KUNDURACI GÖĞSÜNDE DOLGU ESTETİĞİ ÖZ GÜVENİ GERİ GETİRİYOR

Erkeklerde kadınlara oranla 4 kat daha fazla yaşanıyor

KUNDURACI GÖĞSÜNDE DOLGU ESTETİĞİ ÖZ GÜVENİ GERİ GETİRİYOR


Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Oygar Aytekin, Pektus Ekskavatum (Kunduracı Göğsü) adlı şekil bozukluğunda dolgu (Los deline) ile estetik tedavinin hastalar açısından yaşattığı olumlu duruma dikkat çekti. Kunduracı göğsünde dolgu estetikle birlikte hastanın öz güveninin geri geldiğinin altını çizen Aytekin, bu işlem sonrası insanların daha büyük moralle sosyal hayata dahil olduğunu ifade etti.
 

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Oygar Aytekin, Pektus Ekskavatum (Kunduracı Göğsü) adlı şekil bozukluğunda dolgu (Los deline) ile estetik tedavinin hastaların hayatında değiştirdiği olumlu yönlerin önemine vurgu yaptı. Oygar Aytekin, hastaların bu estetik sonrası daha büyük bir öz güvenle sosyal hayata karıştıklarını ve daha aktif bir şekilde yaşamlarını sürdürdüklerini ifade etti.
 

Kaburgaların birleştiği kemik normalde düz olması gerekirken, kunduracı göğsünde ise içeriye çökük bir şekilde bulunuyor. Aytekin, özellikle erkeklerde estetik olarak kötü bir görüntü oluşturan bu durumun dolgu estetikle normale dönüştüğünü belirtti. Kunduracı göğsünün bazı hastalarda genetik geçişlere sebep olduğunu söyleyen Oygar Aytekin, bir erkek bireyde bu durum yaşanıyorsa ailenin birçok ferdinde de görülebildiğinin altını çizdi.


Erkeklerde kadınlara oranla 4 kat daha fazla yaşanıyor
Erkeklerde kadınlara oranla 4 kat daha fazla yaşanabildiğine vurgu yapan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı, “Kadınlarda olsa da memelerinin varlığı onu biraz daha gizliyor erkeklere göre.” diye konuştu. Oygar Aytekin, kunduracı göğsü şekil bozukluğunda dolgu ile estetik tedavinin sürecini işe şöyle anlattı: “Durumun ciddiyetine bağlı olarak tedaviyi şekillendiriyoruz. Öncellikle organlara baskı yapmıyor olmalı. Bu şekil bozukluğunun herhangi bir fonksiyonel sıkıntısı bulunmamalı. Bizim için önemli bir ayrıntı. Orada çok ince bir yağ dokusu var deriyle iman tahtası dediğimiz sternum (göğüs) kemiğinin arasında. Enjektör iğnesi ile dolguyu o bölgeye enjekte ediyoruz. Kaç seans gerektiği ise durumun ciddiyetine bağlı olarak değişebiliyor.”


Bu tedavi öncesinde hastanın fonksiyonel bir sıkıntısı varsa göğüs hastalıkları uzmanı ile iletişime geçildiğini ifade eden Oygar Aytekin, “Onların yönlendirdiği şekilde de testlerimizi ve incelemelerimizi yapıyoruz.” dedi. Los delinenin (dolgu) içeriğinin %98‘i su, geri kalan %2’lik kısmının ise vücudun erittiği hidrofilik bir jel olduğunu ifade eden Aytekin, “Dolgu eridikçe tekrar çökme yaşanacak. Yavaş yavaş o çukurluk kendini göstermeye başlayacak. Ancak bu yıllar içinde yaşanacak bir durum.” diye konuştu.


Vücuda herhangi bir zararı bulunmuyor
Dolgunun vücuda herhangi bir zararı bulunmadığının özellikle altını çizen Aytekin, hastaların bu tedavi sonrası hemen normal hayatına dönebileceğini ifade etti. Süreç sonrası bir miktar ağrı yaşanabileceğini belirten Oygar Aytekin, ancak bunun ağrı kesicilerle kontrol altına alınabileceğini söyledi. Tedavinin kalıcı bir çözüm olmadığını söyleyen Op. Dr. Aytekin, “Dolgunun belirli bir erime hızı var. Genelde 4 yıl sonra bir tazeleme gerekebilir. Ama dolgunun tamamen erimesi ise 5 ila 8 yıl sürüyor.” açıklamasında bulundu.


Sağlık geçmişi olan kişilere o hastalıklarıyla ilgili çeşitli incelemeler yaptıklarını ifade eden Oygar Aytekin ancak bu tedavide kendilerini etkileyen bir durum olmadığını belirtti. Bu tedaviyi yaptırmak isteyip tereddütte olan hastalar için dolgu maddesinin kansere neden olmadığının özellikle altını çizen Aytekin, bunun için bir yaş sınırının da bulunmadığını belirtti.


Kunduracı göğsünde dolgu ile estetik tedavinin hastaların ruhsal durumunu çok olumlu şekilde değiştirdiğinin altını çizen Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Oygar Aytekin sözlerini şöyle tamamladı: “Hastanın öncelikle öz güvenini yerine geri getiriyor. Birçok erkek hasta bu problemi dolayısıyla denize gitmek gibi şeylerden uzak duruyor. Tişörtünü çıkarmaktan bile çekiniyor. Çevresinin yaklaşımları bu durumu çok kötü bir şekilde tetikleyebiliyor. Sosyal hayatlarını çok olumsuz yönde etkiliyor. Bu durumu yaşayan büyük bir popülasyon var ülkemizde. Çok kolay ve güzel bir çözümü var.” dedi.