La Tahzen (Üzülme) | Mevlana Şiiri | Musab Balkanlıoğlu
İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme!
La Tahzen (Üzülme) | Mevlana Şiiri | Musab Balkanlıoğlu
Lâ tahzen! (Üzülme!)
İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme!
Rahman: (c.c), “Ben kırık kalplerdeyim”
buyurmadı mı?
O halde ne diye üzülürsün ey can?
Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan;
Gece gibi kapkaranlık nefsini yak !..
“Derdim var” diyorsun;
Dert insanı Hak’ka götüren Burak’tır;
sen bunu bilmiyorsun.
Sanma ki dert sadece sende var.
Şunu bil ki;
Sendeki derdi nimet sayanlar da var.
Umudunu yıkma; Yusuf’u hatırla.
Dert nerede ise deva oraya gider.
Yoksulluk nerede ise nimet oraya gider.
Soru nerede ise cevap oraya verilir.
Gemi nerede ise su oradadır.
Suyu ara, susuzluğu elde et de
sular alttan da yerden de
fışkırmaya başlasın.
Dünya malı Allah’ın tebessümüdür:
Lâ tahzen! (Üzülme!)
Irmağa deniz, denize okyanus sığmaz. .
“Aşık” olmayana anlatsan da
“Ben” “Sen” anlamaz.
Hakka ulaşmak için
yoldur desen kimse inanmaz…
Gönlünde zerre-i miskal şems olmayan;
Yanmaz, yanamaz…
Ayağın kırıldı diye üzülme!
Allah senden aldığı ayak yerine
belki sana kanat verecek.
Kuyu dibinde kaldın diye üzülme!
Yusuf kuyudan çıktı da
Mısır’a sultan oldu, unutma!
İstediğin Bir şey; Olursa Bir Hayır,
Olmazsa Bin Hayır Ara…
Geçmiş ve gelecek insana göredir.
Yoksa hakikat âlemi birdir.
Bu âlem bir rüyadır. Zanna kapılma
ey can!
Rüyada elin kesilse de korkma,
elin yerindedir.
Dünya bir rüya ise, başına gelen
felaketler de geçicidir.
Neden çok üzülürsün ki?
Herşey üstüne gelip
seni dayanamayacağın bir noktaya
getirdiğinde
sakın vaz geçme:
– Çünkü orası gidişatın değişeceği yerdir.
Bu âlemin, bu kâinatın kitabı sensin:
Aç da kendini oku ey can!
Kâinatın en uzak köşesi, senin içinde
ufak bir nokta…
Ama sen bunun farkında bile değilsin.
Derdin ne olursa olsun korkma!
Yeter ki umudun ALLAH olsun…
Herkes bir şeye güvenirken;
Senin güvencen de ALLAH olsun.
Hiçbir günah, ALLAH’ın yüce merhametinden
büyük değildir ama;
Sen yine de günah işlememeye bak!
Lâ tahzen! (Üzülme!)
Derdin ne olursa olsun bir abdest al,
nefes gibi…
Ve bir seccade ser odanın bir kösesine,
otur ve ağla ,
Dilersen hiç konuşma…
O seni ve dertlerini senden
daha iyi biliyor unutma.
Dua ederken O’na kırık bir gönülle
el kaldır.
Çünkü Allah’ın merhamet ve ihsanı,
gönlü kırık kişiye doğru uçar.
Sopayla kilime vuranın gayesi,
kilimi dövmek değil, tozu kovmaktır.
Allah tozunu alıyor diye,
niye kederlenirsin EY CAN!?
Lâ tahzen! (Üzülme!)
Bir şey olmuyorsa:
Ya daha iyisi olacağı için,
Ya da gerçekten olmaması gerektiği
için olmuyordur.
Şu uçan kuşlara bak! Ne ekerler, ne biçerler…
>Belalar sağanak yağmurlar gibi yağar.
Ancak başını>Yapılma, yıkılmadadır;
Topluluk, dağınıklıkta;
Düzeltme, kırılmada;
Murat, muratsızlıktadır;
Varlık, yoklukta gizlidir…
Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında
çaresiz kalması.
Ne kötüdür zamanın bir an kadar yakın,
Bir asır kadar uzak olması.
Ve bilir misin?
Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması..
“Ben”, deyip susması…
“Sen”. deyip ağlamaklı olması…
Eğer sen Hak yolunda yürürsen, senin
yolunu açar, kolaylaştırırlar.
Eğer Hakk”ın varlığında yok olursan,
seni gerçek varlığa döndürürler.
Benlikten kurtulursan o kadar büyürsün
ki âleme sığmazsın.
İşte o zaman seni sana, sensiz gösterirler.
Sevginin diğer bir adı da sabırdır:
Açlığa sabredersin adı “oruç” olur.
Acıya sabredersin adı “metanet” olur.
İnsanlara sabredersin adı “hoşgörü” olur.
Dileğe sabredersin adı “dua” olur.
Duygulara sabredersin adı “gözyaşı” olur.
Özleme sabredersin adı “hasret” olur.
Sevgiye sabredersin adı “AŞK” olur…
Ne istersem ben Mevlâ’dan isterim.
Verirse yüceliğidir. Vermezse İmtihanımdır…
Allah’tan bir şey istersen:
Kapı Açılır, sen Yeterki Vurmayı Bil !…
Ne Zaman dersen bilemem ama,
Açılmaz diye umutsuz olma,
Yeterki O Kapıda Durmayı Bil…!
Hz. Mevlânâ Celaleddîn-i Rûmî.