Kılıçdaroğlu’ndan mesaj: “Bizi bölmek isteyecekler”

Çizgimizde değişiklik yok

Kılıçdaroğlu’ndan mesaj: “Bizi bölmek isteyecekler”




İnce tartışmaları sürerken ilk değerlendirmesini yapan Kılıçdaroğlu’ndan mesaj: “Bizi bölmek isteyecekler”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti meclisi (PM) toplantısı öncesinde Muharrem İnce’nin parti kuracağı yönündeki tartışmalara dolaylı şekilde değinerek “Bizi bölmek, parçalamak isteyecekler ama hiç kimsenin unutmaması gereken bir şey var: CHP Türkiye Cumhuriyeti’nin kalesidir” dedi.

  

cumhuriyet.com.tr

Türkiye’yi batan gemi Titanik’e benzeten Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a damadının işine son verme çağrısında bulundu.

Kılıçdaroğlu; 37. kurultayın ardından belirlenen yeni PM’nin ilk toplantısında üyelere seslendi. Konuşmanın ardından Kılıçdaroğlu’nun yanına başörtülü PM üyesi Sevgi Kılıç en genç üye sıfatıyla oturdu. Kılıçdaroğlu, özetle şunları dile getirdi:

- Çizgimizde değişiklik yok: Dünyanın en köklü kalıcı partilerinden birisiyiz. 100 yıllık tarihe baktığımızda çizgimizde hiçbir değişiklik olmamış. Çağdaş uygarlığı, demokrasiyi, kadın erkek eşitliğini hedefleyen, gelir dağılımının dengeli olmasını isteyen bir çizgiyi sürdürmüşüz. Gücü üretimden, akıldan alan, bilgiden ve birikimden alan, dünyayı okuyan bir kültürden gelmişiz. Her kuşak bu kültürü biraz daha ileriye taşımış.

- Kapsayıcı siyaset: 60 kişiden oluşuyoruz; 39’u erkek, 21’i kadın. PM’nin yüzde 41.6’sı yenilendi. Yaş ortalamamız 48. Biz kapsayıcı, toplumun her kesimini kucaklayan bir siyaseti yaşama geçirmek istiyoruz. Eğer sorun ortaksa o sorunu çözmeye birileri talip olmalı. Biz CHP’nin PM üyeleri olarak Türkiye’nin 18 yıldır çözülümeyen sorunlarının çözümüne talibiz.

- Kötülüklerin anası işsizlik: 18 yıldır memleketi yöneteceksiniz, 10 milyonun üstünde işsizimiz var. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Özellikle fakir aile çocuklarını buluyorlar, onları uyuşturucuya alıştırıyorlar, sonra torbacı yapıyorlar, sonra piyasaya salıyorlar. İktidar 18 yıldır bu memleketi yönetiyor; ne oldu, nasıl oldu da fuhuş bu kadar arttı? Ne oldu da uyuşturucu bu kadar arttı? Ne oldu da kadınlara şiddet bu kadar yüksek noktaya ulaştı?

- Batan gemi benzetmesi Titanik; batan gemi... İlk seyahatinde buzdağına çarptı ve battı. Orada da iki katmanlı toplum vardı. Birinci sınıfta seyahat edenlerin kamaraları son derece lükstü, yemekler mükemmel. Her şey var. Orada hiçbir sorun yok, hepsinin durumu çok iyi. Bir de ikinci sınıf vardı. Yukarıya çıkamayanlar, öyle lüks garsonlar, müzik falan yok. Ama bunların bir umudu vardı. “İş bulacağım, çalışacağım, zengin olacağım.” 18 yılda bizim alt katmanın umutlarını yok ettiler. Titanik’te ikinci sınıf vatandaşların umutları vardı, bizde umudu, hayali tükettiler. Peki asıl soru şu: Bu gemi battığında ilk kurtarılanlar kimlerdi? Filikaya ilk binenler kimlerdi? İkinci sınıfta olanlar mı? Hayır. O birinci sınıf olanları filikalara bindirdiler.

- Damadının işine son ver: Türkiye’nin uçtuğu söyleniyor. Doğru, yokuş aşağı freni patlamış kamyon hep beraber aşağı gidiyoruz. Saray’dakiler hariç, onlar uçakta seyahat ediyorlar. Erdoğan’a 83 milyonun huzurunda bir çağrım var, Sayın Erdoğan hâlâ bu milleti seviyorsan, perişan olmasını istemiyorsan ilk yapacağın iş o sosyete damadın işine son vermektir. Onu savunmaya kalkma. Bu sosyete damadın ekonomiden filan anladığı yok, fakir fukarayı da anladığı yok. Bir eli yağda bir eli balda. Dolayısıyla bunun görevden alınması toplumu rahatlatacak, seni, parti tabanını da AKP’lileri de rahatlatacak. Al kardeşim bunu görevden. Alabilir mi görevden; almaz, beceremez, güvenemez. Çünkü güveneceği adam yok.

- Dostlarımızla yapacağız: Türkiye bu buhrana layık değil. Bu karamsarlığı toplumun üzerinden silkip atmamız gerekiyor. Bunu yapacak olan biziz ve dostlarımızla birlikte yapacağız. Ben dostlarımızla birlikte yapacağız diyince onlar kendilerini kavakta görüyorlar. Nereye çıkarsan çık kardeşim. bu memleketi düzlüğe, aydınlığa çıkarmak beraber olacak, dostlarımızla birlikte yapacağız. Güçlü bir demokratik parlamenter sistem, halkına hesap vermeyi onurlu bir görev kabul eden bir siyaset anlayışıyla bunu yapacağız.

- Üstümüze gelecekler: Biz bu hedefe kilitlenirken bizi engellemek isteyecekler. Onların görevi bu zaten. Bizi hapisle tehdit edecekler. Milletvekillerimizi bazen hapse atacaklar. Atmazlarsa namertler. Bizi linç girişimleriyle korkutmak isteyecekler. Linç girişiminde üç kez, beş kez, yüz kez bulunmazsanız namertsiniz. Hepsiyle mücadele edeceğiz. Dört koldan üstümüze gelecekler. İsterse dört yüz koldan gelsinler mücadele edeceğiz. Her türlü iftirayı atacaklar engellemek için. Bütün kutsal değerlerimizi kendi özel çıkarları için istismar edecekler.

- Bölmek isteyecekler: Televizyonları, gazeteleri besleme köşe yazarlarıyla her türlü karalamayı yapacaklar. Bizi bölmek, parçalamak isteyecekler ama hiç kimsenin unutmaması gereken bir şey var: CHP Türkiye Cumhuriyeti’nin kalesidir. Bu partiye oy verenler ve vermeyenler şu gerçeği çok iyi biliyorlar. Eğer bu ülkede bir CHP varsa bu ülkenin sarsılmaz bir sigortası var demektir. Devletin, halkın sigortasıdır. Çünkü biz çiftçiyiz, köylüyüz, işçiyiz, emekliyiz, sanayiciyiz, kuryeyiz, sağlık çalışanlarıyız, halkız. Halktan ve haktan yanayız. Bizi başka bir partiyle kıyaslamasınlar çünkü biz tepeden tırnağa Kuvayi Milliyeciyiz. Biz siyaseti halka adanmışlık üzerine yaparız. Bize göre; ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzeni bu ülkeye getirene kadar mücadele eden bir siyasi partiyiz.

CUMHURİYET