Korona izinli kadın mahpuslar anlatıyor: Bize öcü gibi bakıyorlar

'DIŞLIYORLAR, HOR GÖRÜYORLAR, ÖCÜ GİBİ BAKIYORLAR'

Korona izinli kadın mahpuslar anlatıyor: Bize öcü gibi bakıyorlar




Korona izinli kadın mahpuslar anlatıyor: Bize öcü gibi bakıyorlar

Pandemi nedeniyle mahpuslar izinli olarak eve gönderildi. Ancak hiçbir yerde çalışamıyorlar, hastaneye gidemiyorlar: "Cezaevinde hiç olmazsa yemek veriliyordu. Dışarıda her kapı yüzümüze kapanıyor."

DUVAR - Korona virüsü pandemisinden dolayı binlerce mahpus cezaevlerinden izinle evlerine gönderildi. Ancak mahpuslara hiçbir sosyal güvence ve ekonomik güvence verilmedi. Mahpuslar, evlerine döndükten sonra çocuklarına, ailelerine maddi anlamda destek vermek istedi ancak başvurdukları yerlerden 'sabıkalısınız' yanıtı aldılar. Bu durumdan en çok etkilenenler ise kadın mahpuslar oldu. Çoğu kadın mahpus yeniden cezaevine dönmek istiyor. Cezaevinden izinle ayrılan kadın mahpuslarla neler yaşadıklarını konuştuk.

'DIŞLIYORLAR, HOR GÖRÜYORLAR, ÖCÜ GİBİ BAKIYORLAR'

Cezaevinden izinli ayrılan mahpuslardan biri Azerbaycanlı Aysel Eshme. İki çocuğu eski eşinde kalan Eshme, çocuklarının velayetini almak için avukat tutmak zorunda kaldı. Bunun için de paraya ihtiyacı olan Eshme, kapı kapı iş bulmaya çalıştı. Bu sırada Eshme'nin Azerbaycan'daki babası vefat etti. Ancak kendisi mahkum olduğu için babasının cenazesine gidemedi. Eshme yaşadığı süreci şöyle anlatıyor: “Cezaevinden çıktığımda komilik yapmak istedim. Fakat benim mahkum olduğunu duyanlar dışladılar. Biz zaten bedel ödedik, cezamızı çektik. Dolaştığım tüm kapılar yüzüme kapandı. Dışlıyorlar, hor görüyorlar, öcü gibi bakıyorlar...”

Sorun sadece iş bulmak değil. İzinle cezaevinden ayrılan çoğu mahpus ailesinin yanına gidemedi. Eshme, kendisine kiralık bir ev tutmak istedi ancak bu kez ev sahiplerini karşısında buldu: “Evini tutmak istediğim kişi 'Sen mahkumsun, sana ev veremem' dedi. Devlet bize, 'Sizi iş bulmak, çalışmak için eve göndermedik' diyor. Ben de soruyorum: Peki biz karnımızı nasıl doyuracağız, çocuklarımıza nasıl bakacağız? Temizlik işlerine gittim fakat kötü şeylerle karşılaştığım için bu işi de yapamaz hale geldim. Hiçbir yerde söz hakkımız yok. Aileme yük oldum, utanıyorum artık. Hiçbir yer almıyor bizi, kapı dışarı atıyorlar.”

'REZİL BİR HAYAT YAŞIYORUZ'

Nurcan Cingiloğlu da kapı kapı dolaşıp iş arayan mahpuslardan biri. Adana'da ev temizliğiyle günde 50 lira kazanan ancak kısıtlamalar nedeniyle bu işi de kaybeden Cingiloğlu şöyle konuşuyor:

