Kılıçdaroğlu: Yargıya, YSK'ya güvenmiyoruz

'SÖZ MİLLET İTTİFAKI’NINDIR, YETER BE YETER ARTIK'

Kılıçdaroğlu: Yargıya, YSK'ya güvenmiyoruz


Kılıçdaroğlu: Yargıya, YSK'ya güvenmiyoruz

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın bir kez daha aday olmasının hukuka uygun olup olmadığına yönelik soruya verdiği "YSK üyelerini atayan kim? Erdoğan. İtiraz edeceğin hiçbir yer yok" yanıtını eleştirenlere, "YSK'ya güvenmediğimi sağır sultan duydu! YSK'nın hangi olaylarda nasıl karar vereceğini hepimiz biliyoruz. Yargıya, Yüksek Seçim Kurulu'na güvenmiyoruz; bu kadar açık!" sözleriyle tepki gösterdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Kılıçdaroğlu'nun gündeminde YSK'nın İstanbul seçimlerinde verdiği karar, İsveç'teki Kuran-ı Kerim yakma provokasyonu, öğretmen atamaları, Çaykur işçileri vardı.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kez daha aday olmasının hukuka uygun olup olmadığına yönelik soruya, "Diyelim ki ses çıkardık nereye gidecek? YSK üyelerini atayan kim? Erdoğan. İtiraz edeceğin hiçbir yer yok" diye yanıt vermesine gelen eleştirileri de değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu, "YSK'ya güvenmediğimi sağır sultan duydu. YSK'nın hangi olaylarda nasıl karar vereceğini hepimiz biliyoruz. Sanki biz başvuracağız, YSK hukuka uygun karar verecek. Akıl var mantık var. İradesini saraya ipotek eden adama hakim denmez! YSK'ya güvenseydik özel olarak sandık güvenliği için çalışmazdık. Yargıya, Yüksek Seçim Kurulu'na güvenmiyoruz; bu kadar açık." ifadesini kullandı.

'KALEMİNİ SATANA GAZETECİ DENMEZ İŞİN ÖZÜ BUDUR'

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

''Kalemini satmayan yürekli bir gazeteciydi, kalpaksız Kuvayı Milliyeciydi. Elbette kalemini satmayanlara baskılar, tehditler olacaktır. Onlara yönelik cinayetler de işlenebilecektir. Onlardan biri Uğur Mumcu'ydu. Havuz medyası değil özgür medya istiyoruz, kalemini satmayan gazeteciler istiyoruz. Kalemini satana gazeteci denmez işin özü budur.

'İSVEÇ YÖNETİMİ, DEVLET ZEKASINDAN YOKSUN; PROVOKASYONU SEYRETTİ'

İsveç'te iğrenç bir olay oldu. Elçilik önüne provokatör getirdiler. Büyükelçiliğimizin önüne bir soytarı getirdiler, karanlık bir provokatöre bir provokasyon yaptırdılar. Kutsal kitabımızı elçilik önünde yakılması söylenmiş, geldi yaktı sefil kişi. Amacı o kadar aşikar ki. Git provoke et demişler, İsveç Türkiye ilişkilerini bu sefil kişi bozmak için her provokasyonu yapmış durumda. İsveç yönetimi, devlet zekasından yoksun seyretti durdu bu provokasyonu. Bu oyunun oynanmasına izin verdiler.

'YARGIYA VE YSK'YA GÜVENMİYORUZ'

YSK ile söylediğim bir şey tartışılıyor. YSK'na güvenmediğimi sağır sultan duydu! YSK'nın hangi olaylarda nasıl karar vereceğini hepimiz biliyoruz. Sanki biz başvuracağız, YSK hukuka uygun karar verecek. Akıl var mantık var. İradesini saraya ipotek eden adama hakim denmez. Hala öğrenmediniz mi ya.

İstanbul seçimlerini analım. Aynı zarfın içine 4 oy pusulası konuyor. Bu beylere talimat gelmiş. 3'ü geçerli, 1'i geçersiz. Bazıları bu kararı aldılar. Ben de bunlar YSK'daki çetelerdir dedim. Yasadışı bir işlemi yapmak için bir araya gelenlere çete denir. YSK değişti evet, eskiden 3 4 kişi vardı iradesini satmayan, vicdanını dinleyen, şimdi onları da büyük ölçüde temizlediler. YSK'ya güvenseydik özel olarak sandık güvenliği için çalışmazdık. Yargıya, Yüksek Seçim Kurulu'na güvenmiyoruz; bu kadar açık.

'AYAKKABI YALAYICILIĞINA SAVUNAN MİLLETVEKİLİ GÖRDÜNÜZ MÜ HİÇ'

Bozulma bürokrasiyle başladı, yargıyla devam ediyor. Bürokraside ve yargıda herkes böyle sanılmasın. Hala ahlaklı bürokratlarımız var, o kırıntılar onlar sayesinde kaldı. Bozulma o kadar büyük alanlara yansıdı ki Meclis'te de bozulma olduğunu görüyoruz.

Ayakkabı yalayıcılığına savunan milletvekili gördünüz mü hiç. Bu vekil orduda nasıl geziyor? Alsın eline Erdoğan'ın ayakkabısını yalayarak gezsin. Ahlak bozulursa Türkiye bu noktaya geliyor. O vekil, Orduluların vekili değildir. Sarayın oraya gitsin ya da AK Parti'nin genel merkezine gitsin, önüne onun bir heykelini yapsınlar. Erdoğan'ın heykelini yalamaktan söz eden ve onur duyan milletvekili diye yazsınlar. Bir insan aklını kiraya verirse sonuç bu noktaya gelir.

