Mata Hariler.. Motosikletli kadın ajanlar.. İran’da Mossad operasyonları…

Abdullah Ahmed Abdullah.. Tahran'da öldürüldü..

Mata Hariler.. Motosikletli kadın ajanlar.. İran’da Mossad operasyonları…


FEHMİ KORU YAZDI...

Mata Hariler.. Motosikletli kadın ajanlar.. İran’da Mossad operasyonları…


Abdullah Ahmed Abdullah.. Tahran'da öldürüldü.. (Grafik Washington Times'tan)

Nicedir yazacaktım, bugüne nasipmiş…

Bugünkü gazetelerde “İran’ın nükleer programının mimarlarından” olduğu özellikle belirtilen Mohsen Fakhrizadeh’nin suikasta uğradığı haberini okuyacaksınız. Fakhrizadeh Abderd’te saldırıya uğramış. Yanında korumaları da varmış ve çatışma olmuş. Fakhrizadeh ile bir koruması çatışmada ağır yaralanmış. Hastaneye kaldırılan Fakhrizadeh orada hayatını kaybetmiş. İran olaydan İsrail’i suçluyormuş. İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu, 2018 yılında, onun adını anmış zaten…

Konuyu çağıran bu haber oldu. 

[Hürriyet hem bu haberi verdi, hem de Mossad’ın İran’daki diğer operasyonlarını haberleştirdi.

Mohsen Fakhrizadeh en sağdaki..

Aslına bakarsanız bu tür suikastların ilki 2007 yılında meydana gelmiş, ancak o zaman İran yetkilileri İsrail’i suçlamak yerine, sağda solda suikastlarda Mossad’ın parmağı olduğunu akla düşürecek haberler çıktığında, “Mossad İran içerisinde operasyona kalkışacak ha, mümkün değil” türünden açıklamalar yapmışlardı.

Şimdi hemen İsrail suçlanıyor, hem de İranlı yetkililer tarafından…

Haklılar da.

Okunası bir kitap

Mossad içerisinde var olan özel bir birim Ortadoğu bölgesinde nükleer alandaki çalışmaları yakından takip ediyor. Hiçbir ülkenin -ama özellikle İran’ın- nükleer silaha sahip olması istenmiyor. Çalışmalarda görev alan bilim insanları, uzmanlar o birimin hedefi. Kimi bu son olayda yaşandığı gibi çatışmada, kimi ise daha sofistike yöntemlerle öldürülüyor.

Bu yıl Türkçesi de çıkan ‘Mossad’ adlı kitabın yazarları Michael Bar-Zohar ile Nissim Mishal İsrail dış istihbarat biriminin yurt dışında yaptığı operasyonlara kitapta en geniş bölümü ayırmış. İçeriden aldıkları bilgilere dayanarak operasyonların nasıl işlendiğini anlatıyorlar.

Kitaptan Mossad’ın yurtdışı operasyonlarda özellikle kadın ajanları kullandığını öğreniyoruz.

Seri suikastların başladığı tarih 2010 yılı. O yılın başlarında, 12 Ocak günü, sabah 07.50’de, Prof. Masoud Ali Mohammadi görevli olduğu Şerif Teknoloji Üniversitesi’ne gitmek için aracına binmek üzere İran’ın kuzeyindeki evinden çıktı. Aracına bindiğinde çevreyi sarsan büyük bir patlama oldu. Kuantum fizik profesörü 50 yaşındaki Mohammadi’nin uğradığı suikast hemen “Mossad işi” olarak açıklandı.

Aynı yılın sonlarına doğru, 29 Kasım günü, yine hemen hemen aynı saatlerde, bu defa 45 yaşındaki fizik profesörü Majid Shahriyari suikasta uğradı. Eşiyle birlikte Kuzey İran’daki evinden çıkan Dr. Shahriyari’nin aracının arka camındaki sileceğe kendisini takip eden motosikletli biri tarafından bir bomba yapıştırıldı. Suikastçı kasklı biriydi, hemen ortadan kayboldu.

Eş zamanlı olarak, aynı gün ve aynı saatte, bu defa Tahran’ın Atashi Caddesi’nde seyir halinde giden Dr. Fereydoun Abbasi-Divani’nin peşine takılan motosikletli ajan bombayı yine aracın arka camına yapıştırdı. Bomba patladı ve araç içindeki nükleer alanında çalışan bilim insanı ile eşi hayatlarını kaybettiler.

Bu operasyonlar oluyor ve kimseler ses çıkarmıyor…

Her üç suikast da Mossad operasyonu.

Yazarlar o operasyonlarda kadın ajanların kullanıldığını bildiriyor.

Tahran’daki İran’ın nükleer çalışmaları arşivinden belgeler de çalındı. Hırsızlık güpegündüz gerçekleşti. Arşive girildiği sırada dışarıda gözetleme görevini bir kadın ajan yapmaktaydı.

Kadın ajanların Mossad tarafından kullanıldığı Suriye’yi hedef alan operasyonlar da var. 2007 yılında Viyana’da meydana gelen ve Suriye’nin nükleer çalışmalarıyla ilgili belgelerin çalınması operasyonunda da birden fazla kadın ajan rol almıştı.

