Macron’un tartışılan Ortadoğu gezisi: “Hamas’a karşı IŞİD koalisyonu” önerisi ölü mü doğdu?

“Gazzeli de Fransız da İsrailli de aynı”

Macron’un tartışılan Ortadoğu gezisi: “Hamas’a karşı IŞİD koalisyonu” önerisi ölü mü doğdu?




Macron’un tartışılan Ortadoğu gezisi: “Hamas’a karşı IŞİD koalisyonu” önerisi ölü mü doğdu?

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 24 Ekim’de Tel Aviv’de İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüşmesinde, kendi diplomasi ekibi dahil herkesi şaşırtan bir öneride bulundu.

Macron, Hamas’ın da IŞİD gibi bir terör örgütü olduğundan hareketle, “IŞİD için kurulan uluslararası koalisyonun Hamas’a karşı da kurulmasını” gündeme getirdi.

Macron, Filistin-İsrail çatışmalarının sona ermesi için 3 aşamalı bir plan çizerek, önce Hamas’a karşı uluslararası koalisyon, ikinci adımda Gazze halkına insani ve ekonomik yardım, son adımda da “iki devletli çözüm için barış görüşmelerinin yeniden canlandırılmasını” önerdi.

Macron’un ikinci ve üçüncü adım önerilerine dünyada pek çok ülke katılıyor. Ancak “uluslararası koalisyon” oluşturma önerisi Fransa’da sert yankı buldu.

Fikir, Macron’un İsrail Başbakanı Netanyahu ile makamında yaptığı bir buçuk saatlik görüşmeden çıktı. Görüşmenin ardından açıklama yapan Macron, “Fransa, Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı oluşturduğumuz uluslararası koalisyonu, Hamas’a karşı da mücadele edebilmek için oluşturmaya hazırdır. Terörizm hepimizin ortak düşmanıdır ve Hamas terör örgütüdür” dedi. Macron, Ortadoğu ülkelerinin de bu koalisyona katılmasını beklediğini söyledi.

Irak ve Suriye'de IŞİD'e karşı dokuz yıldır mücadele yürüten koalisyon güçleri, 86 devletin biraraya geldiği bir yapı.

Koalisyon, ABD dahil Avrupa Birliği ve NATO ülkelerinin yanısıra Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar'ı da kapsıyor. Macron nasıl bir koalisyon önerdiğini net olarak açıklamadı, ancak Hamas ile IŞİD’i aynı kefeye koyması bile bu önerinin sert eleştirilmesine yol açtı.

Bu öneri sadece Washington, Londra, Riyad, Ankara gibi IŞİD’e karşı koalisyona katılan başkentlerde değil, Paris’te dahi büyük şaşkınlık yarattı.

Le Monde gazetesi, Macron’un önerisine Fransa Dışişleri Bakanlığı'nın da şaşırdığını, önerinin Macron’un güvenlik danışmanı Xavier Chatel’den geldiğini yazdı.

''Ölü doğmuş bir fikir''

VOA Türkçe’ye konuşan Ortadoğu uzmanı gazeteci-yazar Georges Malbrunot, önerinin Xavier Chatel’den geldiğini öğrenince şaşırmadığını söyledi.

Malbrunot, ''Yani Dışişleri’nde ve Elysee’de stratejik alanda görev yapan ve Ortadoğu’yu çok az bilen ya da bilmeyen birinden gelmesi. Dışişleri böyle bir inisiyatif karşısında çok büyük bir sürpriz yaşadı. Bu nedenle bu fikir ‘ölü doğmuş’ bir fikirdir. Ne El Sisi, ne de Kral Abdullah bu fikri destekledi. Bana Ürdünlü bir yetkilinin verdiği bilgi bu yönde” dedi.

IŞİD-Hamas imaj çatışması

Başkentlerde IŞİD ile Hamas’ın bir tutulamayacağına dair sesler yükselmeye başladı. IŞİD’de somutlaşan “mutlak kötülük” imajının, Hamas’ın “İsrail’e karşı 100 yıldır sürdürülen savaşın en önemli eylemi olarak gören Filistin halkının sosyal dokusuna ait savaşçılar” imajıyla birleştirilemeyeceği görüşleri dile getirildi.

Öneri, Filistin topraklarında yankı bulmadı; Arap dünyasında ise “patlayıcı bir etkisi” olabileceği uyarısı yapıldı. Macron öneriyi açıklarken yanında duran Başbakan Netanyahu bile söz sırası kendisine gelince, her ne kadar bu benzetmeden memnuniyet duysa da Macron’un teklifinin “sembolik yanına” dikkat çekti.

