MEME KANSERİ TEDAVİSİ SONRASI BESLENMENİN İLK 11’İ

Beslenme düzeni için bir uzmandan destek alın

MEME KANSERİ TEDAVİSİ SONRASI BESLENMENİN İLK 11’İ


MEME KANSERİ TEDAVİSİ SONRASI BESLENMENİN İLK 11’İ

 

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak biliniyor. Meme kanseri tanısı alan hastalar tedavi sürecinde sıklıkla “Hangi gıdalarla, nasıl beslenmeliyim?" gibi sorulara cevap arıyor. Doğru ve dengeli beslenme hasta olmayan kişiler için de uygulanması gereken bir yaklaşımken, meme kanseri tedavi süreci bittikten sonra da hastalar için ilk günkü önemini koruyor. Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Mehmet Refik Sezgin, “Meme Kanseri Farkındalık Ayı”nda, meme kanseri tedavisinden sonra beslenme planı ile ilgili dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. 

Beslenme düzeni için bir uzmandan destek alın

 

Meme kanseri tedavi süreci devam eden veya takipli olan hastalar sağlıklı beslenme konusunda doktorları ve beslenme ve diyet uzmanı ile koordineli olmalıdır. Bu dönemde uygun gıdalarla doğru beslenmeye önem verilmesi, tedavi başarısı ve yaşam konforu açısından da çok önemlidir.

 

Meme kanseri tedavisinden sonra beslenme düzeninde bunlara dikkat edin;

 

  1. Vücut ağırlığınızı olması gereken düzeyde tutun: Beden Kitle İndeksi (BMI) vücut ağırlığınızın kg cinsinden miktarı ile boy uzunluğunuzun metre cinsinden karesine bölünmesi ile ortaya çıkan değerdir. Bu değerin kabul edilen sağlık aralığında olmasına dikkat edilmelidir. Bu değer yaşa göre değişse de, 30 kg/m² üzerinde olması istenilmemektedir. 
  2. Bel çevresi gözden kaçmasın: Leğen kemiğinin sivri kısmında yaklaşık 2 parmak üzerinden ölçülen genişliğin 88 cm altında tutulmasına özen gösterilmelidir. Bu ölçüm, ağırlığın dışında yağlanma oranı için de bir fikir verecektir. 
  3. Sağlıksız yağlardan uzak durun: Hayvansal yağlar, kızartma işlemi uygulanan yağlar ve trans yağ asidi içeren gıdalar tercih edilmemelidir. Zeytinyağı, günlük tüketimde daha rahat tüketilebilir. Fındık, badem ve ceviz gibi yağlı tohumlar tercih edilmelidir. Bu gıdalar, içerdekileri yağ örüntüleri dışında iyi birer mineral- vitamin kaynağıdır ve bazı protein alt molekülleri içerdiği için tavsiye edilen miktarlarda aksatmadan tüketilmelidir.
  4. Et tüketimine dikkat edin: Et ürünleri her ne kadar demir ve B12 vitamini kaynağı olsa da sınırlı tüketilmelidir. Haftada 2-3 gün et, kümes hayvanı gibi gıdalara sınırlama getirilmelidir. Et ürünü tercihlerinde öncelik balık olmalıdır, çünkü balık Omega 3 yağ asidi sağlayabilmek için de sağlığa faydalı olacaktır. 
  5. Sebzeler ile gökkuşağını yakalayın: Sebze çeşitleri hem pişmiş hem de çiğ olarak tüketilebilir. Sebzeler hem posa hem de vitamin içerikleri ile sağlıklı bir yaşama destek olurken, içerdikleri birçok bioaktif bileşen ile fayda sağlamaktadır. Kişi her öğünde tabağında ⅓ oranında bu gıdaları bulundurmaya özen göstermelidir. Tabak ne kadar renkli besinlerden oluşuyorsa o kadar faydalıdır. 
  6. Lezzetli meyveleri sınırlı tüketin: İyi birer vitamin ve posa kaynağı olmanın yanında aynı zamanda önemli bir karbonhidrat kaynağı olması nedeni ile meyve tüketimine dikkat edilmelidir. Kişiye göre değişmekle birlikte, günlük 2-4 porsiyon meyve tüketilebilir. Meyvelerin mümkün olduğu kadar doğal hali ile kabukları ile birlikte yenmeleri önemlidir.
  7. Tahıllar vazgeçilmeziniz olsun: Tahıl grubu, vücudun önemli enerji kaynağı olan karbonhidratları yoğun oranda içeren gıdalardır. Ekmek çeşitleri, bulgur, makarna, pirinç ve buğday gibi gıdalarla yapılan yiyecekler bu gruba girmektedir. 
  8. Bakliyatlara önem verin: Yemek, salata, çorba ve atıştırmalık gibi çok çeşitli kullanım alanları olabilen bakliyatlar, hem iyi birer bitkisel kaynaklı protein hem iyi birer lif kaynağı hem de kaliteli karbonhidrat kaynakları olarak günlük hayatın önemli parçasıdır. Bu gıdalar salataları zenginleştirmek için kullanılabilir, et yenmeyen günlerde protein açığını kapatmak için değerlendirilebilir. Bunun dışında leblebi tarzında sağlıklı atıştırmalık şeklinde de tüketilebilir. 
  9. Süt ürünlerini doğru tüketin: İyi birer kalsiyum ve protein kaynağı olmaları nedeni ile özellikle menopoz dönemlerinde tüketim sıklığı ve miktarı artan bu gruba dikkat edilmelidir. Özellikle peynir gibi tuz içeriği yüksek olabilecek içerikleri, tansiyon ve ödem gibi şikayetlerde sınırlandırmak gerekebilir. Genel olarak bakıldığında yoğurt ve kefir şeklinde fermente olan süt ürünleri tercih edilebilir.
  10. Pişirme yöntemi altın kural: Kızartma, mangal gibi bazı pişirme yöntemlerinin doğru şekilde uygulanmadığında sağlık için iyi olmadığı bilinmektedir. Çok fazla gözden kaçan yöntemlerden birisi de tencere yemeği pişmesi sırasında meydana gelen kimyasal sorunlardır. Yemek pişirirken tüm malzemeler yağsız olarak sotelenmeli, sonra yemeğe su ve çeşni vericiler eklenmelidir. Bu aşamadan sonra kullanılacak yağ ile yemeği pişirmek en sağlıklı olanıdır. Bir başka seçenek olan fırınlama veya buharda pişirme tekniği ile lezzetli, çeşitli ve sağlıklı sofralar hazırlanabilir. 
  11. Ek desteklere yönelmeyin: Eksiklik olmadığı ve reçete edilmediği sürece ek bir takviyenin anlamı olmayabileceği gibi bazen riskli de olabilir. Eğer kişi besinlerin ilacı olmasını istiyorsa sağlıklı gıdaların çeşitliliğini artırarak beslenmelidir.