Mecliste “İşgalci Türkiye” Tartışması
Hatimoğulları: “Kürt sorununu çözerseniz ABD’yle olumlu yol alabilirsiniz”
Mecliste “İşgalci Türkiye” Tartışması
ANKARA — Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu dış politikada “Kürt düşmanlığı” yaklaşımıyla hareket etmekle suçlayan HDP’li vekillerin “Türkiye, Suriye’de işgalci” ifadesi kullanılması AKP ile MHP’li vekilleri rahatsız etti ve gerilim yaşandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Dışişleri Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçesi görüşmeleri kapsamında muhalefet milletvekillerinin eleştirileri ve sorularına Çavuşoğlu’nun muhatap olduğu dakikalarda, HDP’nin tespitleri iktidar cephesinde rahatsızlık yarattı. HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç’ın konuşmasında Türkiye için “Suriye’de işgalci” denildiğini söylemesi AKP ve MHP’lileri kızdırdı. Komisyonda milletvekilleri arasında karşılıklı bağrışmalar yaşandığı dakikalarda AKP’li Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz’ın ifadeleri de tartışmayı büyüttü. AKP ve MHP’liler “işgalci” ifadesini reddettiklerini belirtirken, HDP’liler Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) raporlarında böyle nitelendirildiğini işaret ederek bu duruma Bakan Çavuşoğlu’nun yanıt vermesini talep etti. Tartışma komisyona ara verilmesiyle yatıştırıldı.
Çavuşoğlu suçlamaları reddetti
Komisyonda soruları yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu ise iddiaları reddetti ve “Bizim ne iç ne de dış politikalarımızda Kürt düşmanlığı yoktur. İşgalci suçlamanızı reddediyoruz” dedi.
Çavuşoğlu, HDP'li vekillerin gösterdiği tepkiye karşılık "PKK demokrasisi bu, demokrasiyi PKK'dan öğrendikleri için ancak böyle hareket ediyorlar" dedi. Çavuşoğlu’nun, HDP'li vekillere "Siz PKK güdümündesiniz" demesi komisyonda tansiyonu yükseltti.
Çavuşoğlu ise "Benim ülkeme işgalci diyene ben yanıt veririm. Ben iftira atmam, yüzünüze gerçekleri söylerim. Siz kendinizi PKK olarak görebilirsiniz ama biz Kürt kardeşlerimizi PKK olarak görmüyoruz" ifadesini kullandı.
HDP milletvekili Garo Paylan, Çavuşoğlu'nun konuşması sonrasında "Çavuşoğlu'nun "HDP, PKK güdümünde bir parti" şeklindeki sözlerini reddedittiğini açıkladı. Paylan, Çavuşoğlu'na hitaben "Biz Türkiye'nin en demokratik siyasi partisiyiz. Sizi de tekrar barış vizyonuna dönmeye davet ediyorum" dedi.
Tartışma nasıl başladı?
Komisyonda HDP parti grubu adına Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ilk sözü aldı ve 4 Kasım 2015’te o dönemki HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ başta olmak üzere HDP’li siyasetçileri tutuklayarak cezaevinde hapsetme sürecini protesto ettiğini belirtti. Sonrasında bütün HDP’li vekiller de 4 Kasım tarihini “sivil darbe” olarak nitelendirerek, Demirtaş ve Yüksekdağ başta olmak üzere halen tutuklu siyasetçiler sorununu gündeme getirdi.
Hatimoğulları: “Kürt sorununu çözerseniz ABD’yle olumlu yol alabilirsiniz”
HDP’li Hatimoğulları, Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde “tek adam rejiminde şahsın sistemi altında dış politika” yapıldığını söyleyerek, ABD’nin de aralarında bulunduğu büyükelçiliklerce açıklanan AİHM kararına uyum çağrısıyla başlayan diplomatik krizde asıl çözümün Türkiye’nin imza attığı uluslararası anlaşmalara uymasıyla sağlanacağı görüşünü vurguladı. Hatimoğulları, Çavuşoğlu’na “Elçilik krizi çözümü konusunda kamuoyunun yanıltıldığını düşünüyoruz. Sayın Bakan size sürekli tek adam rejiminin kırık döküklerini toplamak düşüyor. Bu konuda da siz bir çaba harcadınız ve bir yere geldi ama bu, şu anlama gelmiyor: Tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeleri dikkate almayacağız, AİHM kararlarını dikkate almayacağız anlamına gelmemektedir. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ile ilgili kararları yerli yerinde durmaktadır. Bu kararlar uygulanmadığı sürece AB ile ilişkilerimizin düzelemeyeceğini siz benden daha iyi biliyorsunuz” diye seslendi.