Macera romanı gibi okunan sayfalarında modern Mata Hadi gibi yansıtılan bu olayda, kadın ajanlardan birinin Suriye’nin Viyana’daki Atom Ajansı’ndaki temsilcisiyle yakınlık kurduğunu öğreniyoruz. Adamın kaldığı otelin oda anahtarı bu yolla elde ediliyor. Kadın ajan temsilciyi başka bir yerde meşgul ederken otel odasına giren diğer ajanlar bilgisayarındaki bütün bilgileri kopyalıyorlar.

Bir kadın ABD’de CIA’nin başında.. Mossad’ın yarısı kadın..

İstihbarat örgütlerinde son yıllarda kadınların ön plana çıktığı görülüyor. ABD’de CIA’nin başındaki Gina Haspel bir kadın. Onu Donald Trump atadı. Trump’ın yerine gelmekte olan Joe Biden ise CIA dahil bütün istihbarat birimlerinin bağlı olacağı bakan konumuna Avril Haines’i getireceğini açıkladı. O da bir kadın.

Avril Haines, bir ara CIA’nin başında bulunan John Brennan’ın hemen yanı başına getirdiği kişiydi.

Jerusalem Post gazetesi, onun sol görüşlerle pragmatik yaklaşımın kesiştiği bir kişiliği olduğunu duyuruyor.

Haspel için ise “Mossad’la ilişkileri mükemmel, İsrail yanlısı” tanımında bulunuyor aynı gazete.

Mossad’ta da kadınlar yükseliyor. 2017 yılında gazete ilanlarıyla kadınların örgütte çalışmaya davet edilmesinden sonra sayıları arttı ve bugün örgütün yarısı kadınlardan oluşuyor. Örgütün insan kaynakları ve eğitim birimlerinin başında birer kadın var.

Kadın ajan kullanılmış en bilinen operasyon 1986 yılından…

İsrail’in nükleer çalışmalarının atom bombası yapacak seviyeye ulaştığını dünya Negev’deki Dimona nükleer tesisinde teknisyen olarak çalışmış Mordechai Vanunu’dan öğrendi. Dokuz yıl çalıştığı tesisten kovulan 31 yaşındaki sol eğilimli Vanunu bildiklerini İngiliz gazetesi Sunday Times’a anlattı. 

1986 yılına ait Vanunu olayını hatırlamamın sebebi, onun sonunu da yine bir kadın ajanın getirmesiydi. Kendisini Amerikalı Cindy olarak tanıtan ajanın peşine takılarak Roma’ya gitti Vanunu, orada onu otel odasında bayıltıp bir sandık içerisinde uçağa taşıdılar ve oradan da İsrail’e götürdüler.

Neden Londra’da değil de Roma’da yapıldı operasyon?

İki yazarlı kitaba göre, Margaret Thatcher’in başbakan olduğu İngiltere ile ikinci kez ters düşmemek için… İlkinde Mossad’ın ajanları için sekiz sahte İngiltere pasaportu ürettiği ortaya çıkmış ve Thatcher “Bir daha olursa külahları değişiriz” mesajı vermişti.

Vanunu İsrail’de yargılandı, 18 yıla mahkum oldu ve tek başına bir hücrede tutulduğu hapisten 2004 yılında çıkabildi.

Mossad bu yıl İran’da iki operasyon yaptı

Mohsen Fakhrizadeh bu yıl İsrail ajanları tarafından öldürülen ikinci kişi. 

Birkaç ay önce, 7 Ağustos günü, akşam 21.00’de, Tahran’ın zengin mahallelerinden birinde, bir motosikletli, yanında gençten bir kadının oturduğu orta yaşlı bir adamın kullandığı otomobile yanaşıp susturucu takılmış tabancasıyla ikisini birden öldürdü. 

Suikasta uğrayan kod adı Abu Muhammed Mısri olan Mısır asıllı Abdullah Ahmed Abdullah’tı. 58 yaşındaydı. Yanındaki genç kadın da kızı Meryem’di. Meryem kendisi de bir suikasta uğramış Hamza bin Laden’in dul eşiydi. 

El-Kaide üyesi olduğu için FBI’ın başına 10 milyon ödül koyduğu Abdullah ile kızını Amerikan-İsrail ortak operasyonu ile Mossad İran’da öldürdü.

Fakhrizadeh gibi.

 Abdullah Ahmed Abdullah ile ilgili haberi geçen hafta Washington Times gazetesinde okuyunca iki yazarlı Mossad kitabı aklıma geldi. Araya başka konular girdi, ihmal ettim. Fakhrizadeh haberi konuyu yeniden hatırlatmış oldu.

Muhtemelen son iki operasyonda da kadın ajanlar kullanılmıştır. 

ΩΩΩΩ

https://fehmikoru.com/mata-hariler-motosikletli-kadin-ajanlar-iranda-mossad-operasyonlari/

FEHMİ KORU