“Nereye gitsek eziliyoruz çünkü sabıkalıyız. Bize ikinci şansı vermiyorlar. Cezaevindeyken eşim vefat etti. Devletin bana dul maaşı vermesi lazım ama kaymakamlık vermiyor. Çünkü devlet koruması altındaymışım! Cezaevinde en büyük sorunumuz sigara ve şampuan bulmaktı. Bu sorunu da içerdeki dayanışmayla halledebiliyorduk. Şu an bunu dışarda halledebilecek şansımız yok. Kimden sigara, şampuan isteyebilirim ki? Çalışmak istesek iş vermiyorlar, iş yeri açmak istesek hibe vermiyorlar. Ölelim o zaman biz! Bizi dışarı bıraktılar ama devletin verdiği hiçbir haktan yararlanamıyoruz. Benim bir çocuğum var, arkadaşlarımın birden fazla çocuğu var ,dışarda rezil bir hayat yaşıyoruz. İlk önce ailem destek verdi, bir yerden sonra bu durumdan rahatsız oldum iş bulmak istedim. Başvurularım sabıkalı olduğum için reddedildi. Bir hata yapmışız, tamam cezasını çektik. Ev kira, elektrik, su faturası...Bir tane de çocuğum var. Nasıl geçinelim? Bze ikinci şansı verin, bizi kazanmak için destek verin, bırakın kendimizi ispat edelim. Sahip çıkın, el uzatın...” 

'CEZAEVİNDE HİÇ OLMAZSA YEMEK YİYEBİLİYORDUK'

Cezaevindeyken yaşça büyük olduğu için birçok mahpus kadına annelik yapan Elife İstek'in durumu daha da kötü. Çünkü eşi de Diyarbakır Cezaevi'nde tutuluyor. İstek, cezaevinden izinli ayrıldığı günden beri parası olamadığı için eşini ziyaret edemiyor. 1 yıl önce cezaevinden ayrılan İstek şunları anlattı: “İş aramak için hangi kapıyı çalsam 'Sabıkalısın' diyorlar. Günlük ev temizliğine gidiyordum, pandemi kısıtlamalarından dolayı bu işi de kaybettim. 1 yıldır evimin kirasını ödeyemedim. Cezaevinde hiç olmazsa yemek yiyebiliyorduk, barınıyorduk... Elektrik, ev kiramız yoktu. Devlet şu an cezaevinde yediğim yemekler için benden 4 bin 800 lira para istiyor. Ben karnımı doyuramıyorum bu parayı nasıl ödeyebilirim, iş bulamadım ki bu parayı taksitle ödeyeyim. Cezaevindeyken arkadaşlarla bir ekmeği bölüp paylaşıyorduk. Şimdi ise pandemi yardımı alamadık, iş bulamadık, hükümetin verdiği desteklerden yararlanamadık. Çünkü devlet koruması altındaymışız. Biz kadınız, ihtiyaçlarımız var ama bizi kim düşünür ki!”

'NASIL CEZAEVİNE DÖNERİM DİYE BAŞVURULAR ALIYORUZ'

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği de izinli mahpusların durumuna dikkat çekti.  Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut, birçok mahpustan, 'Cezaevine nasıl geri dönebiliriz, nereye dilekçe yazmamız gerekiyor' şeklinde başvuru aldıklarını söylüyor:

“Hapishanedeki mahpuslar SGK kapsamında, ancak izinle gönderilen mahpuslar bu haktan yaralanamıyor. Öncelikle izindeki mahpusların SGK'lı olarak tedavi olabilmelerinin yolu açılmalı. Şu an çalışma izinleri yok, bir şekilde ekonomik anlamda kendilerini var etmeleri gerekiyor. Özel bir uygulamayla mahpusların çalışmalarının önü açılması gerekiyor. Bu insanlar yardım paralarından yararlanamıyor. Bu konuda özel bir düzenlemeye gidilebilir. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na başvuru yapabilmelerinin önü açılmalı. Çok uzun zamandır dışarda olan, çalışma imkanı olmayan ve SGK'lı olmayan mahpuslar bulunuyor. Bize çok sayıda başvuru geliyor. 'Biz bu koşullarda yaşayamıyoruz. Tekrar hapishaneye girmek için nereye dilekçe vermeliyiz' diyorlar.”

DUVAR