Kış Yaralanmalarına Dikkat!

Kış kâbus olmasın!

Kış Yaralanmalarına Dikkat!


Kış aylarıyla beraber yağmur, kar, buz, dondurucu soğuk derken acil servislere yaralanma ve kırık-çıkık şikâyetleriyle gelenlerin sayısı arttı. Ölümcül sonuçlar doğurabilecek kış yaralanmalarını, kafa kısmını korumak, kasları sıcak tutacak şekilde sıkı giyinmek, doğru ayakkabıyla yürümek gibi basit önlemlerle atlatmak mümkün.

Maltepe Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ender Ugutmen, kış aylarında düşmeyle oluşabilecek yaralanmalara karşı önlemler ve yaralanma sonrası yapılması gerekenlerle ilgili bilgi verdi.

Son haftalarda kar ve buzlanma nedeniyle düşmelere bağlı kırık ve çıkıklarda artış görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Ugutmen, kış sakatlanmalarında alınabilecek ilk önlemin kasların kolay hareket edebilmesini sağlamaya yönelik olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ugutmen, şöyle konuştu:

“Kaslardaki ve tendonlardaki kasılmayı ilgilendiren kas kitlesinin yeteri kadar kasılabilmesi ve hareket edebilmesi için iki temel şeye ihtiyaç var; birisi sıcak giysiler içinde olmak, diğeri de glikojen almak. Özellikle soğuk havalarda hızlı harekete bağlı olarak kas kitlesi içindeki glikojen miktarı, glikojen deposunun boşalmasıyla kaybolur. Glikojenin yetersizliğine bağlı kas ve tendon yırtılmaları, kopmaları ve çok çabuk yorulmayla, yorulmaya bağlı olarak da düşmeler meydana gelebilir. O yüzden soğuk havalarda beden ısısının düşmemesi için iyi giyinmek ve yeteri kadar glikojen almak gerekiyor. Glikojen özellikle makarna, pilav ve patates gibi yiyeceklerden alınabilir.” dedi.

DOĞRU AYAKKABI SEÇİN!

Yağışlı günlerde daha çok, uygun ayakkabı giymemeye bağlı, kaymalar sonucu meydana gelen düşmelerle karşılaştıklarını belirten Prof. Dr. Ugutmen, doğru ayakkabı seçimine dikkat çekti:

“Ayakkabının fonksiyonel olması çok önemlidir. Özellikle kösele ayakkabı giyilmemelidir. Yer temasının daha yoğun olduğu ve yeri kavrayan, altı kauçuk olan ayakkabılar giymek gerekir. Çünkü bunlar zemine, buza, kara yapışan ve ayağı bırakmayan ayakkabılardır. Kösele ayakkabılar çok kolay kayar. Biz, kar ya da yağış olsa da olmasa da sivri uçlu ve yüksek topuklu ayakkabıyı yorgunluk, kemiksel bozukluk ve kas yorgunluğu yaptığı için önermiyoruz. Ayağın önünü sıkmayacak, topuğun 2.5-3 cm. olduğu türde ve dolgu topuk ayakkabıları öneriyoruz.”

ÇOCUKLARA KASK ŞART!

Prof. Dr. Ugutmen, bu mevsimde çocuklarda görülen sakatlanmaların önlenmesi için anne balara da uyarılarda bulundu:

“Çocukların yanında mutlaka bir büyüğünün bulunması gereklidir. Yüksek enerjili spor yapan kişilerde mutlaka kafayı, boynu korumak gerekiyor. Özellikle kaygan zeminli günlerde çocuklar için mutlaka kafa koruyucu bir kaskın kullanılması gerekiyor. Eli kavrayacak şekilde eldiven olması gerekiyor. Eğer beslenme yetersiz olursa, kas deposunun boşalmasına bağlı yorgunluklar meydana geliyor. Yorgunluklar da her zaman sakatlanmalara davetiye çıkarır.”

KAYAKTA RİSKLERE KARŞI ÖNLEM ALIN!

Kışın en çok karşılaşılan sakatlanmaların kayak yapılırken meydana geldiğini belirten Prof. Dr. Ugutmen, “Bir de çarpışma sonucu oluşan yaralanmalar var. Hem pistlerin kalabalık olması hem de bilenle bilmeyenin aynı pistte bulunması nedeniyle çarpışmalar çok sık oluyor ve bu çarpışmalar sonucunda boyun travmaları, göğüs travmaları, kaburga kırıkları, cilt kesikleri, kollarda ezilmeler sık görülüyor.” diyen Dr. Ugutmen, şöyle devam etti:

“Kayak yaralanma riski en yüksek olan sporlardandır. Doğru kaymayı bilmek çok önemlidir. Mutlaka ders alarak bu sporlara başlamalılar. İkincisi uygun pistler seçilmelidir. Üçüncüsü doğru donanım seçilmelidir, yani boya uygun kayaklar ve doğru bağlanmış kayak botları kullanmalılar. Doğru gevşeklik ya da sıkılıkta bağlanmış botlar gerekiyor. Mutlaka kar gözlüğü kullanmak gerekiyor çünkü bir süre sonra görme yeteneğiniz bozulabiliyor.”

İLK MÜDAHALE ÖNEMLİ

Sıklıkla oluşan diz, çapraz bağ veya menisküs yaralanmalarında ilk müdahalenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Ugutmen, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

“Dize yapılan soğuk uygulamalar ve elastik bandaj ilk yapılması gerekendir. Daha sonra hastanın yardımsız yürüyebilmesi için dizini hareketsiz tutan uzun dizlikler ve koltuk değnekleri oldukça yardımcı olur. Çok fazla ağrı ve şişmenin olmadığı durumlarda, buz konup aktivasyona birkaç gün ara verilebilir. Daha geniş şişme ve ağrılarda hemen bir sağlık kuruluşuna gidilmesi gerekiyor. Ciddi eklem içi kanamanın olduğu durumlarda eklem içi kanamanın özellikle 24 saat sonrasında doktor tarafından alınması gerekir. Böylece hem diz daha çabuk toparlanmış oluyor hem de eklemdeki kıkırdaklar etkilenmemiş oluyor.”

Meydana gelen diz yaralanmaları tedavi edilmediği takdirde, bunların önemli sorunlara yol açabileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Ugutmen, “Uzun vadede dizdeki bağın eksikliğine bağlı kireçlenmeler gelişebiliyor. Ön çapraz bağ yırtığı ihmal edildiğinde zamanla yırtık oluşmamış menisküste yırtığa sebebiyet verebiliyor veya yaralamayla oluşmuş menisküs yırtığı zamanla kıkırdak bozukluğuna neden olabiliyor” dedi.