Mehmet Şimşek’ten tarihe geçecek sözler

TEVAZU VE İHTİŞAM

Mehmet Şimşek’ten tarihe geçecek sözler


Mehmet Şimşek’ten tarihe geçecek sözler

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in her açıklaması tabii ki önemli fakat Valiler toplantısındaki sözleri tarihe geçecek değerde… Çünkü ekonomideki bütün tabloyu ve muhafazakarların “tevazu” ve “kanaatkarlık”tan iktidarda terfi ettikleri “ihtişam” kültürünü tarihe geçecek ifadelerle ortaya koyuyor.

Merhum Sabri Ülgener Hocamız hayatta olmalıydı da yazmalıydı... Bu vesileyle merhum Ülgener’in eserlerini okurlarıma tavsiye ediyorum.

Yakın çevresiyle sohbetlerinde Şimşek’in “ekonomi sandığımdan daha kötüymüş” diye konuştuğunu duyuyorduk. Valiler toplantısındaki sözleri şöyle:

Bir ülkede iki tür denge aranır. İçerideki ve dışardaki denge. Dışardaki denge döviz dengesi, yani cari açık. İçerideki denge bütçe dengesi. İkisi açık verirse bu yönetilemez. Dünyada hiçbir ülke yönetemez. Türkiye de yönetemez. Türkiye’de şu anda her iki açık da yüksek…”

Ülke ne hale gelmiş, bundan daha net anlatılamazdı. Seçim ekonomileri iktidara oy ama ülkeye bu vaziyeti getirdi. Peki, ne yapmalı…

TEVAZU VE İHTİŞAM

Şimşek, iktisatta “kemer sıkma” ve teknik terimle “dezenflasyon denilen” politikayı ahlaki ilkelerle birleştirerek şöyle anlatıyor:

Ben defterleri sonuna kadar kullanıyorum. Kağıt falan kullanmıyorum… Bu babamızın parası değil. Hepimizin parası, milletin parası. 2,7 trilyon lira açık (bütçe açığı) vereceğiz arkadaşlar. Onun için lütfen tasarruf tedbirleri konusunda maksimum hassasiyet gösterin; bu konuda bize yardımcı olun. Gösterişten uzak, mütevazı bir kamu anlayışına her alanda mecburuz. Tasarruf tedbirleri konusunda sizden yardım istiyoruz.

Dikkat ettiniz mi, Şimşek’in vurguladığı kamu ahlakına; “gösterişten uzak, mütevazı bir kamu anlayışı” diyor.

‘İtibardan tasarruf’ etmenin itibarı artıracağı yolunda bir ahlak ahlayışı!

Bir zamanlar “bize Ömerler lazım” denilirdi. Artık kimseden duymuyoruz. İslam tarihinin en büyük devlet adamı olan Hz. Ömer, hem dirayetiyle hem tevazuuyla… Mum hikayesini bilirsiniz.

İKTİDARIN KARNESİ

Bülent Arınç yıllar önce “israf konusunda karnemiz kırık” diye konuşmuştu. (17 Nisan 2015)

Gelişmiş ülkelerdeki politikacıları, bürokratları, rektörleri, belediye başkanlarını kıskandıran lüks makam arabaları, çifte çifte maaşlar…

Dahası/ Mehmet Altan’da okudum 2012 yılında 2.5 milyon kamu görevlisi varmış, beş milyona çıkmış! Malum, mülakat yoluyla…

Mehmet Şimşek, bütçe açığının 2.7 trilyon lira olmasının vahametini anlatırken “sosyal yardımların” 497 milyar lirayı bulduğunu, devam edeceğini ama hak etmeden bu maaşı alanların çok olduğunu söylüyor, valilerden bunları ayıklamalarını istiyor…

Ve büyük küçük ihaleleri de katarsak adeta iktisadi sektör… “Kazanımlarımız kaybetmeyelim” sözünün hürriyetleri ifade eden tarafı elbette doğru ama siyaseten sektörleşme hem ahlaka aykırıdır hem iktisadi verimsizliğin sebeplerinden biridir..

Daron Acemoğlu sekiz yıl önce, “verimlilik sıfır, büyüme tüketime dayanıyor, uzun süre devam edemez” diye uyarmıştı. (24 Kasım 2016)

İKİ BÜYÜK DERS

Sürekli tarihe laboratuvar gibi, yani gözlemci gözüyle bakmalıyız diyorum. İktidarın 21 yılı fevkalade değerli derslerle doludur. Ortodoks iktisada ve reformlara dayalı ilk on yılın başarısı; heterodoks ve otoriteri son yılın hasarı…

Bence daha önemlisi, “modern iktisat” ve “modern devlet” konularında çıkarmamız gereken derslerdir.

İslam tarihi de şahittir ki, dindar olmak otomatikman rasyonel ve âdil olma sonucu doğurmuyor. Çünkü Müslüman da insandır, beşerdir.

AK Parti de özellikle CB sisteminde bunu doğruladı.

Modern iktisadın piyasa kuralları, Merkez Bankası gibi bağımsız kurumları, verimlilik, eşit rekabet, rasyonellik gibi ilkeleri… Artık bunu özümsemeliyiz.

Modern devletin kuvvetler ayrılığı, denetim ve denge, bağımsız yargı, bağımsız düzenleme ve denetleme kurumları, liyakat, uzmanlık, şeffaflık, hesap verirlik gibi esasları…

Başka çıkışımız yok. Gerisi boş hamaset.

Mehmet Şimşek’e başarılar diliyorum.

TAHA AKYOL / KARAR