Koronavirüs günlerinde psikolojiyi korumanın yolları neler?

Hangi belirtiler varsa dikkat etmeliyiz?

Koronavirüs günlerinde psikolojiyi korumanın yolları neler?




Koronavirüs ile mücadele için fiziki olduğu kadar psikolojik olarak da hazırlıklı olmak için nelere dikkat etmeliyiz? Hangi belirtiler varsa psikolojimizde sıkıntı anlamına geliyor? Uzmanlar yorumladı.

Uzmanlar, koronavirüsle mücadele sürecinde psikolojiyi korumak için neler yapılması gerektiğini anlattı / Fotoğraf: BBC

Koronavirüs’ten kaynaklanan kaygıların insanların psikolojisine olası etkileri olabileceği psikiyatristler ve psikologlar tarafından dile getirildi.

İnsanların koronavirüse karşı kendilerini öncelikle fiziksel olarak hazırlaması birinci şart. Ancak bunun yanında süreç içerisinde psikolojinin korunmasının da önemli olduğu biliniyor.

Peki bu olası yan etkilere karşı insanlar psikolojik olarak kendilerini nasıl koruyabilir, neler yapmalılar? Bu soruları uzman klinik psikologlar Bihter Merey ile Cansu Yurtseven’e sorduk.

Bihter Merey insanların uzmanların tavsiyeleri doğrultusunda gerekli tedbirleri aldıktan sonra psikolojik olarak dikkat etmesi gerekenleri şöyle sıraladı:

bihter mirey.jpg

Bihter Merey / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Kötü senaryolara odaklanmayın”

- En kötü senaryolara odaklanmaktansa, güncel ve gerçek, onaylanmış kaynaklardan sağlıklı bilgiler almak ve şu anda gerçekten olan bitene dikkati çekmeye çalışmak.

- Gerçekdışı, abartılı ve korku atmosferi yaratmaya yönelik toplum içinde yayılan mesajlar, haberler, konuşmalardan ve bunlara odaklanmaktan kendimizi uzak tutmaya çalışmak.

- Evde kalmanın gerektiği durumlarda, uzaktan da olsa sosyal bağları aksatmamak, teknoloji vasıtasıyla da sosyal açıdan bağları korumak.

"Virüs harici gündemlere de yönelin"

- Kaygının ve stresin fazla olduğunu hissettiğiniz anlarda, duygusal regülasyonu sağlayabilmek için duyularınıza odaklanmak. Beş duyunuzla dokunarak, dinleyerek, koklayarak, tadarak, izleyerek size iyi gelebilecek uyaranlarla temas etmek.

- Evde geçirmek zorunda kaldığınız zamanda, virüs harici gündemler ve sohbetler içerisinde olarak, dikkatinizi, zamanınızı ve odağınızı iyi hissettirebilecek aktivitelere yönlendirmek.

- Düşünceli davranarak, acil ihtiyaç sahibi kişileri de düşünerek ihtiyaçlarımızı karşılarken makul miktarlarda tüketimde kalmaya özen göstermek. Zorda ve imkanı olmayan kişilerle ve canlılarla yardımlaşarak, paylaşım ve iyilik duygusunun olumlu etkisinden beslenmek.

- Düşüncelerimizi de olumsuz senaryolardan uzak dingin tutabilmeye çalışmak.

aaaaa.jpg

Cansu Yurtseven / Fotoğraf: benimuzmani.com

 

Bu belirtiler varsa dikkat..

Uzman Klinik Psikolog Cansu Yurtseven ise hastalıktan yana endişe ve kaygının tedbir alınmasında etkili olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

Evet, bu duygular bizi koruyor ancak eğer uyku bozuklukları ya da konu ile ilişkili kabuslar, yeme bozuklukları, tüm hayat işlevini düşürecek oranda panik, virüsle/hastalıkla ilgili düşüncelerin akıldan çıkmaması, günün büyük bir çoğunluğunda onu okuma-onu araştırma gibi durumlar meydana geldiyse işlevsellikte bozulmalar başlamış olabilir ve bu kişinin psikolojisinin olumsuz anlamda etkileneceğinin de bir sinyali olabilir. Bu gibi durumlarda erken önlem alınması oldukça mühimdir. Çünkü burada alınmayan önlemler belki virüste olduğu gibi ölümcül değildir ancak ciddi anlamda yeti yitimine sebep olabilir.

