Maas: Salgında mültecilerin korunması zorunlu
Türkiye'den uluslararası topluma çağrı
Almanya Dışişleri Bakanı Maas, salgın döneminde mültecilere yönelik korumanın artırılması çağrısında bulundu. Türkiye de mülteciler konusunda uluslararası topluma "adil yük ve sorumluluk paylaşımı" çağrısı yaptı.
Koronavirüs salgınının sığınmacı ve mültecilerin koşullarını zorlaştırdığı belirtiliyor
Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla Almanya ve Türkiye'den yapılan açıklamalarda, koronavirüs salgını nedeniyle mültecilerin durumunun daha da zorlaştığına ilişkin uyarıda bulunuldu.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas geçen yıl yaklaşık 79 milyon 500 bin kişinin evini terk etmek zorunda kaldığını hatırlatarak bu sayının neredeyse Almanya'nın nüfusu kadar olduğunu belirtti. Maas, bunu "üzücü yeni bir rekor" olarak nitelendirdi.
Küresel koronavirüs salgını nedeniyle özellikle şimdi mültecilerin korunmasının ve temel hizmetlerin sunulmasının "sıklıkla ölüm ile yaşam arasında belirleyici olan bir zorunluluk" olduğunun altını çizen Maas, "Sıklıkla dar alanlarda yaşamak zorunda kalan mülteciler arasında virüsün yayılmasını engellemek için ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
Türkiye'den uluslararası topluma çağrı
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, koronavirüs salgınının hassas durumdaki mültecilerin koşullarını daha da ağırlaştırdığı belirtilerek, "Salgınla mücadele etmek amacıyla birçok ülkenin kendi içine döndüğü bir dönemde alınan önlemlerin, mültecilerin ve sığınmacıların durumunu olumsuz etkilediği görülmektedir. Mültecilerin ve sığınmacıların korunması ve başta sağlık olmak üzere, temel hizmetlere hızlı ve etkin şekilde erişimi daha da elzem hale gelmiştir" ifadesi kullanıldı. "Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan" Türkiye'nin mültecilerin "korunması, her türlü temel hizmete ulaşması, salgın hakkında bilgilendirilmesi ve en kırılgan durumda olanların desteklenmesi" için gereken önlemleri aldığı belirtilerek, bu konuda uluslararası çabaların da sürdüğü vurgulandı.
"Mültecilerin ve sığınmacıların yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve sorunlarına kalıcı çözümler bulunması uluslararası toplumun ortak sorumluluğu ve görevidir" denilen açıklamada, "başta donör ülkeler olmak üzere, tüm paydaşlara adil yük ve sorumluluk paylaşımı" çağrısı yapıldı. Açıklamada, "Salgın döneminde ve sonrasında bu görevin daha önemli ve acil hale geldiğini düşünüyoruz" denildi.
AB'ye mülteci siyasetinde değişiklik çağrısı
Alman Protestan Kilisesi'ne bağlı yardım kuruluşu Dünya için Ekmek (Brot für die Welt) de Avrupa Birliği'nden (AB) yeni bir mülteci siyaseti talebinde bulundu. Yardım kuruluşunun başkanı Cornelia Füllkrug-Weitzel, Almanya'nın AB dönem başkanlığı sırasında bu konuda "belirleyici adımlar" atması gerektiğini ifade etti. Kamu radyosu RBB-Inforadio'ya konuşan Füllkrug Weitzel, adil iltica süreci ile mültecilerin AB içinde adil dağılımının Avrupa çapında hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Katolik Kilisesi'ne bağlı yaklaşık 160 yardım kuruluşunu çatısı altında toplayan Caritas Internationalis, "2020 yılı mültecilerin ihtiyaçlarına yönelik yeni yanıtlar bulmalı" açıklamasında bulundu. Genel Sekreter Aloynis John, korona krizi gibi mülteci sorununun da küresel dayanışma gerektirdiğini vurguladı. John, insanların kaçmalarına yol açacak nedenlerle etkin bir şekilde mücadele edilmesi ve fırsat eşitliği sağlayan ekonomik bir sistemin oluşturulması halinde bu dayanışmanın mümkün olacağını ifade etti.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) verilerine göre, 2019 yılında 79 milyon 500 bin kişi yaşadığı yerden kaçmak zorunda kaldı. UNHCR'ın yıllık raporunda, bu sayının dünya nüfusunun yüzde 1'ini oluşturduğuna dikkat çekildi.
Deutsche Welle Türkçe