Lampedusa adasına göç dalgası AB’yi böldü

Aşırı sağın elini güçlendirdi

Lampedusa adasına göç dalgası AB’yi böldü




Lampedusa adasına göç dalgası AB’yi böldü

Avrupa, 2015’te yaşanan Suriyeli göçmen dalgasının ardından, yeniden bir göç dalgasıyla karşı karşıya. İyi hava koşullarından faydalanmak isteyen göçmenler, Akdeniz’e açılarak en yakın nokta olan İtalya’nın Lampedusa adasına akın etmeye başladı. Pazartesi gününden bu yana 11 bin göçmen Lampedusa kıyılarına ulaşarak ada tarihinde yeni bir rekor kırdı.

Suriye savaşından bu yana ikinci büyük göçmen akınına uğrayan Avrupa Birliği’nde (AB) ise tam bir bölünme hakim. Almanya, İtalya’dan göçmen almayacağını duyurdu, Fransa İtalya sınırındaki güvenlik önlemlerini artırdığını açıkladı. İtalya ise, AB’den “sorumluluğu paylaşmasını” istedi.

İtalya’nın 20 kilometrekarelik küçük adası Lampedusa, iki günde yerel nüfusa eş değer sayıda göçmen akınına uğradı. Adaya yalnızca 14 Eylül Perşembe günü, Kuzey Afrika'dan 6 bin göçmen ulaştı. Tunus kıyılarına 150 km. mesafede bulunan Lampedusa, Akdeniz'i geçen göçmenlerin ilk konaklama noktalarından birisi.

Göçmenlerin çoğu, şu an işlek bir rotaya dönüşen Tunus'tan geliyor. Ancak bunların küçük bir kısmı Tunuslu, çoğu Sahra altı Afrikası’ndan, Gine, Fildişi Sahil ive Burkina Faso'dan geliyor. Hükümet yeni gelen göçmenlerin 5 bin kadarını Sicilya adasına göndermeye başladı.

Akdeniz büyük bir mezarlığa dönüştü

Lampedusa Belediye Başkanı Filippo Mannino'ya göre "ada krizde ve artık dönüşü olmayan noktaya ulaşıldı." İtalyan düşünce kuruluşu ISPI yetkilisi Matteo Villa'ya göre 48 saat içinde ülkeye giriş yapan göçmenlerin sayısında görülmeyen bir rekor yaşandı. İtalyan Kızıl Haçı CRI’nin Lampedusa kabul merkezini yöneten Rosario Valastro da, medyaya yaptığı açıklamada, "Ada imkansızı ve imkansızdan fazlasını yapıyor" dedi. Ada belediyesi olağanüstü hal ilan ederken, yerel halk ve turistler göçmenlerin yemek parasını ödüyor. Kızılhaç örgütünün gıda dağıtımı sırasında yer yer gerginlikler yaşanıyor.

Geçtiğimiz yılın aynı döneminde, İtalya kıyılarına toplam 65 bin 500 göçmen ulaşırken, yılın başından bu yana yaklaşık 124 bin göçmen İtalya kıyılarına ulaştı. Rakamlar henüz, çoğu savaştan kaçan Suriyeliler olmak üzere, 2016 yılında Avrupa’ya ulaşan 181 bin göçmen sayısını aşmadı.

BM Göç Örgütü'ne göre bu yıl Kuzey Afrika, İtalya ve Malta arasındaki geçiş sırasında 2 binden fazla kişi öldü.

Roma ve AB arasında tansiyon

Avrupa’nın hazırlıksız yakalandığı bu ikinci göçmen dalgası karşısında, ilk açıklama Berlin’den geldi. Almanya hükümeti, artık İtalya’dan yeni göçmen almayacağını açıkladı. İtalya ile bu konuda gerginlikler yaşayan Fransa da İtalya sınırına yasadışı göçle mücadele için takviye kuvvet göndereceğini duyurdu.

