Libya’da kaygan zemin

Yeni dönem Türkiye’nin konumu için önem taşıyor.

Libya’da kaygan zemin




Libya’da kaygan zemin

Libya’da yeni hükümetin açıklanması öncesinde İçişleri Bakanı Başağa’ya yönelik saldırı haberi “normalleşmeye sabotaj” olarak değerlendirildi. Yeni dönem Türkiye’nin konumu için önem taşıyor.

Dr. Naim Babüroğlu, Türkiye’ye de sıcak mesajlar veren Başkanlık Konseyi’nden ilk ziyaretin Kahire’ye yapılmasına dikkat çekerek Ankara’ya iki cepheyle ve Mısır’la temas öneriyor.

Yeni hükümette yer alması beklenen İçişleri Bakanı Başağa’ya yönelik saldırı iddiasında bir kişi ölmüş, iki kişi ağır yaralanmıştı. Güvenlik ve İstikrarı Destekleme Birimi suikast iddiasını yalanladı, Başağa’nın konvoyundaki güvenlik ekibini suçladı.

Libya’yı, yıl sonunda yapılacak seçime götürmesi planlanan hükümetin açıklanması öncesinde UUH İçişleri Bakanı Fethi Başağa’ya saldırı haberi ülkedeki “kaygan zemini” bir kez daha açığa çıkardı. Libya’da Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğundaki süreç kapsamında ülkeyi aralık ayında yapılması planlanan seçime götürecek geçici hükümetin bu hafta açıklanması bekleniyor. Yeni hükümet, Trablus merkezli Yüksek Konsey ve Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi’nin bir araya gelmesiyle oluşturulacak Meclis tarafından onaylandıktan sonra göreve başlayacak. Hükümete Meclis’ten onay çıkmaması durumunda onay yetkisi, Başkanlık Konseyi’ni belirleyen 74 kişilik foruma geçecek. Ülkede, hükümette hangi isimlerin yer alacağına ilişkin tartışmaların oluşturduğu sıcak bir siyasi atmosfer yaşanıyor. Mevcut hükümette yer alan bazı bakanların yeni kurulacak hükümette de yer alması Türkiye’nin bu ülkedeki konumu açısından önem taşıyor. Özellikle mevcut hükümette Türkiye’ye yakın isimler olarak anılan Savunma Bakanı Selahaddin Nemruş ile İçişleri Bakanı Fethi Başağa bu anlamda öne çıkıyor. Nemruş’un yeni kabinede koltuğunu koruması beklentisi yüksek görülürken son ana kadar pazarlıkların sürmesi bekleniyor. Trablus’ta konvoyla kent içinde hareket eden Başağa’ya önceki gün silahlı saldırı gerçekleştirilmişti. Saldırganlardan biri ölü, ikisi sağ olarak yakalandı. Saldırının geçiş hükümeti üzerinde baskı amacı güttüğü belirtiliyor. Libya’da geçiş hükümetini kuracak Başkanlık Konseyi için BM gözetiminde Cenevre’de 5 Şubat’ta Libya’nın 74 ayrı bölgesinden gelen temsilcilerin yaptığı seçimde Başağa’nın Başbakan, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in de Başkanlık Konseyi Başkanı adayı olduğu liste seçimi kazanamamıştı. Başağa-Salih koalisyonuna karşı 74 temsilcinin 39’unun oyunu alan Tobruklu Muhammed el Menfi ve Misrata bölgesinden gelen Abdulhamid Dibeybe’nin listesi seçimi kazanmıştı. Libya’da yeni hükümetin kurulması sürecini Cumhuriyet’e değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Naim Babüroğlu, yeni Başkanlık Konseyi’nin göreve başlamasının ardından Türkiye’ye yönelik de sıcak mesajlar geldiğini, ancak Başbakan Abdülhamit Dibeybe’nin ilk ziyaretini Kahire’ye yaparak Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yle görüştüğüne dikkat çekti.

‘MISIR’LA İŞBİRLİĞİ’

Babüroğlu, “Bu da yeni yönetimin bir denge arayışı içinde olduğunu gösteriyor. Yeni hükümet, komşusu Mısır’la işbirliğine önem vereceğinin işaretini verdi. Türkiye’nin, yeni geçici yönetiminin, Sarraj’ın başbakanlığındaki UUH döneminde olduğu gibi devam edeceği ve ilişkilerde bir değişiklik olmayacağı yönünde aşırı iyimser bir beklenti içinde olmaması gerekir. Libya’da şu an çok kaygan bir zemin var” dedi. BM öncülüğünde yürütülen görüşmelerde Libya’daki tarafların, ülkedeki tüm yabancı güçlerin çekilmesi üzerinde sağladığı uzlaşıyı vurgulayan Babüroğlu, BM ve ABD’nin, ülkeyi terk etmesi gereken yabancı güçler arasında Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin yanında Türkiye’yi de saydıklarını belirtti. Babüroğlu, şöyle konuştu: “Türkiye’nin oradan askeri varlığını çekmesi demek Libya’daki ağırlığını yitirmesi, Libya ile Türkiye arasındaki deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının sonlandırılması gibi sonuçlara yol açabilir. Türkiye’nin oradaki varlığını devam ettirmesi için Libya’da Mısır ve Rusya’yla işbirliği yapması gerektiğini düşünüyorum. Libya’daki kaygan zeminde Mısır ve Rusya önemli aktörler. Türkiye’nin bu kaygan zeminde kendi çıkarlarını Mısır ve Rusya’yla işbirliğini artırarak ve Libya’daki doğu cephesiyle de ilişki kurarak koruyabileceğini düşünüyorum. Mısır, doğu cephesini destekliyor, ancak Trablus’ta elçilik açacağını açıkladı, yani Libya’daki tüm taraflarla ilişki kuruyor. ABD ve Rusya da Libya’daki tüm taraflarla görüşüyor. Türkiye’nin de iki cepheyle görüşmesi lazım. Sadece Trablus’la ilişki kurup ülkedeki diğer tarafları yok saymak Türkiye’ye fayda getirmez.”

Cumhuriyet