Kırımoğlu: Türkiye'nin Kırım Platformu'na olan desteğine minnettarız
KIRIMOĞLU: İŞGALCİ RUSYA’NIN BASKISI EN ÇOK KIRIM TATARLARINA OLDU
Kırımoğlu: Türkiye'nin Kırım Platformu'na olan desteğine minnettarız
Kırım Tatar halkının milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım’ın Rusya tarafından işgalinin 7’nci yılında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Kırımoğlu, Kırım’ın yasa dışı ilhakının ardından uluslararası camianın tepkisinin çok sert olmasını beklediğini ancak bunun gerçekleşmediğini belirterek; yarımadada en çok baskının Kırım Tatarlarına yapıldığını vurguladı.
Kırım Tatar halkının milli lideri, Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Kırım’ın Rusya tarafından işgalinin 7’nci senesinde yaşanan gelişmeleri ve bu yıl Kırım’ın işgalden kurtarılması için uluslararası çabaları birleştirecek olan Kırım Platformu’nu değerlendirdi. AA’ya konuşan Kırımoğlu, Rusya’nın 2014’te Kırım’a girdikten sonra ilhakın 7 yıl devam edeceğini düşünmediğini belirterek, “Zannettim ki dünyanın tepkisi başka olacak, çok sert olması lazımdı ama maalesef olmadı.” ifadesini kullandı.
KIRIMOĞLU: İŞGALCİ RUSYA’NIN BASKISI EN ÇOK KIRIM TATARLARINA OLDU
Kırımoğlu, “Ben inanmıyordum ki, 21. yüzyılda başka bir ülke senin ülkene girecek, tanklarıyla işgal edecek ve o da yetmiyor gibi senin toprağını kendi toprağına katacak. 2008’de Gürcistan’da yaptıkları gibi kukla bir cumhuriyet şeklinde yapacaklar sandım.” diye konuştu. O dönemde Kırım Tatarlarının Ukrayna’nın bütünlüğü taraftarı olduğunu ve referandumu boykot ettiklerini hatırlatan Kırımoğlu, “Bu nedenle işgalciler tarafından en çok baskı Kırım Tatar Türklerine oldu. Hapishanelerde 120 kadar tutuklu var, bunların yüzde 75’i Kırım Tatarları ama bizim nüfusumuz sadece Kırım’ın yüzde 13’ü. Ev aramalarının yüzde 95’i, kaçırılıp öldürenlerin yüzde 85-90’ı Kırım Tatarları.” değerlendirmelerinde bulundu.
“1783’TEKİ İŞGALDEN SONRAKİ POLİTİKA UYGULANIYOR”
Kırımoğlu, Rusların Kırım Tatarlarıyla hiçbir zaman anlaşamayacaklarını iyi bildiklerini ve bu nedenle Kırım Tatar halkını “gitmeye mecbur ettiklerini” kaydederek şöyle konuştu:
“1944’teki gibi hayvan vagonlarına doldurup Sibirya’ya yollamıyorlar çünkü 21. yüzyıldayız ama 1783’teki işgalden sonraki politikayı uyguluyorlar, o zaman da böyle baskılar oldu ve halkımızın büyük çoğunluğu, özellikle Kırım savaşından sonra Osmanlı topraklarına göç etti. Çeşitli tahminlere göre Türkiye’de 3 ila 5 milyon arası Kırım asıllı Kırım Tatar Türkü yaşıyor.”
Kırımoğlu, işgalci Rusya’nın Kırım’a çok sayıda nüfus getirdiğine dikkati çekerek, “Rusların resmi açıklamalarına göre 205 bin kişi gelmiş, bize göre 600 bin, hatta Kırım’daki soydaşlarımız 1 milyona yakın olduğunu söylüyor. Sanki Rusların toprağı yeterli değil de 17 milyon kilometrekare toprakları var ama kendi köylerini bırakıp buraya geliyorlar.” dedi. Bunun bir politika olduğunu dile getiren Kırımoğlu, “Rusya Kırım’ı terk etmek zorunda kalsa bile nüfusu orada bırakacak. Ukrayna’nın politikasına tesir etmek için insanlarını getiriyorlar. Bu konuda Ukrayna parlamentosunda gerekli karar almamız lazım, bu kişilere Ukrayna vatandaşlığı verilmeyecek, bunlar kanuna aykırı bizim sınırlarımızı geçtikleri ve topraklarımıza yerleştikleri için ceza alıp sonra vatanlarına dönmeliler.” diye konuştu.
“RUSYA BÜYÜK BİR KUZEY KORE HALİNE GELİYOR”
Kırımoğlu, Rusya’ya işgal ve saldırganlık konusunda uluslararası yaptırımların tesiri olduğunu ancak yeterli olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Mart 2014’te Vladimir Putin’le konuşmadan sonra NATO toplantısı için Brüksel’e gittim. Onlar da yaptırımlar uygulayacaklarını ve mutlaka Kırım’ın serbest kalacağını söylediler. Ben de ‘1979’da Ruslar Afganistan’a girdiğinde yaptırımlar uyguladınız, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını 10 yıl bekledik, yine mi 10 yıl bekleyeceğiz?’ dedim. Onlar da şimdi zaman çok dinamik, o kadar sürmez dediler ama maalesef 7 sene geçti.”
