Küresel emelleri olan bir ülke olarak Türkiye’nin Ukrayna ile ilişkileri ne kadar önemli?

Comments sitesinde yayınlanan makaleyi Türkçeye çevirerek sunuyoruz.

Küresel emelleri olan bir ülke olarak Türkiye’nin Ukrayna ile ilişkileri ne kadar önemli?


Küresel emelleri olan bir ülke olarak Türkiye’nin Ukrayna ile ilişkileri ne kadar önemli?

Ukrayna-Türkiye ilişkileri, ekonomik olanlardan başlayarak insani konulara kadar çok çeşitli konularda işbirliğini içermektedir. Peki küresel emelleri olan bir ülke ile Ukrayna’nın ilişkileri ne kadar önemli?

Comments sitesinde yayınlanan makaleyi Türkçeye çevirerek sunuyoruz.

BM Genel Kurulu’nun 76. oturumunun toplantı aralarında Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yasadışı olarak gözaltına alınan Kırım Tatarlarının serbest bırakılması konusunu görüştü. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba, gazetecilerle yaptığı çevrimiçi görüşmede, Ukrayna topraklarında Türk İHA’larının üretimi için bir fabrika kurulacağını söyledi.

BM Genel Kurulu’nda konuşan Erdoğan, Ankara’nın Ukrayna’nın Kırım’ın Rusya tarafından ilhakını tanımadığını ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü desteklediğini vurguladı. Ukrayna-Türkiye ilişkilerinin mevcut durumu ve Rus faktörünün durum üzerindeki etkisi, Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün Ortadoğu uzmanı Nikolay Zamikula tarafından “Comments” portalı için değerlendirildi.

Zamikula “İlişkilerin gelişiminin dinamiklerine bakılırsa, Türkiye şu anda Ukrayna’nın en umut verici ortaklarından biri. Bu da Ukrayna’nın çıkarlarını ve beklentilerini karşılayan tamamen doğal ve öngörülebilir bir sonuçtur. Bölgesel liderliğe oyanayan bir güney komşumuz, derinleşen ortaklığımız var ve her koşulda Kiev’i önceliklemektedir.

Ve Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığı koşullarında, bu dış politika yönü – doğrudan Karadeniz güvenliği meseleleriyle ilgili – daha da fazla derinleşiyor.” diye belirtti.

Aynı zamanda Nikolay Zamikula’ya göre Ankara ile işbirliğinin Avrupa-Atlantik yönünü de unutmamak gerekiyor. Türkiye, bireysel NATO üyeleriyle ilişkilerinin ağırlaşmasına rağmen (Ankara tarafından Moskova’dan Rus S-400 hava savunma sistemlerinin tedarikine ilişkin sözleşme nedeniyle), Avrupa-Atlantik toplu güvenlik sisteminin kilit unsurlarından biri olmaya devam ediyor. Bundan hareketle, özellikle savunma alanında onunla ortaklığın geliştirilmesi, Ukrayna’nın Avrupa-Atlantik rotasının bir parçası olarak düşünülebilir. Bazı Batı Avrupa devletlerinin İttifaka üyelik yolunda Kiev’in entegrasyon beklentilerini açıkça teyit etmeye hazır olmadığı bir zamanda, Ankara’nın bu konularda desteğini almak son derece önemlidir.

Ukrayna-Türkiye ilişkileri, ekonomik alanlardan insani konulara kadar çok çeşitli konularda işbirliğini gerektirmektedir. Ancak, son zamanlarda öncelik güvenlik konularına verildi: Bu ise bölgesel olarak durumun ağırlaşması gözönüne alındığında şaşırtıcı değildir.

Zamikula, bugün Türkiye’nin Ukrayna’ya yeni silahların ana tedarikçisi olduğunu belirtmektedir. Suriye, Libya ve Kafkasya’da kendini ispatlamış Bayraktar TB2 saldırı İHA’ları ve Ukrayna Donanması için korvet inşa programı var. Uzman camiasında son konu hakkında farklı görüşler bulunmaktadır.

Zamikula “Bu sözleşmenin, Ukrayna Donanması’nın yanıt vermesi gereken mevcut güvenlik sorunlarıyla gerçekten biraz tutarsız olduğuna inanıyorum. Kanımca, sınırlı fonlar gözönüne alındığında, bu aşamada daha rasyonel bir adım “sivrisinek filosunun” geliştirilmesidir. 5-7 yıl sonra büyük gemiler inşa etme konusu muhtemelen dikkate değer olacaktır; ancak, şüphelerimin hiçbir şekilde Türkiye’nin ortak olarak seçilmesiyle ilgili olmadığını, sadece kişisel bir değerlendirme ile dikte edildiğini vurgulamak isterim. Ukrayna Donanması’nın hedefleri ve umut verici gelişme yönleri var: projede inşa edilen gemiler zaten Türk Donanması’nda hizmet veriyor ve ihracat başarısına sahip (Ukrayna hariç, Pakistan için inşa ediliyor).” diiye vurguladı.

Nikolay Zamikula, Ankara’nın Kiev’e silah satmaya hazır olduğuna da dikkat çekerek Ukrayna’nın Batılı ortaklarının çoğunun bunu yapmadığını da belirtmektedir. Ve sonunda, Ukrayna-Türkiye projeleri çerçevesindeki çalışmaların hangi bölümünün Ukrayna topraklarında gerçekleştirileceği konusunda anlaşmaların şartları açık bir şekilde olumlu olmaya devam ediyor. Uzman, Ukrayna’da bir İHA montaj tesisi kurulması hakkında konuşmanın yakında pratik olarak bir karşılığı olacağını da umuyor.

