Koronavirüs sürecinde Erdoğan’dan Trump’a, Merkel’den Putin’e liderlerin salgın yönetimi karnesi

“Merkel güven mekanizmasını çok iyi kurdu”

Koronavirüs sürecinde Erdoğan’dan Trump’a, Merkel’den Putin’e liderlerin salgın yönetimi karnesi


Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Evren Balta ve Doç. Dr. Ali Faik Demir ile Stratejist Hakan Akbaş, Kovid-19'un dünyayı etkisi altına aldığı dört aylık süreçte ülkeler ve liderleri değerlendirdi

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınında enfekte olanların sayısı 3 milyon 310 bine ulaşırken, can kaybı 238 bine yükseldi.

Ülkelerin salgından etkilenme sürecinde farklı değişkenler ön plana çıktı. Özellikle liderler bu süreçte iyi ya da kötü yönetim sergilemelerine göre ayrışırken, hızlı ve doğru karar alabilme yeteneği, kriz yönetebilme becerisi, siyasi tecrübe gibi kişisel özellikler kilit rol oynadı.

Ülkelerin mevcut sağlık sistemleri ve ekonomik koşulları da başlıca faktörler arasında yerini aldı.

Güç ve başarının her zaman paralel şekilde ilerlemediği, “dünyanın süper gücü” olarak bilinen ABD, “yeni süper güç” benzetmesinde bulunulan rakibi Çin ve "üzerinde güneş batmayan imparatorluk" Birleşik Krallık'ın koronavirüs döneminde sınıfta kaldığı yorumları yapıldı.

Çin salgının etkisini beklenenden çabuk atlatsa da, Devlet Başkanı Şi Jinping vakalarla ilgili şeffaf davranmamak ve karantinadan önce milyonlarca kişinin Vuhan’dan ayrılmasına göz yumup, salgının dünyaya yayılmasına neden olmakla suçlandı.

ABD’de Başkan Donald Trump'a da toplum sağlığını ilgilendiren küresel bir salgında bile “her zamanki gibi” davrandığı, bildiğini okuduğu, bilim insanlarını dikkate almadığı, eleştirilere kulak asmadığına dair birçok tepki geldi.

Birleşik Krallık Başbakanı Boris Jonhson da en başta salgını dikkate almayarak, yayılmayı önlemede geç kaldığı yönünde eleştirilere sebebiyet verdi. Sonunda Başbakan'ın kendisi de Kovid-19'a yakalandı.

Uzmanlara göre koronavirüs sürecini başarılı şekilde yürüten liderlere bakıldığında ise Almanya Başbakanı Angela Merkel göze çarptı.

Merkel’in başarısında kendi liderlik özelliklerinin yanı sıra Alman halkının disiplinli yapısı ve ülkenin güçlü, istikrarlı ekonomisi de etkili oldu.

Özyeğin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Evren Balta, Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Faik Demir ve Albright Stonebridge Grup Kıdemli Danışmanı-Stratejist Hakan Akbaş; Merkel, Erdoğan, Trump, Putin, Johnson gibi isimlerin koronavirüs salgınında nasıl bir yönetim sergilediklerini Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

 

Merkel Reuters.jpg
Angela Merkel / Fotoğraf: Reuters

 

“Merkel güven mekanizmasını çok iyi kurdu”

Başarının tek bir faktörle açıklanamayacağını belirten Özyeğin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Evren Balta, “Salgın sürecinde liderinizin kim olduğu çok önemli. Lider özellikleri belirleyici faktörlerden. Buna ek olarak halkınızın alınacak önlemlere uyup uymaması, kent yoğunluğu, kentin içinde eşitsizliklerin nasıl dağıldığı, yaşlı nüfus oranı, küreselleşme ağında ülkenizin nerede bulunduğu, ekonomik yapınız, sağlık sisteminiz ve demografik grupları, riskli grupları ne kadar koruyabildiğiniz de başarınızı etkileyen diğer faktörler arasında” değerlendirmesinde bulundu.

