“Kıyıların işletme haklarının şirketlere devri kabul edilemez”

“Deniz Kıyı ve Çevre Yönetimi Anonim Şirketi” adlı özel bir kuruluşa devredilmiştir.

“Kıyıların işletme haklarının şirketlere devri kabul edilemez”




Basına yansıyan haberlere göre; Muğla’da bulunan sahiller, plajlar, yat bağlama tesisleri, iskeleler ve koylar Anayasaya aykırı bir şekilde “Deniz Kıyı ve Çevre Yönetimi Anonim Şirketi” adlı özel bir kuruluşa devredilmiştir.

Haberlerde, “Deniz Kıyı ve Çevre Yönetimi Anonimi Şirketi”nin, Akkaya, Kadınazmağı, Akbük Koyu, Ölüdeniz, Belcekız, Kumburnu, Çalış, Şat Burnu, Sarıgerme Plajı, Kız Kumu, Datça İskele Plajı, Datça Kargı Koyu, Bodrum Gümüşlük Plajı, Bodrum Bitez, Datça Korubük, Karaincir, Marmaris, Karacasöğüt İskelesi, Fethiye Kayaköy, Gemiler Koyu, Datça Selimiye İskelesi, Göçek Fethiye Belediyesi Yat Bağlama İskelesi gibi turizm bölgelerinde yetkili kılındığı bilgisi yer almaktadır.

Antalya’da Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yer alan Demre’ye bağlı Üçağız Mahallesinde yaklaşık 13 hektarlık denizalanı ve iskele, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 10 yıllığına MUÇEV Turizm Tic. Ltd. Şti.’ne kiralanmıştır.

Söz konusu bu tasarruf, “Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları ile Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 65. maddesi, Danıştay kararları, Anayasa ve 2863 sayılı Kanuna aykırıdır.

“Kıyıları şirketlerin insafına bırakan” bu karar, yerel yönetimleri devre dışı bırakarak, denetim dışı işlemlere imkân sağlayacak, yeni ve kontrol dışı rant alanları yaratacaktır.

İktidar ve ortakları için yeni rant imkanları, çevre ve doğa için yıkım denecek olan bu karardan hemen vazgeçilmelidir. Yetkilendirilmiş şirketin yönetim kurulu yapısı da bu yöndeki endişe ve şüpheleri arttırmıştır.

Konuyla ilgili çıkan haberlere yönelik yetkili kurumlar tarafından şu ana kadar herhangi bir yalanlamanın gelmemiş olması kaygıları artırmıştır.

İddialar titizlikle incelenmeli, şüpheler giderilmeli ve kaygılar yanıtlanmalıdır. Gerçekleşmiş olması durumunda bu uygulama, başta Anayasa olmak üzere,Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve ilgili tüm mevzuata aykırıdır. Eşsiz doğa güzelliklerinin yağmalanmasının önü açılmamalıdır.