"Gerekli tedbirlerden sonra ev içinde rutine dönülmeli"

Gerekli tedbirleri aldıktan sonra rutine dönebilmenin önemli olduğunu söyleyen Yurtseven, “Gerekli önlemler alındıktan sonra belirli kısıtlamalar ile (dışarı çıkma, fiziksel temasta bulunma vb.) olabildiğince ev içerisindeki rutinimize dönmeye çalışmalı, corona virüs ile ilgili haberleri izlemek ve dinlemek, sosyal medya paylaşımlarını takip etmenin dışında evdeki vaktin verimli geçebilmesine dikkat etmeliyiz” diye konuştu.

"Haberlerden aşırı kaçınmak da iyi değil"

Aşırı kaçınma (hiçbir haber okumamak, kanalı değiştirmek, dinlememek) de kişideki kaygıyı artırabileceğini belirten Yurtseven şöyle konuştu:

Pek çok konuda olduğu gibi sağlık ya da hastalık konularındaki belirsizlik de kişide panik yaratabilir. Asgari oranda takip etmek daha öncede bahsettiğim gibi kişinin bilinçlenmesinin yanı sıra sağlıklı kalabilmesine de yardımcı olacaktır.

"Paniğe düşülürse destek şart"

“Burada yaşanılan stres kişi tarafından kontrol edilemeyecek düzeye ulaştıysa panik meydana gelebilir” diyen Yurtseven,  sözlerini şöyle devam ettirdi:

Belirli düzey stres geliştirici iken panik kişiyi kontrolü kaybettiği düşüncesine sokabilir. Panik anında yapılacaklar, alınacak kararlar, tutum ve davranışlar genellikle sağlıksızdır, kişiye ya da kişilere zarar verir. Dolayısıyla stres yerini paniğe bıraktıysa sorun büyümeden destek almak gerekebilir.

el sabunlama.jpg

Uzmanlar aşırı hijyenin takıntıya dönüşmemesi gerektiğini söyledi / Fotoğraf: Twitter

 

"Aşırı hijyen takıntıya dönüşmesin"

Koronavirüs’le ilgili en çok önerilen tedbir kişisel hijyen ve el yıkama. Yurtseven ancak burada da aşırı kaçmanın kişiye zarar verebileceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

Özellikle OKB (Obsesif Kompülsif Bozukluk) dediğimiz halk arasında “takıntı hastalığı” olarak bilinen hastalığın arttığı ve kişilerin sürekli yıkanmakta ya da el yıkamakta olduğu durumlar kendini göstermeye başlamıştır. Buradaki artış ise kişiye hem psikolojik hem fizyolojik anlamda zararlar vermekte, gününün büyük bir çoğunluğunu el yıkayarak ya da yıkanarak geçirmesine sebep olmaktadır. Dolayısıyla ellerde tahrişler, vücut direncinde kırılmalar ve hayatlarını sürdürmelerine engel olacak davranışlar görülebilir. Bu yüzden diğer birçok konuda olduğu gibi hijyenin de aşırısı kişiye zarar vermektedir. Kendimizi korumak için kendimize daha fazla zarar vermemeye özen gösterelim.

"Sürekli aynı konuyu düşünüyorsak destek şart"

Yurtseven,  tüm bunlara rağmen kişi yine de bireysel olarak üstesinden gelemiyorsa, işlevselliği düşmeye başladıysa, uyku-yeme problemleri görülmeye başladıysa ve zihnen devamlı bu konuyu düşünüyor, hijyeni kendine zarar verecek düzeyde yapıyorsa psikolojik destek almasının gerektiğini de ekledi.

Ali Kemal Erdem 

The Independentturkish