Doç. Dr. Balta, koronavirüs sürecinde Almanya Başbakanı Angela Merkel’in diğer liderlere kıyasla öne çıkmasını ise şu sebeplere bağladı:

Merkel güven mekanizmasını çok iyi kurdu, senelerdir ülkesinde bunu tesis etti. Kriz döneminde alınacak önlemlere, halkın da uyması gerekli. Alman halkı da disiplinli, kurallara uyan ve en önemlisi Merkel’e inanan bir halk. Ekonomi yönünden de güçlü. Tüm bu faktörler, Merkel’i süreçte başarılı kıldı.

“Trump bilim yerine kutuplaşmış siyasi otorite üzerinden hareket eden bir lider”

Evren Balta, ABD Başkanı Donald Trump için ise “Bilimin otoritesini takip etmesi gerekirken, kutuplaşmış siyasi otorite üzerinden hareket eden bir lider. New York Valisi ile ne kadar farklı bir yönetim ve bakış açısı sergilediklerini gördük. Vali bilim derken, Trump kendi bildiğini yaptı ve kutuplaşma siyasetini sürdürdü” yorumunu yaptı.

Balta, ABD’nin ekonomik olarak büyük bir güç olsa da sağlık sisteminin yetersizliği ve yüksek oradan kentleşmenin bulunduğu bir ülke olmasının da salgının yayılmasında olumsuz etkenler arasında saydı.

 

Doç. Dr. Evren Balta Özyeğin Üni ozyegin.edu.tr_.jpg
Doç. Dr. Evren Balta / Fotoğraf: ozyegin.edu.tr

 

"Son sözü Erdoğan söyledi ama bilimin ışığında ilerlendi"

Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ilişkin da Doç. Dr. Evren Balta, "Genelde hükümet etrafında bir polarizasyon var (kutuplaşma) var ama koronavirüs salgını sürecinde Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun açıklamalarını sıkça gördük. Bilim söz konusu olduğunda farklı çevreler de söylenenin doğru olduğuna inandı zira bilimin liderliği var. Türkiye çok siyasileşmiş yönetim mekanizmalarıyla ilerlese de, salgında daha ‘fact based’ (gerçeğe dayalı) bir şeyi öne çıkarmak istendi. Son sözü Erdoğan söyledi ama bilimin ışığında ilerlendi" değerlendirmesinde bulundu.

Koronavirüs sürecini “bilimsel iktidarlık, bilimin meşruiyetini kullanma dönemi” olarak nitelendiren Balta, bunun aynı zamanda bir ‘compliance’ (uyum) ve başarı-başarısızlık değerlendirme şekli olduğunu da sözlerine ekledi.

"Başka bir ülkenin nasıl davranacağını bilemiyoruz"

“Genel olarak Batı bir veri verdiğinde ya da bir açıklama yaptığında şeffaf, güvenilir olduğu ancak diğer ülkeler ile ilgili hep soru işaretlerinin bulunduğu görüşü var” diyen Balta, sözlerini şöyle sürdürdü:

Çin için de şeffaf değil yorumları yapıldı. Son derece otoriter, toplu halde sokağa çıkışı engelleyen, uygulamalar üzerinden nereye gittiğinizi takip eden, Batı’nın hiçbir zaman yapmayacağı yöntemlere başvurdu. Belki Çin vakaları saklamış, şeffaf davranmamış, önlemlerde gecikmiş olabilir. Geçmişte SARS’ta da 4-5 ay gecikmeli söylemişti. Başka bir ülkenin başına gelse, onun da nasıl davranacağını bilemiyoruz.

“Putin bilimin dilini sık kullanan, stratejik konuşan bir lider görüntüsü çiziyor”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ise bilimin dilini sık kullanan, stratejik konuşan bir isim görüntüsü çizdiği yorumunu yapan Balta, salgın ilk çıktığı zaman sarı özel koruma tulumu ve maskesiyle hastanede gelişmeleri takip eden Rus liderin, son günlerde de test ve önlemlere ilişkin sıkça bilgi verdiğini ve 'olması gerektiği kadar basında göründüğünü' belirtti.  