Aşırı sağcı Roma hükümeti, Avrupalı ortaklarını bu göçmen akını karşısında İtalya’yı yalnız bırakmak ve bu krizi yönetmeye yardımcı olmamakla suçluyor. Hükümet, yakın zamanda adanın göçmen akınını daha iyi yönetmesine yardımcı olmak için Lampedusa'ya 45 milyon Euro ayırdı. Ancak bir yıl önce seçilen ve kitlesel göçe son verme sözü veren Başbakan Giorgia Meloni, bu sorunla tek baslarına mücadele edemeyeceklerini belirterek, AB'den yardım istedi.

Hükümet ortağı göç karşıtı Liga partisi başkanı, İtalya Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini, bu kitlesel göç dalgalarını İtalya'ya karşı bir "savaş eylemi" olarak gördüğünü söyledi. Sol muhalefet ise 2022 yasama kampanyası sırasında göçmen teknelerini "durdurma" sözü veren Meloni-Salvini ikilisinin başarısız olduğunu dile getiriyor.

AB Komisyonu, Brüksel'in durumla ilgili olarak, Roma'yla "yakın temas halinde" olduğuna dair güvence verdi ve İtalya'nın bu durumla başa çıkmak için Avrupa fonlarından halihazırda 14 milyon Euro aldığını belirtti. AB üye ülkeleri bu rekor düzeydeki göçmen akınına çözüm bulma konusunda anlaşmaya varmıyor.

Almanya ve Fransa'nın, İtalya üzerinden geçen düzensiz göçmenlerin kendi topraklarına girişini sınırlamaya yönelik tedbirleri duyurmasının ardından İtalya İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi, Avrupa İçişleri Komiseri Ylva Johansson ile görüştü. Piantedosi, görüşmenin ardından, "insan kaçakçılarına karşı yeni bir Avrupa operasyonel stratejisi" konusunda da anlaşmaya varıldığını bildirdi.

Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin bugün yaptığı açıklamada, Fransa ve İtalya'nın göç akını konusunda Avrupa Birliği'ne "önümüzdeki saatlerde" başvuruda bulunacağını söyledi. Bakan, X hesabından yaptığı açıklamada, "İtalyan mevkidaşım Matteo Piantedosi ile uzun bir görüşme gerçekleştirdik. Göçmen çıkışlarının önlenmesi ve kaçakçılarla mücadelenin güçlendirilmesi için önümüzdeki saatlerde Avrupa Birliği ile birlikte hareket etme konusunda mutabakata vardık" dedi.

AB dayanışması zor

İtalya göç baskısının AB ülkeleri arasında dağıtılmasını istiyor. Ancak AB üyesi devletlerin bir bölümü buna hiç yanaşmıyor. Özellikle Macaristan ve Polonya, başından beri buna karşı çıkınca, AB Komisyonu Haziran ayında, "gönüllü ülkelerin AB’ye giriş yapan göçmenleri paylaşması" yönünde bir anlaşma sağladı.

Çarşamba günü Almanya, Avrupa anlaşmalarında öngörülen İtalya'dan sığınmacıların gönüllü kabulünü, "güçlü göç baskısı" ve Roma'nın aynı anlaşmaları uygulamayı reddetmesi nedeniyle askıya aldığını duyurdu.

Berlin bu kararına, Roma'yı, Almanya'da bulunan ancak Dublin düzenlemesi uyarınca dosyalarının Avrupa'ya ilk giriş yaptıkları ülke olan İtalya'da işlenmesi gereken sığınmacıları geri almamasını gerekçe gösterdi. Almanya İçişleri Bakanlığı'na göre, İtalya bu yılın başından beri, geri gönderilmesi gereken 12 bin 452 kişiden yalnızca 10'unu geri aldı.

Göçmenleri gönüllü olarak ağırlayan Alman hükümetine tepkiler artarken, aşırı sağın oyları da yükseliyor. Alman İçişleri Bakanı Nancy Faeser'in Hessen'de 8 Ekim'de yapılacak bölgesel seçimlerde Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) liste başı adayı olması tartışmaları daha da alevlendiriyor.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, kendisini göç konusunda gevşek davranmakla suçlama fırsatını kaçırmayan sağ ve aşırı sağa karşı, "kararlılığın bir sinyali olarak" İtalya’dan göçmen alma anlaşmasını askıya aldığını duyurdu.

