KKTC Seçimlerinde Halk Ne Mesaj Verdi?

Gürdallı: ‘‘UBP-DP koalisyonu en güçlü olasılık’’

KKTC Seçimlerinde Halk Ne Mesaj Verdi?




KKTC Seçimlerinde Halk Ne Mesaj Verdi?

Katılımın yüzde 62 ile son yılların en düşük oranında kaldığı KKTC erken genel seçiminde iktidardaki Ulusal Birlik Partisi oylarını arttırarak sandıktan birinci parti çıktı.

Yüzde 39, 54 oy oranına ulaşan Ulusal Birlik Partisi (UBP), parlamentoda 21 olan milletvekili sayısını 24’e yükseltse de hükümeti kurmak için gereken 26 sandalyeye ulaşamadı.

Oylarını neredeyse bir buçuk kat arttırarak yakaladığı yüzde 32,04 oy oranıyla ana muhalefetteki yerini sağlamlaştıran Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden başka Demokrat Parti (DP) yüzde 7,41, Halkın Partisi (HP) yüzde 6,68, Yeniden Doğuş Partisi (YDP) yüzde 6,38 ile yüzde 5’lik seçim barajını aşan diğer partiler oldu.

Sol gelenekten gelen ve daha sert muhalefet yapılmasını savunan Toplumcu Demokrasi Partisi, Toplumcu Kurtuluş Partisi ve Bağımsızlık Yolu parlamento dışı kaldı.

Seçimden birinci çıkan UBP Genel Başkanı Faiz Sucuoğlu, düzenlediği basın toplantısında tüm partilerle görüşeceklerini açıkladı; geçen dönem çok partili ama dağınık ve güçsüz koalisyonun ‘‘süründüğünü’’ söyledi.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhurman ise halkın kendilerine muhalefet görevini verdiğini ve yanlışlar sürerse sert muhalefet yapacaklarını dile getirdi.

Peki bu açıklamalardan sonra ‘‘büyük koalisyon’’ olarak tanımlanan UBP-CTP hükümeti mümkün olabilir mi?

Gürdallı: ‘‘UBP-DP koalisyonu en güçlü olasılık’’

Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) Genel Müdürü Fehmi Gürdallı, ilk seçeneğin büyük koalisyon olmasını çok mümkün görmüyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan, Gürdallı, ‘‘Elbette imkansız değil ama ilk denenecek formül bu olmayacaktır. Bunun iki sebebi var. Ekonomik ve sosyal yaklaşımlar olarak birbirinden farklı noktalarda konumlanmış iki parti söz konusu. İkincisi de örneğin UBP, CTP ile koalisyona gitmesi halinde meclisteki aritmetik nedeniyle kabinedeki bakanlıkların neredeyse yarısını CTP ile paylaşmak zorunda kalacak. Halbuki küçük bir ortakla, 27-28 vekille kuracağı hükümet belki sayısal anlamda daha zayıf olsa da, UBP'ye çok daha fazla bakanlığa sahip olma şansı verecek. Seçimden birinci parti çıkan UBP'de çok sayıda vekilin bakanlık beklediğini not etmek gerekiyor. UBP'nin seçimden önce de koalisyon ortağı olan ve mecliste 3 sandalye kazanan yine merkez sağdaki Demokrat Parti ile bir koalisyon hükümeti kurması, bugün itibarıyla en güçlü olasılık olarak görülüyor’’ dedi.

Özdil Nami: ‘‘Seçmen izolasyon ve ambargo devam ederken ‘Türkiye ile uyumlu bir hükümet istiyorum’ mesajı verdi’’

Daha önce Özkan Yorgancıoğlu ve Tufan Erhürman hükümetlerinde dışişleri bakanlığı ile ekonomi ve enerji bakanlığı görevlerinde bulunan Özdil Nami, bu seçimlerde aday olmadı.

Eski bakan, müzakere sürecinin mümkün olmadığı bir ortamda Kıbrıs Türk halkının Türkiye ile daha güçlü ilişkiler kurabilecek bir hükümeti işbaşına getirdiğini ancak ana muhalefete de güçlü bir denetleme rolü sunduğunu ifade etti.