Türkiye’nin bugün “dış politika Neo-Osmanlıcılık” yaklaşımıyla yönetildiğini kaydeden Hatimoğulları, “Dış politikada ikinci eksen ise Kürt düşmanlığıdır. Türkiye dahil olmak üzere dört parça Kürdistan’da Kürt halkı yaşıyor. En nihayetinde burada ‘Kürdistan’ sözü kullanıldığı için tepkiler oluyor ama ‘Kürdistan’ kavramı coğrafik bir kavramdır, Osmanlı döneminde kullanılmış ve günümüzde coğrafi – tarihsel kullanılmaya devam eder bir kavramdır. Halkların Demokratik Partisi olarak Kürt sorununun barışçı ve demokratik yöntemlerle çözülmesinin Türkiye’nin hem iç siyaseti ve demokrasisi açısından hem Ortadoğu ve Kuzey Afrika hatta Avrupa Birliği ve ABD ilişkileri bağlamında daha fazla olumlu yönde yol alabileceği kanaatindeyiz. Bugün bir sarkaç siyasetine dönüştürüldü Türkiye'nin dış siyaseti; Rusya ve ABD arasında git-gellere dönüştürüldü. Bunu artık kamuoyu da, yabancılar da görüyor ve ciddiye de alınmıyor” diye konuştu.
Bu noktada “Cumhur İttifakı” olarak iktidar cephesindeki AKP ve MHP’li vekillerce “Kürdistan” ifadesine yönelik kısmen rahatsızlık görüntüsü oluştu ancak salonda sessizlik korundu. Buna rağmen AKP’li TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz’ın “Kürdistan” ifadesi kullanılmasından rahatsızlığını ifade ettiği görüldü. Yılmaz, “Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi ve hukuki bağlamında, bu kavramla ilgili bir değerlendirmedir. Burada kayıtlara geçiriyorum: Türkiye Cumhuriyeti’nde ‘Kürdistan’ diye bir bölge yoktur, 81 ilimiz vardır, 81 ilimizde 85 milyon vatandaş eşit olarak yaşamaktadır” ifadesini kullandı.
“Suriye’de Afrin’de Türkiye işgalci” sözü gerilimi tetikledi
HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç’ın Türkiye’nin “Suriye’de işgalci” olduğu yönündeki sözleri ise komisyon toplantısında sözlü kavgaya yol açtı.
AKP’li Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz’ın, Kılıç’in aleyhine AKP’li milletvekillerine söz vereceği yönündeki müdahalesi de komisyon başkanlığınca “tarafsız davranılması” gerektiği boyutunda tartışmayı büyüttü.
Kılıç, HDP’nin görüşü olarak dış politikada “Kürt düşmanlığı” ile hareket edildiğinden hareketle “Kürt karşıtlığı nedeniyle ABD ve Rusya arasında sürekli pinpon topuna döndü dış politikamız. Bakın, siz, Afrin'e girme karşılığında Rusya'ya rüşvet verdiniz, çok açık ve net, bunun siyasi tabiri budur. S-400’ü Afrin'i işgal karşılığında aldığınız ve bugün Afrin, Birleşmiş Milletler raporlarından tutalım, Suriye İnsan Hakları Gözlem raporlarına ve birçok uluslararası kurumun raporunda insanlık suçlarıyla anılan bir yere dönmüş durumda. Bütün bir Suriye Savaşı boyunca barışın adası olan, iç göçünün mekanı olan Afrin'i siz gittiniz, işgal ettiniz ve şu anda, sizin denetiminizdeki ÖSO’cular, Suriye Milli Ordusu orada her gün insanlığa karşı suç işliyor. Kadın kaçırmalarından tecavüze kadar, yağmadan mala el koymaya kadar her türlü suçu işliyor ve bu suçlar da BM’nin de raporlarına girdiği gibi, Türkiye orada birinci dereceden sorumlu pozisyonda” dedi.
Bu sözler üzerine AKP’li ve MHP’li vekiller tepki göstermeye başladı. AKP’li Salih Cora, “Ne işgali ya, terörle mücadele. İşgalci değiliz” tepkisini gösterdi. AKP’li Uğur Aydemir’in ise HDP’li vekile müdahale etmesini talep ettiği AKP’li Cevdet Yılmaz, “Ülkemiz Suriye'de hiçbir şekilde işgalci bir güç olarak bulunmamaktadır. Sınırlarımızın güvenliğini sağlamak, terörle mücadele etmek, ülkemize olası bir göç akınını önlemek ve oradaki masum insanların can güvenliğini sağlamak için bulunmaktadır. Türkiye'nin bir başka ülkenin toprağında gözü yoktur. Biz, kendi topraklarımızı koruyoruz, topraklarımıza yönelik terör saldırılarına karşı halkımızı muhafaza ediyoruz” dedi.
AKP’li Yılmaz “Bu konuda tarafım” derken HDP’liler tepki gösterdi
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan ise, iç tüzüğe aykırı şekilde Yılmaz’ın başkanlık kürsüsünden görüş bildirdiğini belirterek duruma itiraz etti.
