KStA: Korona Lufthansa'yı bir doğal afet gibi vurdu
26.06.2020 - Alman basınından özetler
Lufthansa hissedarlarının hükümetin kurtarma paketine onay vermesi ve İçişleri Bakanı Seehofer'in bir gazeteci hakkında suç duyurusunda bulunmaktan vazgeçmesi Alman basınında öne çıkıyor.
Almanya'nın en büyük havayolu şirketi Lufthansa'nın hissedarları , Berlin hükümetinin 9 milyar euro hacminde mali yardım ve şirketin hisselerinde pay sahibi olmasını öngören planı onayladı. Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung'un yorumunda Lufthansa'ya yapılan mali yardımın sadece şirkete değil, birçok branş ve kuruluşa da olumlu etkisi olacağına dikkat çekiliyor:
"Alman devletinin yaptığı yardımı salt ticari nedenler dışında değerlendirmek gerekli. Air Berlin'in aksine Lufthansa korona öncesinde sağlıklı bir firmaydı, ancak kriz durumları için yeterli hazırlığa sahip değildi. Resmi seyahat kısıtlamaları şirketi temel ticari faaliyetinden yoksun bıraktı. Ancak bu, işletmelerini korona nedeniyle bir süre kapatmak zorunda kalan otelciler, meyhaneciler veya kuaförler için de geçerli. Alman hükümeti burada tam da salgının başlangıcında söz verdiği şeyi yapıyor ve salgının ekonomik etkilerini sınırlandırmaya çalışıyor. Bundan elbette öncelikle çalışanlar fayda sağlayacak, ancak aynı zamanda Lufthansa'nın etrafındaki tüm ekonomik sistem. Tedarikçiler, havalimanları, uçak üreticileri..."
Kölner Stadt-Anzeiger gazetesinin aynı konudaki yorumu ise şöyle:
"Bu tüm taraflar için doğru karardı. Devletin etkisinden çekinen yönetim, çalışanlar, hissedarlar ve en nihayetinde inatçı büyük hissedar Hermann Thiele. Zira iflas tehlikesi 2008'de birçok büyük bankada gördüğümüz gibi yıkıcı, açgözlü bir tutumun sonucu değildi. Burada şirketin varlığını tehdit eden, Lufthansa yönetiminin başarısız girişimi nedeniyle oluşmamış ve ideolojik olmayan sendika talepleri ile ilişkilendirilemeyecek acil bir durum söz konusu. Korona Lufthansa'yı bir doğal afet gibi vurdu."
Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Tageszeitung (taz) gazetesinde geçen hafta yayımlanan ve polislere yönelik aşağılayıcı ifadelere yer verilen görüş yazısı nedeniyle bir gazeteci hakkında suç duyurusunda bulunacağını söylemişti. Açıklama sonrasında sert eleştirilere hedef olan Seehofer, suç duyurusunda bulunmaktan vazgeçtiğini açıkladı. Hessische Niedersächsische Allgemeine gazetesindeki yorumda basın özgürlüğüne müdahale konusundaki hassasiyete vurgu yapılıyor:
"Hiciv amaçlı olsun ya da olmasın, polisleri "çöp yığınağı"nda görmek isteyen bir kişi, polisleri bilinçli olarak aşağılamaktadır. Federal emniyetin en yetkili kişisi konumundaki Horst Seehofer'in hiddeti bu bağlamda anlaşılabilir. Ancak İçişleri Bakanı, görüş yazısını kaleme alan kişi hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyleyerek kendi kendisine zarar verdi. Basın özgürlüğü Alman anayasasının en önemli varlıklarından biri. Bu nedenle özellikle hükümet üyeleri, buna müdahale etme noktasındaki her türlü şüpheli durumdan uzak durmalı. Sonunda Başbakan'ın Seehofer'i bu konuda aydınlatması gerekti. Seehofer'in fikrinden cayması uzun sürdü. Bunun yanı sıra Bakan söz konusu tehditle, görüş yazısına hak etmediği bir önem de kazandırmış oldu. Çünkü yazıdaki yaralayıcı etkiye sahip aşağılama, emniyet güçlerin bünyesindeki olası sorunları tartışmak için düşünülebilecek en kötü yöntem."
Reutlinger General-Anzeiger gazetesinin aynı konudaki yorumu ise şöyle:
"İçişleri Bakanı yine son anda dönüş yaptı. Horst Seehofer, ruhsuz taz köşe yazısını kaleme alan yazar hakkında suç duyurusunda bulunmaktan vazgeçti. Bu sayede gerek kendisi, gerekse polis ve basın özgürlüğü için büyük bir hizmet yaptı. Solcu gazetenin şef redaksiyonuyla görüşmek çok daha iyi bir yaklaşım, her ne kadar taz redaksiyonu bir polis okulunda buluşma önerisiyle Bakan'dan rol çalmış olsa da. Seehofer defans konumunda. Stuttgart'ta yaşananların sorumluluğunun bir bölümünü görüş yazısını kaleme alan kişiye yükleme çabası da boşa gitti."
Deutsche Welle Türkçe