 

Putin koronavirüs Twitter @laleelmacioglu.jpg
Vladimir Putin / Fotoğraf: Twitter @laleelmacioglu

 

“Merkel öne çıkıyor, lider de halk da disiplinli olunca başarı geliyor”

Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Faik Demir’e göre koronavirüs salgınını başarıyla yöneten liderler denildiğinde Almanya Başbakanı Angela Merkel öne çıkıyor.

Şansölye Merkel’in parti içi muhalifler tarafından dahi takdir edildiğini belirten Demir, “Süreci doğru okudu, koordineli şekilde götürdü, doğru ve hızlı karar alarak, dengeli yürüttü. Böylelikle hali hazırda başarılı liderler arasında yer alan Merkel, hem kendi ülkesinde hem de diğer ülkelerde bu duruşu perçinledi” yorumunu yaptı.

Ali Faik Demir’e göre Alman ekonomisinin güçlü yapısı ve halkın disiplini de sürece olumlu katkı sağlayarak Angela Merkel’in elini güçlendiren faktörlerden oldu:

Almanya ekonomik gücüyle bilinen bir ülke. Bunun yanı sıra farklı eyaletlerde farklı uygulamalar olsa da halk, bölgesel olarak kendi dokusuna uygun davranabildi. Ancak genel olarak Alman halkı disiplinli, kurallara riayet eden ve yasalara uyan bir halk. Lider de halk da disiplinli olunca başarı geliyor.

“Erdoğan, bilimsel veriye, bilgiye dayalı, hızlı kararlar aldı”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Angela Merkel gibi süreci başarılı şekilde yönettiğini belirten Doç. Dr. Demir, “Erdoğan her zaman ön planda olan bir lider olsa da, bu süreçte Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun kararlarına sadık kalınacağını belirterek, uzman görüşünün hakim olduğu bir yönetim sergiledi. Bilimsel veriye, bilgiye dayalı, hızlı kararlar aldı. Liderliğini, bilginin uygulanması boyutunda kullandı” yorumunu yaptı.

Türkiye’nin kendisiyle ilgilenirken dünyayı da unutmayarak, pek çok ülkeye yardım gönderdiğini hatırlatan Demir, zor günde desteğin liderlik açısından önem arz ettiğini sözlerine ekledi.  

 

Erdoğan Reuters.jpg
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan / Fotoğraf: Reuters

 

Doç. Dr. Ali Faik Demir, Türkiye’nin, salgının başlamasıyla birlikte Çin, Birleşik Krallık, İspanya, İtalya ve ABD dahil pek çok ülkeye aralarında kişisel koruyucu ekipmanların da bulunduğu yardım malzemeleri göndermesini de stratejik açıdan doğru bir hamle olarak niteledi. 

“Trump, tıpkı tweetlerindeki gibi nereye varacağını düşünmeden davrandı”

ABD Başkanı Donald Trump’ın salgın sürecinde nasıl bir profil sergilediğini de sorduğumuz Ali Faik Demir, “Başkalarına fikir danışmaktan kaçınan, fevri hareketlerde bulunan, bilim ve bilgi ışığında hareket etmesi gerekirken bildiğini okuyup kişisel davranan Trump’ın normal kişiliği, bu sürece de yansıdı” değerlendirmesinde bulundu.

Donald Trump’ın tweetlerindeki gibi nereye varacağını düşünmeden davrandığını savunan Doç. Dr. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

Trump, ‘Çin virüsü’ diyerek, Çin’i suçlayarak, kendisine söylenenleri dikkate almayarak zaman kaybetti. Her şeyi kendi duygusal boyutuyla ve aklıyla çözmeye çalışması, ABD’ye çok ağır bedel ödetti. İnsan sağlığı ve yaşamını ikinci plana attı.

