarattığı hasarın giderilmesinde kendisine yardımcı olmaları ya da Kılıçdaroğlu bu olağanüstü boyuttaki işle uğraşırken, sabırlı olmaları gerektiği" yönünde.
Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda NATO'nun hızla çözüme kavuşturulmasını bekleyebileceği bir mesele, İsveç'in NATO üyeliği. Ghosh, muhalefetin Erdoğan'ın İsveç'in NATO üyeliğini engelleyen vetosunu kaldıracağını çoktan açıkladığını hatırlatıyor.
"Batı Kılıçdaroğlu'ndan Rusya'ya yaptırımlara katılmasını beklememeli"
Ancak Ghosh, Türkiye'nin Batılı müttefikleriyle arasında sorun oluşturan Rus S-400 füze savunma sistemi konusunda, Kılıçdaroğlu'nun hızla adım atmasını beklemediğini kaydediyor.
Kılıçdaroğlu'nun S-400'lerin satın alınmasını daha önce desteklediğini ve Rusya'yla iyi ilişkiler istediğini söylediğini yazan Ghosh, Rusya'nın Ankara'nın S-400 anlaşmasından çıkmasını hoş karşılamayacağının altını çiziyor.
Aynı nedenle Batı, Kılıçdaroğlu hükümetinin Rusya'ya karşı yaptırımlara ya da herhangi bir ekonomik engellemeye katılmasını da beklememeli. Ghosh'a göre Kılıçdaroğlu da Erdoğan gibi Türkiye'nin Ukrayna'da olası bir barış arabulucusu ve Ukrayna tahılının dünya piyasalarına ulaştırılmasında bir kanal olarak daha faydalı bir rol oynayabileceğini savunabilir.
Kılıçdaroğlu'nun büyük değişiklik bekleyen Batılılar'ı hayal kırıklığına uğratabileceği bir başka alansa Suriye. IŞİD'le mücadelede Batı'ya yardım eden Kürt gruplar, bu açıdan öne çıkıyor.
Erdoğan ve muhalefetin bu Kürt grupların Türkiye'ye yönelik varoluşsal bir tehdit olduğuyla ilgili bakış açısında fazla farklılık olmadığını belirten Ghosh, Kılıçdaroğlu daha esnek olma eğilimi gösterse bile ittifaktaki milliyetçi İYİ Parti'nin elini Kürt meselelerinin üzerinde tutacağı öngörüsünde bulunuyor.
İnsan hakları grupları, milyonlarca Suriyeli sığınmacıyı ülkelerine geri göndermek isteyen Kılıçdaroğlu'nun bu adımından hoşlanmayacak.
Ghosh, Kılıçdaroğlu'nun Batı'yla ilişkileri yeniden kurma taahhüdünden şüphe duymayı gerektirecek bir durum olmadığını kaydediyor. Ancak 14 Mayıs sonrası Ankara'da hükümetin değişmesi durumunda öncelikler, Washington ya da Brüksel'in önceliklerinden çok daha farklı olacak.
Bu nedenle Ghosh, Batı'nın kendi beklentilerini buna göre ayarlamasının akıllıca olacağını kaydediyor.
VOA