Zamikula “benim açımdan, Türkiye’nin İkinci Karabağ Savaşı sırasında Azerbaycan’a verdiği destek ortada. Aynı zamanda Ukrayna, güvenilir bir ortak ve tedarikçi olarak Türk tarafıyla dayanışma sergiliyor.” diye devam etti.

Savunma sanayiine ek olarak, geçici olarak işgal edilen Kırım’ın Kırım Tatar nüfusunun haklarının korunması sorunu ikili işbirliğinde önemli bir yer işgal ediyor. Türkiye için bu sadece bir jeopolitik ve ortaklık meselesi değil, aynı zamanda Türk halklarının kardeşliği bağlamında özel önem taşıyan bir ahlaki ve değer sorumluluğu meselesidir. Bu alanda zaten olumlu bir deneyime sahibiz: 2017 sonbaharında yasadışı olarak hüküm giymiş Ahtem Çiygöz ve İlmi Umerov’un serbest bırakılması var. Bu da tam olarak Türk müdahalesi sayesinde sağlandı.

Ve şimdi Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplantı sırasında Kırım Tatarlarına yönelik baskılarla ilgili konuları tartışmaya geri dönmeleri çok önemli. Belki birileri Türkiye’yi seçici olarak Kırım’daki insan hakları ihlallerine odaklandığı için eleştirmektedir: sonuçta, Ankara öncelikle Kırım Tatar nüfusunun akıbetiyle ilgileniyor. Ancak böyle bir söze sadece şu yanıtı verebilirim: Eğer bu tür bir dikkat en az bir Ukrayna vatandaşını baskıdan kurtarmaya yardımcı oluyorsa, o zaman Türk ortaklara teşekkür etmeye değer. Sonuç olarak, Ankara bu konularda özel çaba sarf etmek zorunda değil; ancak bunlara olan ilgisi ve Kırım platformunun kayıtlı desteği hiç şüphesiz minnettarlığı hak ediyor.” diye belirtti.

Tabii ki, Nikolay Zamikula‘ya göre, Ukrayna-Türkiye ilişkileri bazı tuzaklardan yoksun değil. Örneğin, Ukrayna’nın ikili ortaklıkta ekonomik çıkarlarını sağlaması son derece önemlidir: Gelişmişlik düzeyindeki dengesizlik, ticarette belirli düzenleyici normların uygulanması durumunda Ukrayna’nın bir hammadde merkezine ve Türk malları için bir satış pazarına dönüşme tehdidi oluşturur. İlişkiler önceden müzakere edilmez ve resmileştirilmezse, fikri mülkiyetin satışı durumunda Ukrayna’daki yüksek teknoloji gelişmelerini kaybetme riski vardır.

Son olarak, Ankara ve Kiev, Karadeniz bölgesindeki güvenlik sistemi konusunda farklı görüşlere sahiptir. Ukrayna, örneğin Amerika Birleşik Devletleri ve Büyük Britanya gibi dış aktörlerin bölgesel sorunlarının çözümüne aktif olarak katılmasını istiyor. Aynı zamanda, Türkiye geleneksel olarak bölgenin dış etkilere kapalı kalması gerektiğine inanmakta ve bölgesel çok taraflı etkileşim biçimlerinin geliştirilmesinde ısrar etmektedir. Ancak bu tür farklılıklar, her iki tarafın da kendi çıkarlarını ve vizyonunu savunduğu devletlerarası ilişkilerde normal bir durumdur. Bizim durumumuzda, ortaklığın derinleşmesine müdahale etmiyorlar; sadece bunun için bir çerçeve oluşturuyorlar.

Kuşkusuz, onların varlığı dikkate alınmalıdır. Türkiye küresel emelleri olan bir ülkedir. Ve bu, karmaşık bir jeopolitik oyunun özelliklerini kazanan Rusya Federasyonu ile ilişkilerinin doğasını belirler. Ankara’nın Ukrayna için Rus karşıtı bir müttefik olmasını beklememek gerekir. Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güney Kafkasya’daki çıkarları nedeniyle Rusya faktörünü dikkate almak ve Moskova ile diyalog yürütmek zorunda kalıyor. Varlığı, Rusya Federasyonu ile dostluk anlamına gelmez; Türkiye pozisyonlarını farklı yönlerde güçlendirmek amacıyla yalnızca rasyonel bir temelde yürütmektedir. Ukraynalılar bunu hafife alarak, yarın Türkiye’nin Rusya’ya yaptırımlar uygulayacağını ve Boğaz’ı Rus gemilerine kapatacağını beklememelidir.

Bu durumu özetleyen Zamikula “Sonuç olarak belirtmek isterim ki, Kiev ve Ankara’nın doğru yolda ilerlediğinin ve işbirliklerinin başarılı olduğunun en açık örneği Rus yanlısı güçlerin bu konudaki histerisidir. Durumun yetersiz değerlendirilmesi (ki bu herkes tarafından anlaşılabilir, hatta konuya çok az aşinadır.) Ukrayna’daki Rus yanlısı güçlerin bir temsilcisinin bu provokasyonu, Moskova’nın Ukrayna-Türkiye ilişkilerini baltalamak için planladığı karma eylemlerin açık bir unsurudur. Bu durumdan gerçekten çok endişeli; ve aslında bu, seçilen yolun doğruluğunun en iyi kanıtı.” diye özetledi.

ukrhaber.com