VOA Türkçe’nin konuştuğu Nami, ‘‘Kıbrıs Türk seçmeni çok güzel bir olgunlukla güzel bir seçimi geride bıraktı. Cumhurbaşkanlığı seçimindeki gibi Türkiye’den olan müdahaleler görülmedi. Gerçekten sağlıklı bir süreç yaşandı. Neticesinde Kıbrıs Türk halkı şöyle bir mesaj verdi. ‘İzolasyonlar ve ambargoların devam ettiği çözüm perspektifinin olmadığı bu dönemde biz Ankara ile uyumlu çalışacak bir hükümeti görmek istiyoruz. Bu nedenle UBD ile yola devam etmek istiyoruz ancak açık çek de vermek de istemiyoruz. CTP’ye ise UBP’yi yakından denetleme yanlışlarını engelleme görevini güçlü bir şekilde veriyoruz’, dedi seçmenler. Dolayısıyla mevcut koşullar altında Türkiye ile iyi ilişkiler kurularak ekonomik sıkıntıların minimize edilmesi talep ediliyor’’ diye konuştu.

‘‘Pandemi ve ‘kimi getirsek bir şey değişmeyecek’ duygusu seçimlere katılımı etkiledi’

Özdil Nami, seçime katılımın yüzde 58 olmasının yalnız boykot talepleri ile ilişkilendirmeyi doğru bulmadığını, COVİD-19 pandemisinin de katılımı azalttığını dile getirdi.

Eski Dışişleri Bakanı, ‘‘Tabii COVİD-19 pandemisi insanlarda haklı bir endişe yaratıyor. Bir bölüm seçmen riske girmek istemedi. Tabii bu biraz umutsuzluktan da kaynaklanıyor. Kimi getirirsek getirelim başa pek bir şey değişmeyecek duygusu hakimdi seçim öncesinde. Bu nedenle sandığa gitmeyen bir kitle oluştu. Tabii bu durum ağırlıklı olarak küçük sol partileri olumsuz etkiledi. Onlar seçmenlerini sandığa götüremediler’’ değerlendirmesinde bulundu.

‘‘Seçimden çıkan sonuç Cumhurbaşkanı Tatar’ın elini rahatlattı, müzakere zemini yok’’

Kıbrıs Türk seçmeninin hem UBP’nin henüz iki buçuk ay önce seçilen genel başkanı Sucuoğlu’nun hem de CTP lideri Erhürman’ın gücünü arttırdığı değerlendirmesini yapan gazeteci Fehmi Gürdallı tıpkı KKTC’nin eski başmüzakerecisi Özdil Nami gibi ufukta yeni bir müzakere süreci görmüyor.

TAK Genel Müdürü, ‘‘Seçimden birinci parti çıkan UBP, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ‘egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm’ modelinde hemfikir. Ve Kıbrıs'ta müzakere sürecini zaten hükümetten ziyade Cumhurbaşkanlığı yürütüyor. Çıkan sonuç bir anlamda Tatar'ın da elini rahatlatmış durumda. Taraflar arasındaki (Tatar ve Güney Kıbrıs lideri Anastasiadis) görüş ayrılıklarının derinliği, şimdilik yeni bir müzakere zemini oluşmasına olanak tanımıyor. Bunun üzerine bir de Rum Kesimi’nin bir yıl sonra yapılacak başkanlık seçimlerinin havasına şimdiden girdiğini eklersek, yakın gelecekte yeni bir müzakere sürecinin başlamayacağını söylemek için müneccim olmak gerekmiyor. Kıbrıs'la ilgili uluslararası alanda olması muhtemel en büyük hareketlilik, Türkiye ile İsrail arasında doğalgaz sevkiyatı konusunda varılacak bir anlaşmaya Rum kesiminin de dahil olma olasılığı olabilir. Böyle bir girişim ‘enerji paylaşımı’ özelinde yeni bir sürecin önünü açabilir. Yoksa Rum Kesimi’ndeki seçimden önce müzakerelerin gündeme bile geleceğini sanmıyorum’’ ifadelerini kullandı.

Hilmi Hacaloğlu / VOA