Kiralık kasadan çıkan Yazıcıoğlu itirafı: Helikopterdeki GPS'i yok ettim
15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast için giden ekibin içindeydi
Kiralık kasadan çıkan Yazıcıoğlu itirafı: Helikopterdeki GPS'i yok ettim
FETÖ'nün Elazığ imamlarından Mustafa Atalar'ın Bank Asya'dan kiraladığı kasada Yazıcıoğlu olayına ilişkin itirafları bulundu. GPS cihazını yok ettiğini söyleyen asker, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast için giden ekibin içindeydi
15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast için giden ekipte yer alan Aydın Özsıcak, Muhsin Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopterin enkazından GPS cihazını alarak yok ettiğini itiraf etti.
İtiraflar, FETÖ'nün Elazığ imamı, avukat Mustafa Atalar'ın Bank Asya'da kiraladığı bir kasada bulundu.
Özsıcak'ın el yazısıyla yazdığı notlarda, helikopter enkazında arama yaptıkları, GPS cihazını aldığı sonra da yok ettiği yazılı.
Kasada bulundu
Bu itiraflar, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında 21 Nisan 2017'de ele geçirildi.
Soruşturma kapsamında Bank Asya'nın Elazığ Şubesi'nde Mustafa Atalar tarafından kiralanan kasada arama yapıldı ve 5 sayfadan oluşan el yazısıyla hazırlanan bir dilekçe bulundu.
Dilekçe görevliler tarafından tutanakla kayıt altına alındı.
Suikastçı asker, FETÖ imamı avukatın müvekkili
Kasa, FETÖ'nün Elazığ yapılanmasının önde gelen isimlerinden biri olan Mustafa Atalar'a aitti.
Dilekçeyi yazan isim ise Atalar'ın müvekkili Aydın Özsıcak'tı.
Özsıcak, 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast yapmak üzere Marmaris'e giden askerlerden biri.
Aynı zamanda Özsıcak, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun da hayatını kaybettiği helikopterin enkazına giderek kritik parçaları söken kaza kırım ekibinin bir üyesi.
İkinci helikopter için görevliydi
Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının arama-kurtarma çalışmaları sırasında düşen ikinci askeri helikopter için yapılacak çalışmalarda görevlendirilen Özsıcak bu dilekçesinde görevi olmamasına rağmen Yazıcıoğlu'nun öldüğü helikopter enkazına gidip helikopterden parçalar aldığını bu dilekçede itiraf etti.
''Tabur komutanı ile birlikte saat 11.00-12.00 civarı 7-8 kişilik bir ekiple sivil enkazın olduğu yere gittik. Bizim oraya gitmemize engel teşkil edecek tedbir alınmamış, kendi haline terk edilmişti. Enkazı kurcalamayan kalmamıştı. Enkaz bizden uzak olmasına rağmen arama faaliyetleri sırasında kaldırılıp itmekten bizim enkaza yaklaşmıştı" diyen Özsıcak, ''İncelemeye başladık. Sol taraftaki tek sağlam kalan kapağı açarak içindeki malzemeler dışarı çıkartıldı. (…) Gerekirse 'kokpiti söküp götürelim' diye düşündük. Zaman alacağı için vazgeçtik. Sol bölme içindeki malzemeler alınarak gerekirse sivil havacılığa yazıyla gönderilebileceğini tabur komutanı söyledi. Malzemeleri aşağıya götürdük" ifadelerini kullandı.
''Korktum, cihazı yok ettim''
Özsıcak dilekçenin devamında malzemeleri alarak depoya koyduklarını anlatarak şöyle devam etti:
"Orada 1 yıl durdu. Hatta bendeki gönderilir diye bekledim, ancak hiçbir emir verilmedi. (…) O sırada cihazı gördüm. 'Bunu ortadan kaldırın' dedim. Yanlış anlaşılır diye söyledim. (…) Cihazı diğer malzemelerin yanına koydum. 1 yıl falan orada kaldı. Sonra işin açıkçası korktum. Cihazı yok ettim.
Savcılık, Özsıcak'ın bu eyleminin suç delilini kapatmak amacıyla yapıldığını belirtiyor
Çelişkili ifadeler
Bu ayrıntı, Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşmesine ilişkin dönemin kamu görevlilerinin yargılandığı davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın esasa ilişkin mütalaasının eklerinde ortaya çıktı.
Yargıtay Başsavcılığı, bu dilekçenin Özsıcak'ın geçmişte verdiği ifadelerle çeliştiğini belirtiyor. 2009'da ifade veren Özsıcak, Yazıcıoğlu'nun helikopterinin yanına hiç gitmediğini söylemişti.
Aynı isim, 31 Mart 2009'daki ifadesinde ise sivil helikopterin enkazını incelemeye gittiklerini, sadece fotoğraf çektiğini ve parça sökmediklerini öne sürmüştü.
''Suç delilini yok etmek amacıyla''
Savcılık, bu durumun örgütsel faaliyeti ortaya koyduğu görüşünde.
Hiçbir ordu mensubunun paraya çevrilmesi durumunda seri numarası nedeniyle rahatlıkla tespit edilebilecek nitelikteki GPS cihazını çalmayacağının belirtildiği mütalaada buradaki amacın suç delilini ortadan kaldırmak olduğunu şu ifadelerle belirtiyor:
TC-HEK tescilli helikopteri gerek karbon monoksit zehirlenmesi yoluyla gerek bölgede alçak istifada ses hızından yüksek hızla uçan ve helikopterin yanından geçen F4-F 16 jetlerin oluşturacağı trübülansla düşürülmesi mümkündür. Böyle bir eylemin GPS’ lerde bırakacağı koordinat iziyle tespit edilecektir. Bu hakikat karşısında en önemli somut bulgu veren bu suç delilinin ortadan kaldırılması konusunda silahlı bir terör örgütü tarafında ortak amaca hizmet maksadıyla bir organizasyon ve koordinasyon çerçevesinde bu eylemin yapılması planlanmıştır. Buna göre kırıma uğrayan Özel Kuvvetlere ait helikopterin kaza kırım heyetine ilaveler yapılarak bu eylemin örgüt bir yapı çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.
FETÖ bağlantısı: Malumun ifşası
Mütalaada, Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği olayın FETÖ bağlantısı, "malumun ifşası" olarak yorumlanıyor.
Dönemin Emniyet yetkilisi Dursun Özmen'in, arama-kurtarma faaliyetlerini zaafiyete düşerecek şekilde Yazıcıoğlu'nun sağ olarak kurtarıldığı yönündeki bilgi notunu hazırlayarak 81 il valiliğine göndermesi de bu minvalde değerlendiriliyor.
Mevcut imkanlarla ilk anlarda helikopterin bulunduğu yerin tespit edildiğini, enkaz alanının pilotun telefonundan hareketle Turkcell baz koordinatlarıyla da Temurağa mevkii olarak işaretlendiğini belirten savcılık, ''Üretilen kirli bilgi notunda da enkaza ve yaralılara ulaşılan bölgenin Temurağa olarak verildiği görülmektedir'' deniliyor.
Bu husus, Mülkiye Müfettişliği raporunda da şu ifadelerle kendine yer buldu: ''Yapılan yanıltıcı açıklamanın kaza yerine ulaşıldıktan ve adli tespitlerin yapılmasından sonra elde edilen kesin bilgilerle şaşırtıcı bir benzerlik içinde olduğu görülmektedir.''
The Independentturkish