Kürt Sorunu Üzerine Yeni Gelişmeler: O İş O Kadar Kolay Değil

Çözüm Süreci ve "Masaların Devrilmesi"

Kürt Sorunu Üzerine Yeni Gelişmeler: O İş O Kadar Kolay Değil






Kürt Sorunu Üzerine Yeni Gelişmeler: "O İş O Kadar Kolay Değil"

ŞEHİTLER ÖLMEZ / TÜRKİYE

Karar Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, son yazısında Türkiye’nin siyasi gündemini yeniden alevlendiren Kürt sorunu ve çözüm süreci tartışmalarına dikkat çekiyor. Uzun bir aradan sonra tekrar gündeme gelen bu konu, iktidarın son dönemdeki hamleleriyle yeniden tartışılmaya başlandı. Ancak Taşgetiren’e göre, bu meselenin çözümü hiç de kolay değil ve kapsamlı bir değişiklik gerektiriyor.

Kürt Sorunu Halen Mevcut

Taşgetiren, yazısında Türkiye’nin iç ve dış politikasında Kürt sorununun hala çözülmemiş bir mesele olarak durduğunu belirtiyor. Türkiye’nin güvenlik güçlerinin terör örgütlerine karşı başarılar elde ettiği, teröristlerin ayakkabı numarasına kadar bilinir hale geldiği bir süreç yaşanmış olsa da, sorunun köklerinin hala derinlerde olduğunu ifade ediyor. Özellikle Kuzey Suriye ve Kuzey Irak’taki Kürt yapılanmaları, Türkiye’nin dış politikası için büyük bir kaygı kaynağı olmaya devam ediyor.

Çözüm Süreci ve "Masaların Devrilmesi"

Çözüm süreci, yıllar önce umut dolu bir adım olarak başlamış ancak başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Taşgetiren’e göre, çözüm sürecinin başarısızlığından bu yana geçen zaman, sürecin neden sona erdiği sorusunu gündemde tuttu. Ancak bugün gelinen noktada, çözüm sürecini başlatan siyasi irade ile ona en güçlü şekilde karşı çıkanların iktidar ortağı olması, durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Kürt siyasi hareketi ise Meclis’teki varlığının terörle bağlantılı görülmesinden rahatsız ve bu bağlamda sürekli baskı altında.

Bahçeli’nin DEM Partisi’ne Yönelik Hamleleri

Taşgetiren, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’nin son dönemde Demokratik Eylem Partisi (DEM) milletvekillerine yönelik “şirinlikleri”nin yeni bir süreç başlatabileceği yönündeki iddiaları sorguluyor. Bahçeli'nin bu yaklaşımı, siyasi arenada bir değişimin işareti olabilir mi? Ancak Kürt siyasi cenahında bu hamlelere karşı şüphe var. Kürtler "barış" söylemine sırtını dönmüyor, ancak "nasıl bir barış?" sorusunu sorarak sürecin somut adımlarını görmek istiyorlar.

Cengiz Çandar’ın Uyarıları: "Paradigma Değişikliği Olmadan İlerleme Mümkün Değil"

Taşgetiren’in yazısında atıfta bulunduğu bir diğer önemli isim ise Kürt sorununda derinlemesine analizleri ile bilinen Cengiz Çandar. Çandar’a göre, mevcut iktidarın Kürt sorununu çözebilmesi için köklü bir paradigma değişikliği şart. Bu değişiklik olmadan, Kürt sorununun çözümüne yönelik herhangi bir adım atılmasının mümkün olmadığını savunan Çandar, AK Parti ve MHP gibi partilerin Kürt karşıtlığı üzerinden bir arada durduğunu belirtiyor. Bu yapıştırıcı ortadan kalktığında, bu ittifakın da dağılabileceğine dikkat çekiyor.

Ahmet Türk’ün “Kürt Halkı Kandırılmaya Karşı Duyarlı” Söylemi

Kürt siyasetinin kıdemli ismi Ahmet Türk, Halk TV’de yaptığı açıklamalarda Kürt halkının artık kandırılamayacak kadar bilinçli olduğunu belirtti. Türk, kimlik meselesine dikkat çekerek, Anayasa’nın 66. maddesindeki "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" ifadesini eleştiriyor ve “Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve Kürdüm” diyerek Kürt kimliğinin tanınmasının önemine vurgu yapıyor. Ahmet Türk, çözüm sürecinde halkın ikna edilmesi gerektiğini savunarak, toplumsal uzlaşmanın sağlanmasının zorunlu olduğunu belirtiyor.

Paradigma Değişikliği Ne Anlama Geliyor?

Taşgetiren, Çandar ve Ahmet Türk’ün görüşlerine dayanarak çözüm sürecinin önündeki en büyük engelin, mevcut paradigma olduğunu vurguluyor. Kürtler, "her şeyin verildiği" söylemine inanmıyorlar. Kürt meselesi, sadece ekonomik ve sosyal haklarla sınırlı değil, kimlik, dil ve siyasi temsiliyet gibi derin sorunlar da çözüm bekliyor. Mevcut iktidar yapısının bu paradigma değişikliğini gerçekleştirmeden, gerçek bir çözümün zor olduğunu söyleyen Taşgetiren, işin ciddiyetine dikkat çekiyor.

Milliyetçi Tepkiler ve Çıkmazlar

MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik çağrısının, milliyetçi kesimde büyük tepkilere yol açtığını belirten Taşgetiren, bu konuda farklı kesimlerden ciddi çatışmaların yaşanabileceğini öngörüyor. Milliyetçi cenahtaki bölünmelerin, Kürt sorunu üzerindeki etkileri ise tartışma konusu olmaya devam edecek gibi görünüyor.

Sonuç: Kürt Sorunu Hala Ciddi Bir Mesele

Ahmet Taşgetiren’in yazısında dikkat çektiği üzere, Kürt sorunu Türkiye’nin çözülmemiş temel meselelerinden biri olmaya devam ediyor. Her ne kadar siyasi manevralar bu sorunun çözümüne yönelik umutlar yaratsa da, gerçek çözümün ancak derin bir paradigma değişikliği ile mümkün olabileceği vurgulanıyor. Kürt halkı, geçmişte yaşadığı aldatılma deneyimlerinden ders almış durumda ve sürecin samimiyetini sorguluyor. Taşgetiren, bu sorunun basit siyasi manevralarla değil, köklü ve samimi bir yaklaşımla çözülmesi gerektiğinin altını çiziyor.

www.sehitlerolmez.com