Çaykur işçileri diyor ki geçen bizden söz ettiniz, 9300 kişiyiz, bize kadro verilsin. Yasa geldiği zaman bunun mücadelesini vereceğiz. Rizelilere unutmadığımı söylüyorum. Kaçak çayı bitireceğim, Rize meydanında yakacağım. Rizeli unutur Bey Kemal unutmaz.

'BAĞKUR'LULARI ÜÇÜNCÜ SINIF VATANDAŞ OLARAK GÖRDÜ'

BağKur'un tescil mağdurları var. Stajyerlerin ve çırakların sorunu var. Sizin sorunlarınızı biliyorum. TBMM'de gerekli girişimlerde bulunacaksınız. AK Parti iktidarı ve onun başında olan Erdoğan hep esnafları ve BağKur'luları üçüncü sınıf vatandaş olarak gördü. Bütün esnafın sorununu çözeceğiz. Onları birinci sınıf vatandaş kabul edecek, çözüm üreteceğiz. Az kaldı, geliyor, gelmekte olan.

Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Cezaevlerinin dolu olduğunu biliyorum. İnsan hakkı ihlallerini biliyorum. Hepsini biliyorum. Hiçbir endişe duymayın. Bu ülkeye huzuru mutlaka getireceğiz.

100 bin öğretmeni yapacağız, arkası gelecek bunun. Köy okullarına da öğretmenler atayacağız. Her mahalleye kreşler açacağız. Binlerce öğretmen gönül yapacak orada da. Öğretmenlik mesleğini toplumun saygın mesleği haline getireceğiz. Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkaracağız, ayrı yasaları olacak.

'UYUŞTURUCU OLİGARKLARIYLA, MAFYALARLA DA MÜCADELE EDECEĞİZ'

Merkez Bankası'nın arka kapısından 128 milyar dolar hiç edilmişti. Herkes unutursa Bay Kemal unutmaz bunu. Devlet hazinesinden alınan 418 milyar doları alacağım, herkese vereceğim.

Uyuşturucu oligarklarıyla, mafyalarla da mücadele edeceğiz. Arada tehditleri geliyor. Gelsin, tehdit etmezseniz namertsiniz, geri atmayacağız. Kuvâ-yi Milliyeciyiz biz.

Üniversitelere önem vereceğiz, bilimsel ve mali özerklikleri, yönetimsel özerkliği olacak. Bilgelik devletin ruhudur. Devlet, adalet ve ahlak üzerine inşa edilir. Bilge insanı korumak zorundayız. Bilgenin korunmadığı hiçbir inanç yoktur. Bilge topluma yön gösteren kişidir.

BOĞAZİÇİLİLERE SESLENDİ: 4-5 AY DAHA SABREDİN

Boğaziçi Üniversitesi'nde Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nde Cem Ersoy'u görevden aldılar, 31 yıldır bilgisayar mühendisi kendisi. 290 bilimsel eseri var bu kişinin. 35 yarışma projesini başarıyla yürütmüş. Dünyanın 2022 yılında en etkili bilim insanları listesine giren bir kişi. Bu kişiyi görevden aldılar.

Vicdanı olan, AK Parti'ye MHP'ye oy vermek isteyen vatandaşlarıma sesleniyorum. Bu kişi Türkiye'nin adını dünyaya duyurmuşsa, yazdığı makalelere 11 binin üzerinde atıf yapılmışsa, bu insanın görevine neden son verirsiniz? Akıl ve mantıkla bağdaşır yönü yok. 4-5 ay daha sabredeceksiniz. Ondan sonra her şey düzelecek.

Onlar doğalgaz lobilerine, kömür lobilerine teslim oldular. Biz lobiler için değil vatandaş için çalışacağız. İktidarımızda tüm sulama birlikleri belediyelerimizle birlikte çalışacak.

Orman köylüsü kardeşlerim unutmasınlar. 7,5 milyon Orman köylüsü var. Ormanı tüccarlardan alıp asıl sahibi olan orman köylülerine vereceğiz.

'SÖZ MİLLET İTTİFAKI’NINDIR, YETER BE YETER ARTIK'

Erdoğan sonunda çıktı konuştu, Yeter Söz Milletindir dedi. Sanki beyefendi 20 yıldır hiç yok da. Kazanmak için bütün tuşlara basmış durumda. Aklına ne geliyorsa onu yapıyor, söylüyor. Acizliğinden. Şehit Menderes'i bile malzeme yapmaktan çekinmiyor.

Bak Erdoğan; bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir. Bu konuda haklısın, Yeter Söz Milletindir. Ey Erdoğan, 'yeter'se senin saraylarına yeter. 'Yeter'se senin çocuklarının milyar dolarlık vakıflarına yeter.

'Yeter'se senin beşi çetelerine, mafya babalarına, uyuşturucu baronlarına, pudra çekercilerine yeter. 'Yeter'se Sinan Ateş'i öldürttüğünüz torbacılara yeter. Her türlü pisliği ülkemize sokan fotoromanlara yeter. 'Yeter'se, ülkeye soktuğun milyonlarca kaçağa yeter. 'Yeter'se senin kadınlara küfreden diline yeter. 'Yeter'se gençlere kan ağlatan torpillerine, hırsızlıklara, SADAT'a yeter. Yeter, Söz Milletindir. Söz Millet İttifakı’nındır, yeter be yeter artık.''

KARAR