Aşırı sağın elini güçlendirdi

Benzer bir baskı Fransız hükümeti tarafından da hissediliyor. Lampedusa adasında yaşanan yeni göç dalgası, Avrupa Parlamentosu seçimlerine 9 ay kala, göç karşıtı söylemlerle Avrupa’da yükselen aşırı sağın eline de yeni bir koz verdi. Anketlerde birinci çıkan aşırı sağ parti Ulusal Bütünleşme ile "aşırı sağın da sağı" olarak adlandırılan Reconquete hareketi, hükümeti göçmen akını karşısında “gevşek davranmakla ve İtalya’yı bu mücadelede yalnız bırakmakla” suçluyor.

Ulusal Bütünleşme Genel başkanı ve AP seçimlerindeki liste başı adayı Jordan Bardella bugün Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'dan, Lampedusa adasından "tek bir göçmeni" kabul etmemesi konusunda uyardı.

Fransız aşırı sağının da sağında yer alan Reconquete (Yeniden Fetih) hareketinin AP seçimlerindeki liste başı ismi Marion Marechal Le Pen, şahsen adaya giderek, Paris ve Brüksel'i Roma’yı yalnız bırakmakla suçladı. Marion Marechal, "Lampedusa sadece İtalya'nın değil, tüm Avrupa'nın sınırıdır" diyerek üye devletleri yardıma çağırdı.

Cumhuriyetçiler’in (LR) Avrupa Parlamentosu liste başı adayı François-Xavier Bellamy de, "Göç meselesinde iflas etmiş bir Avrupa politikamız var” dedi.

Macron, eleştirilere karşı "Avrupa’nın dayanışma görevini" vurguladı ve "bu konudaki kararların İtalya ile birlikte alınacağı" güvencesini verdi.

Almanya'nın kararını eleştiren sosyalist Avrupa Parlamentosu milletvekili Raphael Glucksmann da, göç politikasında reform yapılmasının aciliyeti konusunda ısrar ederek, "Avrupa Komisyonu da aynı fikirde, ama bunu kim engelliyor? Devletler, Fransa da dahil olmak üzere Avrupa Konseyi engelliyor. Göç meselesinin ulusal yönetiminin, kıta çapında bir felaketle sonuçlanmasından korkuyorum" dedi.

Avrupa sınır güvenliği ajansı Frontex'in Perşembe günü açıkladığı rakamlara göre, Kuzey Afrika'dan ve Akdeniz üzerinden İtalya'ya düzensiz göçmen gelişi Ocak ve Ağustos ayları arasında 114 bin 300'e ulaştı. Bu sayı, 2022'nin aynı dönemine göre neredeyse iki kat fazla.

Frontex yaptığı açıklamada, "Suç grupları arasındaki şiddetli rekabetin ortasında, kaçakçıların Libya ve Tunus'tan ayrılan göçmenlerin fiyatlarını düşürmesiyle bu güzergah üzerinde artan göç baskısı önümüzdeki aylarda da devam edebilir" dedi.

İtalya'nın baskısı altında Avrupa Birliği, Temmuz ayında Tunus'la yasadışı göçü sınırlamak için, güçlendirilmiş kontroller karşılığında yüz milyonlarca Euro tutarında mali yardım içeren bir anlaşma imzaladı. Ancak Perşembe günü Tunuslu yetkililerin Avrupalı milletvekillerinden oluşan bir heyetin ülkeye girmesine izin vermemesinin ardından bu anlaşmalarla ilgili tartışmalar da büyüdü.

AB, İtalya’ya Lampedusa için 2023’te 14 milyon Euro ödedi. Komisyon, ülkeye girdiği tespit edilen her göçmen için 500 Euro, her ağırlanan göçmen için de 6 bin Euro ödüyor.

Arzu Çakır / VOA