Sözü kesilmiş olan HDP’li Kılıç, yeniden söz alarak, “İç Tüzük’ü ihlal ediyorsunuz Sayın Başkan ama o da önemli değil. Şimdi uluslararası bir literatür var. ‘İşgalci güç’ nedir; Sayın Dışişleri Bakanı’na soralım; ‘İşgalci güç’ tam da şudur: O ülkenin daveti olmadan askerii güç bulunduruyorsanız işgalcisinizdir!” dedi.
Komisyon Başkanı Yılmaz ise, Kılıç’ın konuşmasına yine müdahale ederek, “Binlerce kilometre uzaktan gelen, hiçbir komşuluğu olmayanları sorgulayın sorgulayacaksanız! Ülkemiz orada işgalci değildir meclisimizde ülkemizi işgalci ilan edemezsiniz, böyle bir şey yok!” tepkisini verdi.
Buna karşılık HDP’li Kılıç ise, Yılmaz’ın komisyon başkanı olmasına rağmen manipülasyon yaptığını ve konuşmasına izin vermediğini söyledi. AKP ve MHP’lilerce kendisine “Konuşamazsın, hangi örgüt adına konuşuyorsun” gibi bağırıldığı dakikalarda Kılıç, “Kim oraya, o ülkenin icazeti dışında, izni dışında, isteği dışında gelmişse işgalcidir, ben onu o kadar söylerim” sözleriyle görüşünü yineledi.
Kılıç’ın “Şimdi yeniden Suriye’ye operasyon yapmak istiyorsunuz, Tel Rıfat’a girmek istiyorsunuz ama hem Amerika hem Rusya size kırmızı kartı gösterdi ‘O kadar da pabuç ucuz değil!’ dedi. Bir oraya bir buraya savrulmanın sonucunda, günün sonunda cebiniz boş, uluslararası düzlemde elinizde hiçbir şey kalmamış” sözlerine ise yine Yılmaz müdahale etti. Yılmaz, HDP’li vekile “Kullandığınız cümleler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ve bir milletvekili olarak uygun bir dil değil, lütfen düzeltin” müdahalesiyle birlikte AKP’lilerden HDP’ye yanıt vermek üzere söz talep etmelerini istedi.
Yılmaz’ın Kılıç’ın konuşmasına tamamlamasına izin vermemesiyle birlikte Paylan kürsüye giderek itirazlarını sürdürdü. HDP’li Paylan, “ifade özgürlüğüne müdahale edildiğini” belirterek, Yılmaz’ı “particilik yapıyorsunuz, tarafsınız” diye eleştirdi. Bunun üzerine Yılmaz’ın yanıtı ise “Bu konuda tarafım. Bu çok temel bir konu, ülkemizle ilgili bir ‘işgal’ suçlaması söz konusu” oldu.
AKP ve MHP’li milletvekillerince de ayağa kalkıldığı ve bağrışmalar başladığı sırada MHP’li Baki Ersoy’un HDP’li kadın vekil üzerine yürümeye başlaması dikkat çekti. Ersoy, Kılıç’ı hedef alarak, “Haddinizi bilin, terbiyesiz” diye bağırarak yürümesini AKP’li vekiller durdurdu.
Tansiyon yükselmiş iken Yılmaz, ara vererek tartışmayı noktaladı.
Çavuşoğlu'ndan ABD'ye eleştiri
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki konuşmasında Washington yönetimini de eleştirdi. "ABD'nin Türkiye'ye yönelik CAATSA yaptırımları ABD'nin çifte standartı, samimiyetsizliği, iki yüzlülüğünün göstergesidir. Hindistan'a ise istisna tanımaktadır" ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, F-16 konusunda ABD Başkanı Biden'ın bu uçakların CAATSA yaptırımları kapsamında olmadığına dikkat çektiğini dile getirdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara'da Taleban ile yapılan görüşmelere yönelik eleştirilere karşılık olarak da "Taleban heyeti 8 kişiydi. İçlerinde BM yaptırım listesinde olanlar da vardı. Bunların yaptırım listesinden istisna olarak çıkarılmasını da ABD sağladı. Bunların içlerinden birkaç tanesi Guantanamo’da kaldı, ABD çıkardı. Herkes bunlarla görüşmek için Doha’ya koştu. Geldiler de tanıdık mı? Rejimlerini tanıdık mı? Herkes aşamalı anganjmana giriyor. Bunlarla angajmana girmezsek DAEŞ (IŞİD) güçlenir, insanlığın ortak düşmanı. Herkes bu işin şovunu yapıyor, biz yapmıyoruz. Tek kadın belediye başkanını, kadın film yönetmenini de biz tahliye ettik" dedi.