‘Masa da masaymış ha’

ORTAK DİLİN ADIMLARI: ADALET YÜRÜYÜŞÜ

‘Masa da masaymış ha’


‘Masa da masaymış ha’

CHP Parti Meclisi Üyesi, Hukukçu Umut Akdoğan, muhalefet liderlerinin ortak zeminde gerçekleştirdiği çalışma üzerinden değerlendirmede bulunuyor.

Başlık, büyük edebiyatçımız Edip Cansever’in şiirinden. Masanın ne kadar güçlü olduğunu, tüm yüklenmeye rağmen sadece bir iki sallandığını ama sapasağlam durduğunu çok güzel ifade eden bir dize. Altılı masa için de kullanılacak en güzel ifade de bu olsa gerek. Zira şairin betimlediği gibi masa, yaşama sevincini, geleceğin anahtarlarını, çiçekleri, insanlarımızın sütünü yumurtasını, pencereden gelen ışığı taşıyor. Tüm bunların karşısında duranların ölçüsüz yüklenmelerine karşın dimdik ayakta.

***

Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye anılsa da literatürde “patronlu başkanlık sistemi” diye bilinen bir sistemle savruluyoruz. Kuvvetler ayrılığının yürütme potasında eritildiği bu sistemin verdiği tüm zararları yurttaşımızın gündeminden çıkarıp, “birlikte çokça kazanıp, hepimize hakça paylaştırabilmek” için bu masa ayakta.

***

Varsıllar çokça kazanır, yoksullar zifiri karanlıktadır bu sistemde. Yaşanan tam olarak bu ve herkes farkında. Yapılan anketler de bunun göstergesi.

Kamuoyu yoklamalarına baktığımızda, son dönemde yurttaşlarımızın cebine dokunan maddeler art arda sıralanıyor. Ak Parti’nin bugüne dek her seçimde güçlü çıktığı, anketlerde gücünün eridiği net olarak gözüken Ankara Sincan’da yüzde 85’leri geçen bir oranla hayatımızın gerçekliği ortaya çıkıyor. Ucu ekonomiye dayanan sorunlar böylesi yüksek bir oranda başı çekiyor. İkinci sırada ise göç geliyor. Aynı yoklamalarda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde halkın mutsuz olduğu, sistemden memnun olmadığı net biçimde görülüyor. Başka bir ifadeyle tüm musibetlerin temel sebebi, OHAL şartlarında oylamaya sunulan ve kimseye güven vermeyen bu sistem yaşamımızı kemiriyor. Türkiye’nin dört bir yanında sokakta tokalaşırken tutuğumuz elini elimizden ayırmayarak bizlerle konuşan herkes bunu belirtiyor. Çünkü, Fuzuli’ye atıfla, sokakta “dert çok, hemdert yok”.

***

Kılıçdaroğlu, toplumun, daha önce belki de hiç ulaşamadığımız tüm kesimleriyle farklı vesilelerle bir araya geliyor. Helalleşme gibi, son yılların en önemli barış projesinden ekonomiye, muhtarların sorunlarından gençlere, apartman görevlilerinden, kadınlara kadar her alanda yaralara çareler sunuyor. İktidarımızda yaralara merhem yapacağımız, ülkemizin kronikleşmiş sorunlarına karşı sunduğumuz çözüm önerileri dikkatle dinleniyor. Asgari müştereklerden daha fazlasında mutabakata varan, bir masanın etrafından toplanan ve ülkemizin geleceğini belirleyen altı siyasi parti, bu sihirli ifadeye katkı sunuyor: Ortak dil.

***

Bu dil yaşamsal konularda konuşuyor, ortak çıkan her ses masamın güveni artıyor. 6 partinin genel başkanlarının kararıyla oluşturulan Seçim Güvenliği Komisyonu seçim öncesi, esnası ve sonrasında birlikte neler yapılacağını masaya yatırdı ve raporunu açıkladı. Kurumsal Reform Komisyonu kendi alanında ortak dil meydana getiriyor. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Yol Haritası Komisyonu gerçek anlamda demokratik hukuk devletine geçiş yolunu organize ediyor. Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu ise tüm bu ortak dili ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme dair düzenlemeleri yasal alana taşıyor. Yetmez! Türkiye’nin kanayan yarası, ortak dile ihtiyaç duyulan alanların başında gelen göç yönetimi alanında komisyon kuruldu. Her seçenek düşünülüyor. Toplum meselelerin hem ruhuna hem de lafzına bakarak kendisini güvende hissediyor.

ORTAK DİLİN ADIMLARI: ADALET YÜRÜYÜŞÜ

“Hak hukuk adalet” sloganıyla Kılıçdaroğlu önderliğinde Ankara Güvenpark’tan başlayarak, İstanbul Maltepe Meydanı’nda sona eren Adalet Yürüyüşü’nde atılan her adım ortak dilin özlemini duyanlar ve bunun için çabalamaya hazır olanlarındı. Sonuç itibariyle aynı mücadele altı farklı siyasi partinin bir masa etrafından buluşmasıyla farklı bir boyuta taşındı. Artık bu iş oldu. Ortak dil yalnızca seçim öncesinde değil sonrasında da ülkeyi yönetirken de hakim olacak. Yani masa yalnızca iktidar olurken değil ülkeyi bir uçurumdan çekip çıkartırken de tüm yükleri taşıyacak.

***

İçinde bulunduğumuz durum toplumsal fay hatlarının kırılması üzerine inşa edilen siyasetin sonucudur. 6’lı masa bu fay hatlarını kıran değil, buralarda biriktirilen negatif enerjiyi pozitife çevirme ve toplumun birlikteliğini en üst düzlemde kurma çabasıdır. Bu bizim siyasi tarihimizde bir ilktir. Bunu hep birlikte başarmak zorundayız.

***

Yapılan her çalışma toplumdaki büyük umudu da körüklemeye devam edecek. Küçük ya da büyük demeden katkı sunmak ise siyasi ahlakın ötesinde bir yurttaşlık sorumluluğu olarak tarihteki pırıltılı yerini alacak.

Altılı masa ortak dil üretiyor, umudu örgütlüyor, gelecek güzel günleri müjdeliyor. Hem de iktidarın tüm yüklenmesine ve ortalığı karıştırma arzusuna rağmen. Masayı Cansever çok güzel tarif ediyor: “Masa da masaymış ha Bana mısın demedi bu kadar yüke Bir iki sallandı durdu…"

KARAR