Kongre hükümetin kapanmasını önleme ve Biden hakkında azil soruşturması açma gündemiyle açılıyor

Ukrayna ve afet fonları

Kongre hükümetin kapanmasını önleme ve Biden hakkında azil soruşturması açma gündemiyle açılıyor




Kongre hükümetin kapanmasını önleme ve Biden hakkında azil soruşturması açma gündemiyle açılıyor

ABD Kongresi, yeni dönem çalışmalarına başlıyor. Kongre'nin en önemli gündem maddelerinden biri hükümetin kapanmasını engellemek olacak. Öte yandan Cumhuriyetçi Partililer, Başkan Joe Biden hakkında görevden azil soruşturması açılması için baskı yapıp yapmama konusunu ele alacak.

Kongre'nin Eylül ayı gündeminin ana başlığı, hükümetin tam kapasite işlevini sürdürmesini sağlamak için kısa vadeli fonlama önlemini ele almak olacak. Ukrayna için acil fon sağlanması, federal afet fonları ve Cumhuriyetçi Parti'nin Başkan Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden'ın yurtdışındaki iş bağlantılarıyla ilgili soruşturması da Kongre'nin gündeminde bulunuyor.

Ancak Kongre'nin harekete geçmesi için önünde kısa bir süre bulunuyor. Temsilciler Meclisi, mali yılın sona ereceği 30 Eylül'den önce sadece 11 gün toplanacak. Hükümetin kapanmasını önlemek için yürütülecek müzakerelerse Cumhuriyetçi Partililer''in Senato'daki lideri Mitch McConnell ve Temsilciler Meclisi Çoğunluk Lideri Steve Scalise'in sağlık sorunlarıyla mücadele ettiği döneme denk geliyor.

Başkan Joe Biden ve Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy başta olmak üzere Kongre liderleri, Kongre'nin bütçe müzakerelerini yürüttüğü sırada hükümetin açık kalmaya devam etmesini sağlamak için gerekecek fon önlemini Kongre'den geçirmeye odaklanıyor. Kongre, hükümetin kapanmasını önlemek için bu yönteme rutin olarak başvursa da McCarthy, hükümetin kapanması fikrini benimseyen aşırı muhafazakar Cumhuriyetçi Partililer'in muhalefetiyle karşı karşıya.

Hükümetin kapanmasını önleme

Biden ve McCarthy'nin Haziran ayında borçlanma tavanını askıya almak için vardığı anlaşma, hükümet harcamalarına bazı kısıtlamalar getiriyordu.

Cumhuriyetçiler ayrıca harcama paketlerine muhafazalar kazanımları eklemeye çalışmıştı. Örneğin Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçiler, Temmuz ayındaki savunma paketine kürtaja ve trans bireylere özel sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlanması şartını ekleyerek geleneksel açıdan partilerüstü olan bir çabayı çekişmeli bir yasa tasarısına dönüştürmüştü.

Ancak Senato'nun kontrolünü elinde bulunduran Demokrat Partililer'in muhafazakar önerileri geri çevireceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Kongre'nin her iki kanadında da liderler, uzun vadeli bütçe anlaşması sağlamak için zaman kazanmak amacıyla geçici bir fon paketi üzerinde çalışmaya yönelecek.

Temsilciler Meclisi'nde bir grup aşırı muhafazakar Cumhuriyetçi Partili'den oluşan Freedom Caucus, şimdiden bir dizi talepte bulundu. Ancak sağcı politikalardan oluşan bu listenin Senato'da kabul görmesi mümkün değil.

Cumhuriyetçi Parti'nin aşırı muhafazakar kanadının muhalefeti, Temsilciler Meclisi Başkanı McCarthy'nin fon tasarısını geçirmek için Demokrat Partililer'den destek alması gerekliliği anlamına geliyor. Ancak bu yaklaşım, McCarthy'nin geçmişte kendisini görevden uzaklaştırma tehdidinde bulunan aynı muhafazakar kanatla yeni bir çatışmaya girmesi riskini de beraberinde getiriyor.

Demokrat Partililer ise şimdiden Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi Partililer'i suçlamaya hazırlanıyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Andrew Bates, “Amerikan halkının hak ettiği son şey, aşırılık yanlısı Temsilciler Meclisi üyelerinin ekonomimize zarar verecek, afet hazırlıklarımızı engelleyecek, askerlerimizi maaş garanti olmadan çalışmaya zorlayacak bir hükümet kapanmasını tetiklemesidir” dedi.

Senato Çoğunluk Lideri Demokrat Partili Chuck Schumer, Cuma günü Kongre üyelerine gönderdiği mektupta, Senato'nun Salı günü işbaşı yaptığında ana odağın “hükümetin fonlanmasını sağlamak ve Temsilciler Meclisi'ndeki aşırıcı Cumhuriyetçiler'in hükümeti kapanmaya zorlamasını önlemek” olduğunu kaydetti.

Cumhuriyetçi Partililer'i hükümetin kapanmasını önlemek için geçici önlem almaya razı etmeye çalışan McCarthy, hükümetin kapanmasının Cumhuriyetçi Parti'nin Biden yönetimine ilişkin soruşturmalarını da durduracağını öne sürüyor.

McCarthy, geçen hafta Fox News'da, “Eğer hükümetin tamamı kapanırsa soruşturmalar da her şey gibi durur ve bu da Amerikan halkına zarar verir” dedi.

