Kuzey Kıbrıs lideri Tatar, Diplomasi Muhabirleri Derneği’nin (DMD) düzenlediği video konferans toplantısında diplomasi muhabirlerinin sorularını yanıtladı.

Kıbrıslı Rumlar ve Türkler ile garantör devletler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin Birleşmiş Milletler öncülüğünde masaya oturacağı gayri resmi görüşmeler hakkında ayrıntılı bilgi veren Tatar, Mart’ta yapılması planlanan görüşmelerin pandemi nedeniyle Nisan’a sarkabileceğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasıyla birlikte Kıbrıs sorununa çözüm için yeni bir siyaset döneminin başladığına işaret eden Tatar, BM öncülüğündeki görüşmeleri yeni bir fırsat olarak gördüklerini söylese de, görüşmeler öncesi "kırmızı çizgileri" Türkiye ile açıkça belirlediklerine dikkat çekti.

"Antalya neyse, biz oyuz"

Tatar, "Egemenliğimiz ve Türkiye’nin garantörlüğü kırmızı çizgilerimizdir. Adada iki ayrı halk yaşamaktadır. Kıbrıs Türklerinin egemenlik hakkı tanınmalıdır. Aksi; Rumlara yamanmak olacaktır ki, bunu kabul etmeyeceğiz" dedi. Federasyonu savunarak kendisine muhalif olanların da "Rumlara yamanmak istemeyeceğini" dile getiren Tatar, aksi bir durumun "hainlik" olacağını söyledi.

Tatar, "iki devletli çözüm ısrarı" ile yapılacak gayri meşru görüşmeler sonrasında eğer yol açılır da müzakereler başlarsa "bir takım meselelerde" yumuşayabileceklerini belirtti ancak bu meseleler hakkında bilgi vermek istemedi.

Tatar’ın "İki devletli çözüm olmazsa Türkiye’yle bütünleşme mi olacak" sorusuna, "O ilhaka girer. İlhaka gerek yok. Biz zaten Türkiye’yle bir bütünüz. Sosyal medya da çok geniş bir ağ yarattı. Yakınız. Biz Antalya neyse, oyuz" yanıtını vermesi dikkat çekti.

18 Ekim 2020 - Taraftarları Ersin Tatar'ın KKTC cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasını kutluyor.

"Türk milliyetçisiyim"

Kendisini "Türk milliyetçisi" olarak tanımlayan Tatar, neden iki devletli çözümde ısrar ettiğini "Kıbrıs Türk halkına daha umutlu ve refah bir gelecek vermek kavgasındayım. Biz hakkımızı arıyoruz. O hak da iki ayrı devlettir. Karşı tarafın bize saygı göstermesi gerekir" sözleriyle anlattı. Tatar, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Atina ile birlikte iki devletli çözüme karşı çıkmasının temel nedeninin de "kafalarındaki Büyük Yunanistan hayali" olduğunu öne sürdü.

Tatar’a göre; Ege Denizi’nden Kıbrıs’a kadar egemenliklerini genişletmek isteyen Atina ile Rum Yönetimi; Türk askerinin adadan çekilmesini, sonrasında da Kıbrıslı Türklerin adayı terketmesini hedefliyor. "Bu yüzden Türkiye’nin bize sahip çıkması çok önemli. Vatandaşlarımız, Türk halkıyla birlikte. Davamız, ulusal bir dava. Her şey çok değişti. Yılmayacağız, pes etmeyeceğiz" diyen Tatar, Türk halkıyla ve yönetimiyle birlikte ulusal bir mücadele yürüttüğünü dile getirdi.

"Türkiye’den yılda 200 milyon dolar yardım"

Rum yönetiminin vetosu yüzünden AB ülkelerine ihracatta büyük sıkıntılar yaşadıklarını ancak ihracatın yüzde 90’a yakınını Türkiye ile yaptıklarını anlatan Tatar, "Türkiye’den savunma ve kamu maliyesi alanları dahil aldığımız ekonomik yardım 200 milyon doları buluyor. Rum ambargosuna karşın turizmimiz etkilenmiyor" dedi.

KKTC Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmıyor. KKTC resmi olarak tanınmadığı için adaya doğrudan uçuşların olmadığından yakınan Tatar, "Bu durum elbette ki insan haklarına da aykırı ama biz her durumda kalkınacağız. 100’den fazla ülkeden öğrenci KKTC’ye üniversite okumaya geliyor" diye konuştu.

Tatar’ın verdiği bilgiye göre Kuzey Kıbrıs'ın kalkınmasında eğitim turizmi de büyük rol oynuyor. 100 bin üniversite öğrencisinin eğitim gördüğü adada bu öğrencilerin sadece 15 bini Kıbrıslı Türklerden oluşuyor. Tatar "Türkiye’den gelen 85 bin öğrencimiz var" diyor.

Maraş’ta sivil bölge

Kuzey Kıbrıs lideri Tatar, 8 Ekim 2020’de sahil şeridinin bir kısmı 46 yıl sonra açılan kapalı Maraş bölgesindeki askeri bölümlerin sivilleştirilmesine dönük çalışmaların sürdüğünü anlattı.

Bölgenin askeri bölge statüsünün kalkacağını ve mülklerin statüsünün belirleneceğini anlatan Tatar, sonrasında uluslararası turizm şirketlerinin ya da otel işletmecilerinin de bölgede iş yapar hale geleceğini dile getirdi. Tatar, "Bölgedeki tüm mağduriyetler giderilecek. Türkiye ile ortak planlarımız doğrultusunda ilerliyoruz" dedi.

Hilal Köylü / Ankara
Deutsche Welle Türkçe