Doç. Dr. Ali Faik Demir Independent Türkçe.jpg
Doç. Dr. Ali Faik Demir / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Boris Johnson ülkesine hem zaman hem de prestij kaybettirdi”

Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson’ın da Trump benzeri bir çizgi sergilediğine değinen Ali Faik Demir, yanlış kararlar ve kişisel açıklamalarla ön plana çıktığı ifade edilen Johnson hakkında şu ifadeleri kullandı:

Başlangıçta sürü bağışıklığı görüşü ve ekonominin güçlü kalması adına insanları evde tutmanın doğru olmadığı düşünülerek, karantina uygulanmaması salgının yayılmasına neden oldu. İngiltere’de koronavirüsün bu kadar etkili olmayacağı düşünüldü ama ağır bir bedel ödendi. Zaten ülkedeki sağlık altyapısı çok kötü, hizmet hem pahalı hem de ulaşması çok güç. Yanlış kararla ve kişisel açıklamarla ön plana çıktı, hem zaman hem de prestij kaybettirdi.

Doç. Dr. Demir, İngiliz halkının da bu süreçte sınıfta kaldığı görüşünde:

İngilizler, Alman halkı gibi davranmadı. Halk mağazaları yağmalayarak, sisteme güvenmediğini gösterdi. Avrupa’nın kuzeyindeki ülkeler daha başarılıyken, İngiltere istisna oldu.

Boris Johnson Reuters.jpg
Boris Johnson / Fotoğraf: Reuters

 

“Putin küresel ölçekte inisiyatif almadı, yol göstermedi”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu süreçte sorunun varlığını kabul eden ancak net mesajlar vermekten kaçınan bir profil sergilediğini savunan Doç. Dr. Demir, “Normalde liderliği, ön planda olmayı çok seven, görünen bir isim ama bu sefer görünmez oldu ve sessizliği tercih etti. Küresel ölçekte inisiyatif almadı, yol göstermedi” değerlendirmesinde bulundu.

“Bir lider olarak halkınızı iyi tanımalısınız, Trump bunu yapamadı”

Bir lider için koronavirüs sürecinde ülkenin sağlık altyapısı ve hizmete ulaşılabilirlik gibi işin tıbbi yönü kadar, kriz yönetme becerisinin de ön planda olduğunu belirten Albright Stonebridge Grup Kıdemli Danışmanı Hakan Akbaş, “İnsanını, kültürünü iyi tanıyan lider, böyle zamanlarda belli olur” yorumunu yaptı.

“Trump liderlik ve sağlıkta sınıfta kaldı, sosyo-ekonomik tarafta kısmen geçer not aldı”

Akbaş’a göre en başarısız liderlerin başında ABD Başkanı Donald Trump geliyor:

Trump bu açıdan sınıfta kaldı. Sorunları ivedilikle çözüp, acil önlemler alması gerekirken salgını yok saydı. Oysa durumu ciddiye alıp, harekete geçip, gerçekleri söylemeliydi. ‘40 güne geçer, 15 hastamız iyileşecek’ dedi. Halkı rehavete sürükledi. Durumun üstünü örtmeye çalıştı, şeffaf olamadı. Şuanda 1 milyonu aşkın vaka, 60 binden fazla ölü var. Bir lider olarak halkınızı iyi tanımalısınız, Trump bunu da yapmadı. Kriz yönetiminde çok başarısız oldu. Olayı kendi kampanyasına dönüştürdü, ekibin içindeki doktorlarla mücadele etti, dezenfekte enjekte edilmesini önerdi. Akıl almıyor.

TRUMP-AFP.jpg
Donald Trump / Fotoğraf: AFP

 

Statejist Hakan Akbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ülkenin koşulları, zenginliği, demografisi de belirleyici faktörler arasında yer alıyor. Sosyo-ekonomik tarafın yönetilmesi, kriz sonraki hayata ilişkin planlamanın nasıl yapıldığı önem taşıyor. İstihdamdan finansal desteklere, işin ekonomi yönüne bakıldğında ise Trump’ın liderlik ve salgınla mücadeledeki başarısızlığına nazaran daha iyi durumda olduğunu söylemek mümkün. Liderlik ve sağlıkta sınıfta kaldı, sosyo-ekonomik tarafta kısmen geçer not aldı. İşsizlik yükseliyor. İşsizlik maaşı başvuruları rekor kırdı. Geçen ay ABD Senatosu 2 trilyon dolarlık teşvik paket onaylamıştı. ABD Merkez Bankası 2,3 trilyon dolarlık ek teşvik paketi açıkladı. 10 bine kadar işçi çalıştıran yerlere 4 yıllık kredi imkanı tanındı. Anapara ve faiz ödemeleri ertelendi.

