KKTC'de 'kökten temizlik' gerekli!
Devlet-Siyaset-Mafya ilişkileri ayyuka çıkmıştır.
KKTC'de, yıllar önce İtalya'da cesur bir savcı tarafından başlatılan 'temiz eller operasyonu' gibi 'kökten temizliğe' ihtiyaç vardır. Devlet-Siyaset-Mafya ilişkileri ayyuka çıkmıştır. Birçok siyasi ve bürokratın adları, yasa dışı kumar-bahis-kara para aklama çeteleri ve uyuşturucu baronları ile anılmaktadır. Ülke, yabancı kanun kaçaklarının kollanması için bazı siyasilerin para karşılığı devreye girdiği iddiaları ile çalkalanmaktadır. Anlayacağınız uzunca bir süredir bu köşede dikkat çektiğim 'yasadışılık, rüşvet, kokuşmuşluk, rezillik ve kepazelik' tavan yapmıştır. KKTC'nin Başbakanı kendisine yapılan bir video kaset komplosu ile istifa etmek zorunda kaldı. Siyasilerin seks kasetleri adeta havada uçuşmaktadır. Görevde olan bazı 'çürük siyasiler' ile ilgili yakında yeni belge ve videoların yayınlanması beklenmektedir. Firari olarak aranan Sedat Peker'in twitter hesabından ortaya attığı iddialar yenilir yutulur değildir. KKTC'de polis ve başsavcılığın ihbar ve iddiaları ciddi bir şekilde ele alması ve gerekli soruşturmaları cesurca yapması gerekmektedir.
Hatırlanacağı üzere KKTC'deki koalisyon hükümeti bir süre önce istifa etti. Hükümetin istifasının hemen ardından video kaset skandalı ile Başbakan Ersan Saner tüm görevlerinden ayrılmak zorunda kaldı, geçtiğimiz hafta sonu ise Meclis'te en çok sandalyeye sahip olan iktidarın büyük ortağı Ulusal Birlik Partisi (UBP) Olağan Kurultay'ında Saner'in yerine Faiz Sucuoğlu Genel başkan seçildi. Cumhurbaşkanı Tatar'dan hafta başında hükümeti kurma görevi alan Sucuoğlu'nun bir seçim hükümeti kurarak ülkeyi en kısa zamanda sandığa götürmesi beklenmektedir. Pandemi sürecinde iyice bozulan ülke ekonomisini rayına oturtacak, biriken sorunlarla baş edebilecek milletvekillerinden oluşan yeni bir Meclis ve yeni ve güçlü bir hükümete herzamankinden daha çok ihtiyaç vardır.. KKTC halkı son yıllarda yaşananların muhasebesini doğru yapmalı ve ülkeyi cesur kararlar alabilecek ehil ellere teslim etmelidir.
Ekonomide yaşanmakta olan sorunların çözümlenmesi ve ülkenin istikrara kavuşması, arzu edilen kalkınma ve gelişmenin sağlanması kadar Kıbrıs sorununda atılacak adımlar da oldukça önemlidir.
18 Ekim 2020'de cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda federasyoncu, teslimiyetçi ve tavizci, emperyalizmin kuklası Akıncı'nın yerine Ersin Tatar göreve getirildi. Tatar'ın egemen eşitlik temelinde iki devletin işbirliğine dayalı çözüm modeli halkımızdan ve Anavatan Türkiye'den gerekli desteği aldı. Tatar'ın öncülüğünde 47 yıl kapalı olan Maraş açıldı. Maraş'ın biran önce gerçek sahibi olan Türk vakıflarına devri yapılmalıdır. Her şeyden önce, kısa sürecek bir hazırlık döneminden sonra Cumhurbaşkanı Tatar'ın iki devletli siyaseti ileriye götürülmeli ve KKTC'nin tanınması için dünyaya gerekli çağrı yapılmalıdır.
Hukuken haklı olduğumuz Kıbrıs milli davamızda hukuki yollarla sonuca ulaşamayacağımız yakın tarihimizle sabittir.. Kıbrıs Antlaşmaları Rum-Yunan ikilisi ve bunların destekçileri emperyalist batı tarafından ayaklar altına alınarak çiğnenmektedir. Kıbrıs Türk halkının, emperyalizmin dayatmaları neticesinde alınan siyasi kararlarla, haksız ambargo ve izolasyonlarla daha fazla çile çekmesinin, mağduriyetinin önlenmesinin tek yolu tanınmadır. Tanınma, Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplum içerisinde çoktan hak ettiği yeri alması yanında, dış dünyaya açılarak yaşanmakta olan birçok problemini de çözmesinin önünü açacaktır.. Mukavemetçi Kıbrıs Türk halkı tanınmayı hak etmektedir.
KKTC'nin özlenen refah seviyesine kavuşması ve tanınması için Anavatan Türkiye'nin önderliği önemlidir. Türkiye tüm olanaklarını KKTC için kullanmaktadır. Pandemi döneminde yapılanlar düşünüldüğünde Anavatanımızın Kıbrıs Türk halkına verdiği önem birkez daha çok iyi anlaşılabilecektir. KKTC'nin Covid-19 illeti ile mücadelede en başarılı ilk 5 ülke arasında olması alınan önlemlerle gerçekleşebilmiştir. Anavatan Türkiye'nin, KKTC bütçesine sağladığı katkı ve sıkıntıya giren sektörlere ulaştırılan hibeler, yaşanmakta olan krizin en az zararla atlatılmasını sağlamıştır. Eğitim ve Turizmde yaşanan çöküşün yaraları halen sarılmaktadır.. Ekonominin istenilen seviyeye gelmesi, KKTC'nin kendi ayakları üzerinde durması için gerekenler bellidir. Devleti sömüren kan emici vampirlerden kurtulmak şarttır. Devlet malı deniz yemeyen domuz zihniyeti terkedilmelidir. Devleti yıllarca soyup soğana çevirenler, hırsızlar, rüşvetçi ahlaksızlar muhakkak yargıya hesap vermelidir. Kısaca KKTC'nin A dan Z'ye çok kapsamlı bir temizlik operasyonundan geçirilmesi gerekmektedir. Bunun için de KKTC halkı yanında Anavatan'daki güçlerin katkısı ve 'yerinde müdahalesi' de elzemdir..
YENİ ÇAĞ