Mansur Yavaş için Ersan Şen raporu
Mansur Yavaş'ın yargılandığı davada Prof. Dr. Ersan Şen'den uzman mütalaası alındı.
Mansur Yavaş'ın yargılandığı davada Prof. Dr. Ersan Şen'den uzman mütalaası alındı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yargılandığı “çek” davanın duruşması Cuma günü görülecek.
Mansur Yavaş hakkında, 600 bin dolarlık senedin tahsili için ihtilafa düştüğü iddia edilen Necmettin Kesgin'in şikayeti üzerine, “görevi kötüye kullanma” ve “kişilerin huzur ve sükununu bozmak” suçlarından dava açılmıştı.
31 Mart seçimlerinden hemen önce açılan ve AKP tarafından gündemde tutularak Yavaş’a karşı kara propaganda haline getirilen davada yeni gelişmeler yaşandı.
Yavaş’ın “Görevi kötüye kullanma” ve “Kişilerin huzur ve sükunu bozma” suçlamasıyla yargılandığı davada Mansur Yavaş’ın avukatları, Prof. Dr. Ersan Şen’e başvurarak “uzman mütalaası” talep etti.
ŞEN: KESGİN SENEDİ VERDİĞİNİ SES KAYITLARINDA KABUL EDİYOR
Prof. Dr. Şen, verdiği mütalaada, Mansur Yavaş'ın şikayete konu icra takip işlemlerinde "vekil" sıfatıyla değil, senede dayanan şahsi alacağının tahsili amacıyla "alacaklı" sıfatıyla hareket ettiği anlaşıldığını belirtti.
Şen, Necmettin Kesgin'in senetteki imzayı inkar etmesine de değindi. Prof. Dr. Şen senedin Kesgin tarafından Yavaş'a verildiğine dair dava dosyasında tanık beyanlar ve Kesgin tarafından çekilen gizli kamera kayıtları olduğunu belirtti. Şen, dava dosyasına konu olan bilgisayara dair bilirkişi raporunda, ses kaydının dökümünün yer aldığını ve Kesgin'in Mansur Yavaş'a 29.03.2011 tarihli senedi verdiğini açıkça kabul ettiğini belirttiğini kaydetti.
“'SUÇA TEŞEBBÜS' HALİNİN DAHİ TARTIŞMAYA KAPALI OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR”
Mansur Yavaş'ın Kesgin'in verdiği senedi avukatı aracılığıyla "alacaklı" olarak icraya koyduğunu belirten Ersan Şen, uzmanlık mütalaasında "Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2017/10202 sayılı dosyasında başlattığı icra takip talebinde 'Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/695 E. sayılı dosyasında mevcut alacak davası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla' şerhini koyduğu, böylece 29.03.2011 tarihli senedin tahsili amacıyla açılan alacak davasının İcra Müdürlüğü'ne bildirdiği ve mükerrer tahsilat yapılmasını engellendiği görülmektedir. 'Tahsilde tekerrür olmaması' yönündeki bu kayı, 'suça teşebbüs' halinin dahi tartışmaya kapalı olduğunu göstermektedir" dedi.
“ASIL MAĞDUR YAVAŞ”
Şen mütalaasında, Mansur Yavaş'ın 600 bin dolarlık alacağını tahsil edemediği somut olayla, Yavaş’ın yarar ve haksız kazanç elde ettiğinden bahsedilemeyeceğini, aksine Kesgin'den ziyade Yavaş'ın mağduriyetinden ve zararından söz edilebileceğini belirtti.
AVUKATLARINDAN DİLEKÇE: HEMEN BERAAT ETMELİ
Yavaş’ın avukatları Hıfzı Çubuklu ve Nazlı Çubuklu Saygılı da mahkemeye bir dilekçe verdi. Dilekçede Yavaş hakkındaki suçlamalara ilişkin hukuki görüşlere yer verildi ve Yavaş hakkında bir an önce beraat kararı verilmesi gerektiği vurgulandı.
ADALET BAKANLIĞI SEÇİMLERDEN ÖNCE HUKUKSUZ SORUŞTURMA İZNİ VERDİ
Ersan Şen’in uzman mütalaasına da değinilen dilekçede Yavaş hakkındaki suçlamalarda ilgili savcılığın soruşturmaya gerek duymadığı ancak Yavaş’ın aday olacağının duyulmasının ardından Adalet Bakanlığı’nın müdahale ederek dava açılmasını sağladığa belirtildi.