Macron’dan önce ABD Başkanı Joe Biden, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile görüşen ve Hamas saldırılarının ardından, Gazze’ye başlatmayı planladığı kara operasyonu için destek arayan Netanyahu, “Hamas, Avrupa’dan binlerce kilometre uzaktaki IŞID değil, Fransa’nın banliyölerindeki IŞİD gibi. Batı, İslamcı hareketlere karşı bir medeniyet savaşına girişti. Eğer Hamas galip gelirse hepimiz kaybederiz. Avrupa da tehlikeye girer. Medeniyetler tehlikeye girer” dedi.

18 gündür İsrail ablukası altında açlık ve salgın riskiyle karşı karşıya kalan 2,5 milyon Gazzeli sivilin yaşadığı drama yönelik tepkiler Birleşmiş Milletler'de ele alınırken, Macron’un Netanyahu ile görüşmesinde “uluslararası koalisyon” önerisini getirmesi; ateşkes ya da “insani gerekçelerle çatışmalara ara verilmesi” gibi önerilerde bulunmaması, Batı'da “sivillerin korunmasına yönelik” ikinci adım önerisini de etkisizleştirdi.

“Gazzeli de Fransız da İsrailli de aynı”

Aynı gün Ramallah’a giderek Filistin Yönetimi lideri Mahmut Abbas ile biraraya gelen Macron, “Biz çifte standart uygulamıyoruz. Bir Gazzeli’nin de bir Fransız’ın da bir İsrailli’nin de hayatı bizim için aynı değerdedir” dese de bu açıklamalar, “Hamas ve IŞİD aynı” sözlerinin gölgesinde kaldı.

Macron, Tel Aviv ve Ramallah’a düzenlediği geziyi bir “Ortadoğu” gezisine çevirerek, eşi Filistinli olan ve topraklarında çok sayıda Filistinli'nin yaşadığı Ürdün Kralı Abdullah ile biraraya geldi. Bu görüşmeden sonra açıklama yapılmadı.

Ortadoğu uzmanı, kendisi de Irak savaşı sırasında esir düşen Le Figaro yazarı Georges Malbrunot, Ürdünlü kaynakların Kral'ın “Hamas ile IŞİD’i aynı kefeye koymasından ve Ortadoğu ülkeleriyle birlikte bir koalisyon gücü oluşturarak Hamas’ı bombalama” önerisinden rahatsız olduğunu ve bunu da Macron’a ilettiğini, bu nedenle ortak açıklama yapılmadığını yazdı.

''Girişim Fransa'da saldırıları arttırabilir''

Fransa’da da siyasetçi ve uzmanlardan eleştiriler Çarşamba sabahı yükselmeye başladı. Televizyon kanallarında ziyareti değerlendiren uzmanlar, Hamas ile IŞİD arasındaki derin ayrılıklara dikkat çekerek, “Fransa’nın Gazze topraklarını bombalamasının korkunç bir etki yaratacağını” dile getirdi.

Güvenlik ve terör uzmanları ise böyle bir girişimin Fransa’da yankısı olacağı ve saldırıların artacağı uyarısında bulundu.

VOA Türkçe’ye Macron’un koalisyon kurma önerisini değerlendiren Georges Malbrunot, “Bu iyi bir fikir değildi. Çünkü yapılamayacak, uygulanamayacak bir öneriydi. IŞİD karşıtı koalisyonda yer alan birçok Arap ülkesi İsrail’i desteklemiyor, tam tersine Filistin halkının davasını destekliyor. IŞİD ve Hamas’ın durumu karşılaştırılamaz. IŞİD, zor kullanarak toprak elde eden bir örgüt. Hamas ise barbarlık yaptı ama toprak elde etmedi. Son olarak, operasyonel açıdan, IŞİD karşıtı koalisyon Suriye ve Irak’ta bombardımanlar gerçekleştirdi. Aynı koalisyonda, mesela Fransız uçakları, nasıl Gazze’ye gidip, havadan Gazze şeridinde ya da başka yerde bombardıman yapacak? Bunu önermek tümüyle, ayakları havada, absürt, tutarsız bir öneriydi” diye değerlendirdi.

Elysee’den geri adım

Peki bu koalisyon nasıl kurulacak, kimler katılacak? Macron bu konuda net açıklama yapmadı. Ancak öneriye yükselen tepkiyi engellemeye çalışan Elysee Sarayı devreye girdi. Saray, koalisyonun yalnızca sahadaki operasyonlar anlamına gelmediğini, “aynı zamanda Irak güçlerinin eğitimini, ortaklar arasında bilgi paylaşımını ve terörizmin finansmanıyla mücadeleyi de içerdiğini” ekledi. Ancak bu açıklama da yetersiz kaldı.