Stratejist Hakan Akbaş Twitter @hakana.jpg
Hakan Akbaş / Fotoğraf: Twitter / @hakana.jpg

 

“Boris Johnson, Trump’a göre biraz daha başarılı olsa da o da süreci iyi yönetemedi”

Akbaş’a göre bu süreçte bir diğer başarısız lider ise Boris Johnson oldu.

İngiltere Başkanı Johnson’ın da Trump başlangıçta yaşananları çok hafife aldığını söyleyen Akbaş, “Sonra sürü bağışıklığı modelinden geri adım attı ama çok geç oldu. Salgın yayıldı. Kendisi bile enfekte oldu” yorumunu yaptı. Ancak Akbaş’a göre Johnson’ın Trump’a göre iyi yaptığı şeyler de oldu:

Ego yapmadı, yanlışından geriye çabuk döndü. Bir lider olduğunuzda gurur yapmadan hatanızdan dönmeniz gerek. Boris Johnson orada doğru davrandı. Trump’a göre biraz daha başarılı olsa da o da süreci iyi yönetemedi.

Rusya’yı da değerlendirmesini istediğimiz Hakan Akbaş, Vladimir Putin’in süreç yönetimine ilişkin net bir değerlendirmede bulunmanın zor olduğunu söyledi:

Rusya’dan uzun süre ses çıkmadı. Vaka sayısı bile açıklanmadı. Ne olduğunu çok bilemiyorsunuz ama içerideki karmaşaya bakınca işten çıkarmalar, işsizlik, sosyo-ekonomik açıdan iyi şeyler duyulmuyor. Neticede, bilgi akışı sağlam olmadığından Rusya hakkında doğru bir değerlendirme yapmak güç.

“Koronavirüs sürecinin en başarılı lideri Merkel”

Doç. Dr. Balta ve Doç. Dr. Demir gibi stratejist Akbaş’a göre de koronavirüs sürecinde Almanya Başbakanı Angela Merkel, lider profilinde diğer isimlerin arasından sıyrılıp zirveyi göğüslüyor. “Başarı listesinin en tepesine Merkel’i koyarım” diyen Hakan Akbaş, Şansölyenin çok tecrübeli, halkını iyi tanıyan, özel bir lider olduğu yorumunu yaptı.

“Ekonomik istikrar Merkel’in elini güçlendiriyor”

Test, vaka ve ölü sayısı bakımından Almanya’nın çok kontrollü gittiğini, bu süreçte doğru bir iletişim stratejisi yürütüldüğünü ve halkına güven verdiğini belirten Aktaş’a göre ekonomik istikrar, Merkel’in elini güçlendiren kilit faktör. Alman ekonomisinin güçlülüğüne vurgu yapan Akbaş, “Hazinenin üzerinde büyük yük olacak paketler açıklamadı, AB ile beraber hareket etti” dedi.

“Erdoğan siyasetin içinde yetişmiş tecrübeli bir lider”

“Almanya’nın ekonomik koşulları bizde olsa, Türkiye’deki tablo daha farklı olurdu” yorumunu da yapan Hakan Akbaş’a göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkel’den sonra süreci en iyi yöneten liderlerden. Erdoğan’ın siyasetin içinde yetişmiş tecrübeli bir lider ve Türk halkını çok iyi tanıyan bir isim olmasının bu süreçte kendisine avantaj sağladığını ve krizi başarıyla yönettiğini söyleyen Akbaş, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun başarılı rolünün de gözardı edilmemesi gerektiğini belirtti.

The Independentturkish