Dilekçede şu noktalara değinildi:
“Esasen Müvekkil hakkında iddia edilen suç Türk Ceza Kanunu’nun 156. Maddesinde ayrı bir suç olarak tanımlandığına göre bu madde gözetilerek maymuncuk vazifesi gören Memuriyet Görevini Kötüye kullandığından bahisle yeni bir suç yaratmak hukuka aykırıdır.
(Şikâyetçi tarafından 6.11.2017 tarihinde verilen iddia konusuna ilişkin şikâyet dilekçesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Avukat ve Noter Suçları Bürosunun 2017/39727 soruşturma numarasına kaydedilmiş ve yapılan soruşturma neticesinde 1.11.2018 tarihli inceleme fezlekesinde “SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİNE YER OLMADIĞI KANATİ” ile Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. İşte bu tarihte Müvekkilin Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olacağına yönelik haberler de çıkmaya başlamıştır. Bu süreçte Adalet Bakanlığınca 12.12.2018 tarihli OLUR ile Müvekkil hakkında iddiaların soruşturulması talimatı verilmiştir. Soruşturma izni verilmemesinde yer alan ifadeler aynen yazılarak bu kez 11.02.2009 tarihinde “KOVUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ GEREKTİĞİ” kanaatini içerir 2019/33 no.lu fezlekeye Adalet Bakanlığınca OLUR verilmiştir. Akabinde yerel seçimlerden bir hafta önce 27.02.2019 tarihinde Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca bizce tümüyle hukuka aykırı söz konusu İddianame düzenlenmiştir. Nitekim bu haksız ve hukuka aykırı itham ve iddialar ile kamuoyunun uzun süre meşgul edildiği malumdur.)
“ADALET BAKANLIĞI DÂHİL HİÇBİR MERCİİN…”
Yavaş hakkındaki "kişilerin huzur ve sükununu bozmak" suçlamasına da değinilen dilekçede, konu hakkında daha önce kovuşturmaya yer olmadı kararı verildiği belirtildi. Takipsizlik kararının kesinleştiği ancak yeni delil olmadığı halde seçim sürecinden önce Adalet Bakanlığı tarafından Yavaş hakkında soruşturma izni verildiği kaydedildi.
Dilekçede konuyla ilgili şunlar kaydedildi:
“Ceza Muhakemesi Kanunu m.172/2 uyarınca, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta Sulh Ceza Hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.
Somut olayda, Ceza Muhakemesi Kanunu m.173/2’ye aykırı hareket edilmiş, yeni delil mevcut olmadığı halde ve takipsizlik kararı usulüne uygun şekilde Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla kaldırılmadığı halde, Adalet Bakanlığı tarafından iddiaya konu bu suç yönünden soruşturma izni verilmiştir.
Takipsizlik kararı usule uygun şekilde mahkeme kararıyla kaldırılmadıkça, Adalet Bakanlığı dâhil hiçbir merciin, yeni bir fiil veya yeni bir delil olmadıkça soruşturma ve ardından da kovuşturma açması hukuken mümkün değildir. Bunun aksi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen “Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararının Kaldırılması” usulüne aykırıdır. Yeni delil olmadıkça ve usulüne uygun şekilde Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı kaldırılmadıkça aynı iddia yönünden soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. Müşteki daha öncesinde aynı iddiaya dayanarak (aynı fiilden) şikâyetini yapmış ve bu şikâyet 26.10.2016 tarihli takipsizlik kararıyla sonuçlanmıştır.”
31 Mart seçimlerinden önce AKP’nin en tepe isminden en alt kadrosuna kadar Ankara sokaklarında Yavaş aleyhine propaganda yaptığı davanın özeti böyle. Seçimleri kazanabilmek adına Yavaş’ın daha önceden kapanan davaları Adalet Bakanlığı tarafından usulsüz bir şekilde yeniden açılmış.
Mansur Yavaş’a göz göre göre bu adaletsizliğe imza atan Adalet Bakanlığı, sıradan vatandaşa neler yapmaz acaba?
Odatv.com