Yasa dışı ilhakın Rusya için ekonomik ve prestij bakımından büyük zarar getirdiğini aktaran Kırımoğlu, “Rusya Federasyonu yavaş yavaş büyük bir Kuzey Kore haline geliyor. Hiçbir yere onları davet etmiyorlar. Dünya anladı da ama maalesef gerekli davranışlar yapılmıyor. Belli tabii ülkelerin Rusya’yla bağlantıları var, gaz ve petrol gibi, bazı rejimler Rusya desteğiyle ayakta duruyor. Tabii biz tüm dünya destekleyecek diye beklemiyorduk. 27 Mart 2014’te Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda 100 ülkenin katılımıyla çok doğru bir karar (Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne destek) alındı.” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN KIRIM PLATFORMU’NA DESTEĞİNE MİNNETTARIZ”
Kırımoğlu, bu sene Kırım Platformu girişimleri olacağını belirterek, “Ukrayna’nın işgal altında olan birkaç parçası var, 20 bin kilometrekare Donbas ve 26 bin kilometrekare Kırım. Donbas’ın kurtarılması için Minsk Anlaşması gibi platformlar var, ilerleme yok ama yine de görüşülüyor.” dedi. Kırım konusunda Rusya’nın müzakerelere açık olmadığını anımsatan Kırımoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ne dünya ne Ukrayna bunu kabul eder. Biz de dedik ki 27 Mart’ta BM’de işgale karşı oy veren ülkeleri toplayalım ve böyle karar almıştık ama bu devlet böyle davranıyor ne yapmalıyız, bunu konuşacağız. Dışişleri Bakanlığı 114 ülkeye davet yolladı. AB, Kanada, İngiltere ve ABD destekliyor. 16 Ekim 2020’de Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’le Türkiye’ye gittiğimizde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştük ve bir deklarasyon oldu. Türkiye, platformu yüzde 100 desteklediğini ve katılacağını açıkladı, buna minnettarız.”
Kırım Tatar halkının milli lideri Kırımoğlu, platformla Kırım sorununun dünya basınında gündeme geleceğine dikkati çekerek; platform başarılı olsa da olmasa da mücadelenin devam edeceğini belirtti.
RUS İŞGALİNDEKİ KIRIM’DA 7 YILDIR BASKI VE ZULÜM DEVAM EDİYOR
İşgalci Rus askerleri Kırım’a ilk olarak, 20 Şubat 2014 tarihinde girdi. Altı yıl önce bugün, sabahın erken saatlerinde plakaları sökülmüş askeri araçlar ve rütbe işaretleri taşımayan silahlı milisler Kırım’ın stratejik noktalarını ve hükûmet binalarını ele geçirmeye başladı.
Rus propaganda medyalarında “Kırım Özsavunması” oldukları iddia edilen, kamuflaj giymelerinden hareketle “kibar yeşil adamlar” olarak da adlandırılan Rus askerleri ve onların yanında gezen işbirlikçi milisler, yarımadanın kontrolünü yasa dışı olarak ele geçirdi. Rus propaganda mekanizmasınca işgal, sözde “bağlanma” adı altında legalleştirilmeye çalışılsa da dünya kamuoyu bu adımı asla tanımadı.
Rus işgaliyle adeta “açık hava cezaevi”ne dönüşen Kırım yarımadası, bir yandan silahlandırma hamleleriyle dünyayı tehdit eden askeri bir üs haline getirildi. Diğer yandan da işgale direnen Kırımlılar baskı mekanizmasının sürekli hedefi haline geldi. Yarımadada 2014’ten beri Rus işgalini onaylamadıklarını ifade eden ve tutumlarıyla belirten Kırım Tatarları başta olmak üzere Ukrayna’ya bağlı kalmak isteyenler, kaçırılmalarla, düzmece davalarla, keyfi baskın ve sorgularla korkutulmaya çalışılıyor.
KIRIM PLATFORMU NEDİR?
Kırım Platformu, Ukrayna’nın, Kırım’ın işgaline yönelik uluslararası tepkinin etkinliğini artırmak, artan güvenlik tehditlerine karşı koymak, Rusya’ya uygulanan uluslararası baskıyı artırmak, işgal rejiminin mağdurlarını korumak ve insan haklarının daha fazla ihlal edilmesini önlemek ve Kırım’ın işgalden kurtarılmasını sağlamak amacıyla başlattığı yeni bir danışma ve koordinasyon formatıdır.
Platformun birkaç seviyede faaliyet göstermesi öngörülüyor; devlet ve hükumet liderleri, dışişleri bakanları, parlamentolar arası işbirliği ve uzmanların işbirliği seviyelerinde. Dmıtro Kuleba, 2 Aralık 2020 tarihinde Ankara’ya gerçekleştirdiği çalışma ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Kırım Platformunun sivil toplum diplomasisi düzeyinde de faaliyet göstereceğini, Kırım Platformu’nda oluşturulacak yapı içinde dünyadaki Kırım Tatar sivil toplum kuruluşlarına, bu bağlamda Dünya Kırım Tatar Kongresine de yer verileceğini ifade etmişti. Kırım Platformu’nun, Kıyiv’de 23 Ağustos 2021 tarihinde düzenlenecek açılış zirvesi ile resmi olarak faaliyete başlaması planlanıyor.
QHA