Mehmet Ocaktan Sadece CHP değil AK Parti de helalleşmeli

Boğaziçi öğrencilerini ‘terörist’ ilan ettiği için öğrencilerle helalleşmelidir.

Mehmet Ocaktan Sadece CHP değil AK Parti de helalleşmeli




Mehmet Ocaktan

Mehmet Ocaktan

Sadece CHP değil AK Parti de helalleşmeli

Geçtiğimiz hafta KARAR tv’de konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhafazakar camiaya yönelik olarak “Eksiğimiz var, konuşmadık, derdinizi dinlemedik. Ankara’da oturduk durduk. Bizim muhafazakar dünyayla helalleşmemiz lazım” sözleriyle çok önemli bir adım atmıştı. Kılıçdaroğlu dünkü grup toplantısında vites yükseltti ve şu ifadeleriyle bu adımını adeta taçlandırdı: “28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp helalleşeceğiz, ikna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımızla helalleşeceğiz.’’

Yeni bir değişim dönemine hazırlanan Türkiye’nin, özellikle CHP cenahından gelecek helalleşme adımına ihtiyacı vardı. Geçmişte dindar kesimlerin yaşadığı sıkıntılar dikkate alındığında Kılıçdaroğlu’nun bu helalleşme adımı hem CHP’nin geçmişiyle ciddi bir yüzleşme, hem de açık bir özür beyanıdır. Bu arada, CHP liderinin helalleşme adımına AK Parti sözcüsünden gelen cevap ilginç: “Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanımızla nasıl helalleşecek?”

Hemen hatırlatalım, bu helalleşme sosyolojik anlamda bir helalleşmedir ve kesinlikle siyasi muarızlar arasında bir ‘özür’ yarışı değildir. Zira siyasi partiler arasındaki iktidar mücadelesinde helalleşme olmaz, olsa olsa yasalar nezdinde bir hesaplaşma olabilir. Bunun da yolu bellidir, kim hukuksuzluk yaptıysa, yolsuzluğa bulaştıysa, başkalarının hakkına-hukukuna tecavüz ettiyse yargısal anlamda helalleşmek durumundadır.

Kısacası bir muhalefet partisi liderinin, 128 milyar doların nereye gittiğini henüz izah edemeyen, Türkiye’yi “hukukun üstünlüğü” endeksinde Kırgızistan ve Rusya’nın bile gerisine düşüren, özgürlükleri askıya alan, doları 10 liranın üzerine çıkaran, enflasyonu şahlandıran ve ülkeyi yönetilemez hale getiren iktidarla helalleşmek ve ona teşekkür etmek gibi bir lüksü olamaz.

Evet Kılıçdaroğlu cesur bir adım attı ve muhafazakar dünya ile helalleşme konusunda açık bir beyanda bulundu. Peki, 20 yıldır iktidarda bulunan AK Parti’nin bu ülkede helalleşmesi gereken kesimler yok mudur?

Kanaatim odur ki AK Parti’nin de hem içe dönük bir özeleştiri, hem de bütün toplum kesimlerini içeren bir helalleşme takvimi hazırlamaya şiddetle ihtiyacı vardır. Kılıçdaroğlu’nun bu adımını siyasi bir demagoji malzemesine dönüştürerek meseleye duyarsız kalmak, AK Parti’nin derdine çare olmayacağı gibi toplum nezdindeki itibarını da asla yükseltmeyecektir. Keşke AK Parti sözcüleri biraz daha inandırıcı olmayı deneyebilseler…

Muhafazakar-dindar kesimlerin ısrarla görmezden geldiği bir gerçeğin altını çizmek gerekiyor. Hemen söyleyelim, AK Parti iktidarının en çok kaybedenleri ne yazık ki dindarlardır.

-Çünkü dindarlar bu iktidar döneminde adalet duygusunu kaybettiler.

-Yolsuzluğa, hukuksuzluğa, liyakatsizliğe hırsızlığa karşı olmanın öncelikle ahlaki bir değer olduğunu neredeyse hatırlamaz hale geldiler.

-Dinin bireyin özgürlüğünü esas aldığını unuttukları için özgürlükler ve insan hakları konusunda duyarsızlaştılar.

-Daha da vahim olanı, iktidar olmayı neredeyse dini bir vecibe gibi algılayarak, iktidarın muhaliflerine karşı yalan söylemeyi mubah olarak görmeye başladılar.

-İşte tam da bu yüzden iktidar, dini siyasi mücadelenin bir aracı haline dönüştürerek ‘dindarlık bilinci’ni zedelediği için öncelikle dindarlardan özür dilemeli ve onlarla helalleşmelidir.

-Sadece dindar kesimlerle değil elbette, bu iktidar yolsuzluğu, hukuksuzluğu önleyemediği için bütün toplum kesimleriyle helalleşmelidir.

-Hiçbir liyakat esasını gözetmeden akraba-dost kayırmacılığı ile yakınlarını devlet kurumlarına doldurarak hakkaniyetsiz davrandığı için ülkenin gençleriyle helalleşmelidir.

-İktidara yakın bürokratlara, siyasetçilere 4-5 yerden maaş vererek adaletsizlik yaptığı için asgari ürete talim eden mağdur milyonlarla helalleşmelidir.

-Yasal protesto haklarını kullanan Boğaziçi öğrencilerini ‘terörist’ ilan ettiği için öğrencilerle helalleşmelidir.

-Sırf bir bildiriye imza attıkları için üniversiteden kovulan, hakları ellerinden alınan akademisyenlerle helalleşmelidir.

-Sırf siyasal bir hesap uğruna Şehir Üniversitesi’ni kapatarak perişan ettiği binlerce öğrenciden ve hocalardan özür dilemelidir.

-Milletin vergileriyle oluşan ülkenin kaynaklarını 5-10 imtiyazlı müteahhide aktarıp haklarını Londra mahkemelerinde garanti altına aldığı için bütün Türkiye halkıyla helalleşmelidir.

MEHMET OCAKTAN / KARAR