Azil soruşturması

Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu elde ettiklerinden bu yana Biden yönetimine yönelik bir dizi soruşturma açan Cumhuriyetçiler, Başkan Joe Biden ya da kabine yetkilileri hakkında da azil soruşturması başlatmayı hedefliyor. Cumhuriyetçiler şu anda Başkan Biden'ın oğlu Hunter Biden'ın yurtdışındaki iş bağlantılarına odaklanıyor. Bunlardan biri, Hunter Biden'ın Ukrayna doğalgaz firması Burisma'yla olan ilişkileri.

Soruşturmalarda, Başkan Biden'ın oğlu ya da oğlunun iş ortakları için fayda sağladığına ilişkin kanıt çıkmadı. Ancak McCarthy, azil soruşturması açılmasının “doğal bir adım” olacağını söyledi.

Ilımlı Cumhuriyetçiler şimdiye kadar Temsilciler Meclisi'nin Biden hakkında azil soruşturması açması fikrine sıcak bakmadı.

Ancak eski Başkan Donald Trump, Biden aleyhine soruşturma açılması için Cumhuriyetçi Partililer'i ellerini çabuk tutmaya çağırıyor.

Ukrayna ve afet fonları

Beyaz Saray, 13 milyar doları Ukrayna'ya askeri yardım, 8 milyar doları Ukrayna'ya insani destek ve 12 milyar doları Amerika içindeki federal afet fonlarını beslemek amacıyla 40 milyar dolardan fazla acil durum fonu onayı talep ediyor.

Cumhuriyetçi Partililer arasındaysa özellikle Trump'ın Ukrayna savaşıyla ilgili şüphelerini ifade etmesiyle birlikte Ukrayna'ya verilen destek azalıyor.

Temmuz ayında 70 kadar Cumhuriyetçi Partili, Ukrayna'ya askeri yardımın kesilmesi için girişimde bulundu ancak başarısız oldu. Birçok Cumhuriyetçi Partili ise savaş çabalarına güçlü desteği sürdürüyor.

Öte yandan Beyaz Saray'ın talep ettiği ilave afet fonlarının Ukrayna fonuna ya da devam etmekte olan bütçe tasarısına eklenip eklenmeyeceği belli değil. Afet fonları içinde Meksika sınırındaki uyuşturucu trafiğini kontrol altına almak ve güvenliği güçlendirmek için talep edilen fonlar da bulunuyor.

Askıya alınan yasa tasarıları

Senato Eylül ayının çoğunu hükümetin fonlanması ve Başkan Biden'ın kilit pozisyonlara aday gösterdiği isimlerin onaylanmasıyla geçirecek. Bu durum, büyük yasa tasarılarının Senato'da beklemesi anlamına geliyor. Ancak Senato Çoğunluk Lider Chuck Schumer yine de yılın geri kalan ayları için önceliklerini Senato üyelerine gönderdiği mektupta sıraladı.

Schumer, mektubunda, Senato'nun ilaç fiyatlarının düşürülmesi, demiryolu güvenliğinin sağlanması, Vermont eyaletindeki sel, Hawaii'deki yangın ve Florida'daki kasırga felaketleri sonrasında afet yardımlarının arttırılmasına odaklanılacağını kaydetti.

Senatörlerin ayrıca yapay zeka teknolojisine ilişkin düzenlemeler için yasa çıkarılması gerekip gerekmediğini de ele almaya devam etmesi bekleniyor. Schumer, 13 Eylül'de Senato'da Meta CEO'su Mark Zuckerberg, X ve Tesla CEO'su Elon Musk ve Microsoft'un eski CEO'su Bill Gates'in katılımıyla “Yapay Zeka Forumu” düzenleyecek.

Sağlık sorunları

Senato'daki Cumhuriyetçiler, liderleri Kentucky Senatörü Mitch McConnell’in sağlık durumuna ilişkin yeni soru işaretleriyle de karşı karşıya.

Mart ayında düşerek beyin sarsıntısı geçiren 81 yaşındaki McConnell'ın son iki ay içinde iki kez kameralar karşısında donakalması, sağlık durumuna ilişkin kaygıları arttırdı.

Kongre doktoru Brian Monahan, Perşembe günkü açıklamasında, McConnell'ın işinin başına dönebilecek durumda olduğunu söylemişti. Ancak Senato tarihinin en uzun süredir görev başında olan parti lideri McConnell'ın göreve devam edip edemeyeceğine ilişkin soru işaretleri, McConnell'ın koltuğuna kimin oturacağıyla ilgili spekülasyonları da alevlendirdi.

90 yaşındaki Demokrat Partili California Senatörü Dianne Fienstein'in sağlık durumun da bu yılın başında zona teşhisiyle hastaneye kaldırılmasının ardından kötüleşti. Ağustos ayında San Francisco'daki evinde düşen Feinstein, bazı tetkikler için hastaneye gitmişti.

Cumhuriyetçi Parti'nin iki numaralı ismi olan Temsilciler Meclisi üyesi Steve Scalise ise geçen hafta kendisine bir tür kan kanseri olan multipl myelom teşhisi konduğunu ve tedaviye başladığını açıklamıştı.

57 yaşındaki Scalise, hastalığının “gayet tedavi edilebilir” olduğunu söylemiş ve göreve devam edeceğini kaydetmişti.

VOA