Konuya ilişkin bir makale yayınlayan düşünce kuruluşu Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nün (IFRİ) Güvenlik Çalışmaları Merkezi'nde araştırmacı Heloise Fayet'e göre bu eklemelere rağmen koalisyon önerisi “oldukça belirsiz” kalıyor.

Fayet, “IŞİD'le karşı karşıya kalan onlarca devlet birleşti. Ancak Hamas, siyasi ve ideolojik olarak İslam devletinin olabileceği ortak düşmanı temsil etmiyor. Fransa bu öneriyi hayata geçirirse tek başına ilerleyecek gibi görünüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Dünyanın önde gelen askeri gücü ve IŞİD karşıtı koalisyonun lideri ABD, aynı çizgide yürüyecek gibi görünmüyor. Washington Post'un aktardığı ayrıntılara göre Joe Biden, Salı günü Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ile konuştu ve görüşme “bölgede istikrarı korumaya ve çatışmanın yayılmasını önlemeye yönelik daha geniş diplomatik çabalara” odaklandı.

Fransa'nın Avrupa Birliği içindeki en yakın müttefikleri dahil hiçbir lider, Macron’un önerisini desteklemek için açıkça konuşmadı. Peki ya Arap ülkeleri? Héloïse Fayet'e göre “Hamas'ın destekçisi” Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerin terör örgütüne karşı birlik olmaları “son derece düşük” ihtimal.

Bu görüşü jeopolitik ve Ortadoğu uzmanları da paylaşıyor. Uzun yıllar Fransa’da BBC için savaş muhabirliği yaptıktan sonra, Lübnan’daki köklü araştırma enstitüsü Arap Birliği Araştırma Merkezi'nde çalışmalarını sürdüren Muhammed Ballout, VOA Türkçe’ye, “Bugün hiçbir Arap devletinin Gazze Şeridi'ne, Filistin halkının üzerine bomba göndermeyi kabul etmeyeceğini” belirtti.

Ballout, “Bu iyi hazırlanılmayan öneri yalnızca İsrail’e destek amaçlı, onun duymak istediği bir açıklama. Hamas ile IŞİD arasındaki farkın bilinmediğinin açık olduğu, bir boşluk doldurulabilir mi kaygısıyla alelacele dile getiriliyor belli ki” dedi. Önerinin Arap ülkeleri üzerindeki etkisini ise, “Filistin halkı için etkisiz bir açıklamaydı. Hamas ile tarihi rekabet içindeki Mısır ve Lübnan için bile paylaşılan bir öneri değil” dedi.

Ballout, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hamas özgürleştiren bir örgüttür, terör örgütü değildir” çıkışını da, “Türkiye başta İsrail ve Batı ile düzeltmeye çalıştığı ilişkileri yıkmamak için sessiz kaldı. Ancak iki hafta sonra böyle bir çıkış yaparak çözümde aktif rol almayı deniyor” dedi.

Salı günü Kral Abdullah’la görüşmenin ardından Mısır’a hareket eden Macron, Hamas’ın temsil ettiği Müslüman Kardeşler’e karşı savaş açan Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi’den de bu yönde bir destek bulamadı.

Soru alınmayan ortak basın açıklamasında Macron, açıklamasından geri adım attı; “Hamas’a karşı IŞİD için kurulan koalisyonun aynısını kuralım” cümlesinden vazgeçerek, “IŞİD’e karşı koalisyon güçlerinin verdiği mücadeledeki tecrübelerden yararlanılarak, Hamas ile de mücadele edilebilir” demek zorunda kaldı.

Le Monde gazetesi bu dönüşü başyazısında, “Emmanuel Macron'un önerisi, kötü kurgulanmış ve başlangıçta gerçekçi olmayan bir öneri, ama İsrail'in Gazze'nin işgali projesini ve bunun hesaplanamaz sonuçlarını savuşturmanın başka bir yolu” diyerek, Macron’un önerisinin arkasındaki "Gazze'nin işgalini engelleme niyetine dikkat çekiyor.

Le Figaro gazetesi, İsrail basınında bile Macron’un önerisinin “çok küçük bir haber olarak” değerlendirildiğini belirterek, sabah saatlerinde grup toplantısına açıklama yapan Erdoğan’ın “Hamas terörist örgüt değildir” sözlerinin çok daha fazla yer aldığına dikkat çekti.

Arzu Çakır / VOA