Önce Ankara'nın suçlu olduğunu öne süren Avrupa basını, şimdi bütün suçun Michel'de olduğunu belirtmeye başladı. Hatta, Ankara ziyaretinde kanepe krizinden sonra, yemekte alçak koltuk ve Erdoğan'la Michel'in arasına Leyen'i oturtmama gibi üç protokol krizi yaşanmış. İşte AB içindeki güç kavgasının neden olduğu krizin perde arkası…

1) ABD: BİZ KİMİ ARAYACAĞIZ? Avrupa Birliği içerisinde Konsey Başkanı Michel, cumhurbaşkanı; Ursula von der Leyen ise Komisyon Başkanı olarak başbakan konumunda. Yani protokolde Michel önde. Uygulamada Komisyon Başkanı yetkili. Konsey başkanının yürütme yetkisi yok ama öne atılıp dış politikada etken olmak istiyor. Bu durumu gören ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, “Ben Avrupa ile görüşmek istersem, kimi arayacağım?” diye sormuştu.

2) MICHEL PROTOKOL MÜDÜRÜNÜ GÖTÜRDÜ: Michel, Ankara ziyaretine protokol müdürünü de götürmüştü. Ursula von der Leyen'in protokol müdürü orada değildi. Michel, Ankara'da Cumhurbaşkanlığı protokolü ile görüşerek, iki koltuk ve iki kanepe ayarlanmasını sağladı. Bundan haberi olmayan Ursula von der Leyen, ayakta kaldı ve “eee, şey” diyerek kekeledi. Ama bozuntuya vermeyip ikili koltuklara oturdu.

3) YEMEKTE ALÇAK KOLTUK: Bir dönem, İsrail Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'nin Büyükelçisi'ne yaptığı manzara, bu kez ikili onuruna verilen öğle yemeğinde yaşatılmak istendi. Michel'in protokol müdürü, yemekte Erdoğan ve Michel'e daha yüksek ve özel iki sandalye ayırdı. Michel'in ekibi ayrıca, von der Leyen'in Erdoğan ile Michel'in arasına oturmasına itiraz etti.

4) YÜKSEK KOLTUK GELDİ, ARAYA OTURAMADI: Görüşmeler öncesinde yaşanan krizin farkına varan Ankara, bu kez tedbirliydi. Michel ile von der Leyen arasında bir güç kavgası olduğu seziliyordu. Michel'in ekibine itirazlar yükseldi. Bir onlar, bir Ankara geri adım attı. Komisyon Başkanı von der Leyen'e de yüksek koltuk getirtildi. Erdoğan ile Michel de karşı karşıya oturdu.

5) LEYEN SUSTU, MICHEL KENDİNİ ELE VERDİ: İki olayda, AB‘deki güç savaşının ortaya çıkmasına rağmen Ursula von der Leyen tepki vermedi. Sustu… Ama Charles Michel, sosyal medya paylaşımı ile kendini ele verdi. Michel, “Görüntülere kayıtsız kaldığımı söylüyorlar. Bu doğru değil. Durum kötüleşmesin diye, görüşmemizin önemini vurgulamak istedik. İstanbul Sözleşmesi, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğünü konuştuk. Böyle olaylarla gölgelenmesinden üzgünüm” dedi.

6) TWEETLERLE KAVGA BÜYÜYOR: Avrupa Parlamentosu üyeleri, eski AB'li diplomatlar ise konuyu işleyen FAZ, Die Welt, Bild, Handelsblatt gibi gazetelerin haberlerini yorumluyor. Komisyon Başkanı'nın haklı olduğunu belirtenler, “Michel sayesinde rezil olduk. Avrupalı'ya yakışmayan maço tavır. Şimdi toplantının sonuçları değil, bu protokol konuşuluyor” diyor. Michel yanlıları ise, “Leyen’in protokoldeki yeri Michel'in altında. Yapılan doğru” yorumu getiriyor.

7) MEDYA MICHEL'E YÜKLENİYOR: Avrupa medyası ise olayın geç de olsa farkına vardı ve Michel'e yüklenmeye başladı. Der Spiegel, “Avrupa içinde güç kavgası. Michel dış politikada etkin olmak istiyor. Hata Erdoğan'da değil, Michel'de” yorumunu yaptı. Handelsblatt isimli ünlü ekonomi gazetesi ise, “Ankara'daki protokol rezaletinin arkasındaki isim Charles Michel'di” başlığını attı ve tüm yaşananların bir tesadüf ya da hata olmadığını yazdı.

8) BILD, BLICK VE İTALYA BAŞBAKANI NE DİYECEK? Protokol skandalından sonra Ankara'yı suçlayan manşetler atan Alman Bild gazetesi ile İsviçre'nin Blick gazetesi, son gelişmeler doğrultusunda ilk haberlerini düzeltmedi. AB'li yetkililerin yarattığı krizi fırsat bilip Erdoğan'a diktatör diyen İtalya Başbakanı Draghi’nin ne diyeceği de bilinmiyor.

SÖZCÜ