Meral Akşener Mart 2024'te CHP'ye kapıyı şartlı aralık bıraktı

“2023 yılı şanstı. Biz hep beraber o şansı kullanamadık"

Meral Akşener Mart 2024'te CHP'ye kapıyı şartlı aralık bıraktı


Meral Akşener Mart 2024'te CHP'ye kapıyı şartlı aralık bıraktı

AFYONKARAHİSAR - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçim kaybıyla ilgili 2023’ün şans olmasına rağmen kullanılamadığını belirterek, “Hep beraber ortağız biz. Ama ‘elini yıkayıp çıkmak’ diye bir kavram da olamaz” dedi. Akşener, seçim kaybıyla ilgili CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer muhalefet aktörlerine tepki gösterdi.

Mart 2024’teki yerel seçimler konusunda Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a destek verilmesini o dönem geldiğinde düşüneceklerini vurgulayan Akşener, “Altı kişi rap rap gideceğiz, Türkiye'yi paylaşacağız. Böyle bir durum yok” ve “Bazı el sıkışmalarına karşı olacağız” sözleriyle, yerel seçimler için hem altılı işbirliğine hem de HDP-Yeşil Sol Parti ile görüşülmesine karşı mesaj verdi.

Akşener, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiği ve hedeflediği TBMM çoğunluğunu elde edemediği seçimler sonrasında 24 Haziran’da İYİ Parti 3. Olağan Kurultayı’nda yeniden genel başkan seçilmesiyle iki aydır parti içi çalışmalar yürütüyordu.

Bu dönemde CHP’de parti içi tartışmayla birlikte Millet İttifakı’nın neden kaybettiğine ilişkin İYİ Parti’ye yönelik eleştiriler söz konusuyken Akşener, muhalefet cephesinde hatalar değerlendirilmeli görüşüyle “tefekkür sessizliği” sürecini dün Afyonkarahisar-Kocatepe’de sonlandırdı.

Ardından Mayıs ayındaki seçimler sonrasında ilk kez İYİ Parti’yi izleyen gazetecilerce sohbet etti ve neden Mart 2024’teki yerel seçimler için AKP ve MHP liderleriyle birlikte muhalefete “ittifaksız seçim yapalım” çağrısında bulunduğunu açıkladı.

Meral Akşener’in, seçim kaybedilmesiyle ilgili Kocatepe’de milletten özür dilediği konuşmasında olduğu üzere CHP, Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş başta olmak üzere muhalefet ile ilgili büyük hayal kırıklığı yaşadığı gözlendi.


“2023 yılı şanstı. Biz hep beraber o şansı kullanamadık"

“2023 yılı şanstı. Biz hep beraber o şansı kullanamadık. Bütün mesele bu. Buradan ben şu suçlu, bu suçlu demiyorum. Hep beraber ortağız biz. Ama ‘elini yıkayıp çıkmak’ diye bir kavram da olamaz” diyen Akşener, yerel seçimlere ayrı ayrı ittifaksız girilmesi yönündeki çağrısına hem iktidar hem de muhalefetten nasıl yanıt verileceğini görmek gerektiğini söyledi.

Yerelde teşkilatlarca uygun görülmesi halinde Mart 2024’te işbirliği yapabileceklerini vurgulayan Akşener, “Altı kişi rap rap gideceğiz, Türkiye'yi paylaşacağız. Böyle bir durum yok” ifadesiyle özellikle Millet İttifakı’nın altı siyasi parti halindeki tablosuyla yerel seçimde işbirliğine olumlu bakmadığını açıkladı.

Akşener, DEVA Partisi Lideri Ali Babacan’ın ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nedim Yamalı’nın sözlerini anımsatarak, “altılı masa” şeklindeki ittifak yapısını Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurduğunu da vurguladı.

“Mart 2019’daki yerel seçimler başarısıyla 2023 için seçmene umut verildi”

Yerel seçimlerde Mart 2019’da CHP ile ikili Millet İttifakı birlikteliğini İYİ Parti olarak teklif etmeleri dolayısıyla, “Ucuz etin yahnisi lezzetsiz oluyormuş” diyen Akşener, İYİ Parti’nin o günkü teklifine belediyelerde ve görevlendirmelerde ortaklaşma amaçlı dolayısıyla “menfaat amaçlı” diye sürekli suçlamalar yapıldığını söyledi.

Oysa 2023 yılındaki seçimler için o dönem önce yerelde iş birliği kurmak gerektiğini düşündüğünü kaydeden Akşener, menfaat suçlaması nedeniyle “kendimi pis hissediyorum, oysa psikoloji ve sosyoloji çalışmış insanım” diyerek, 2018’de Cumhurbaşkanı Seçimi ikinci tura dahi kalamadığı için morali bozulmuş seçmen için Mart 2019’da ittifak teklif ettiklerini anlattı.

Akşener, “Ne oldu? Malum seçmen yere yapıştı. Morali bozuldu. Benim kendi ailemden insanları biliyorum. Özellikle gençleri. Yani ne yapacağız? Benim, arkadaşlarımın ve partimin amacı belediye almak falan değildi. O seçmeni ayağa kaldırmaktı. Niçin? 2023 için. Yani Tayyip Bey'in kalbi olan İstanbul için gayret ettik. Bizim oylarımız ile alındı demiyorum, elbette oylarımız var. Elbette herkesin oyu var. Biz kazandırdık dedim mi? Hiç ağzından çıktı mı böyle bir şey? Hayır. Ama bu proje, mesela bu konuya proje dediğim için yani neredeyse Amerikan uşaklığıyla suçlandım. Dolayısıyla teklif bizden gitti. Biz her şeye ‘evet’ dedik ki kötü bir şey değil. Çok da güzel yüründü ve bir başarı kazanıldı. Bu başarının sonuçları itibariyle seçmen ayağa kalktı. Başarıya özlem vardı. Hep beraber başardık. İyi Parti başardı diye bir kavramımız yok. Ama o süreç içerisinde sürekli gagalanan bir İYİ Parti oldu” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti, Mart 2024’te İmamoğlu ve Yavaş’a destek olacak mı?

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu yerine Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda İmamoğlu veya Yavaş’ın adaylığını önermesi dolayısıyla “Cumhurbaşkanlığına layık gördüğünüz İmamoğlu ve Yavaş’a yerel seçimde belediye başkanlığı için destek vermeyecek misiniz?” sorusu gündemdeydi.

“Bu iki arkadaşımızın karşısına aday çıkarılacak, çıkarılmayacak. Onlara günü geldiğinde bakılır” diyen Akşener, İmamoğlu ve Yavaş’a destek sözü vermedi ancak kapıyı da kapatmadı.
Ancak Mart 2024’te yerel seçimlerde partilerden öte projeler odaklı adaylar konuşulmasını istediğini anlatan Akşener, “Amma velakin aday çıkarıldığı takdirde bizim aday gösterdiğimiz kişi ne üzerinden konuşacak? Proje üzerinden konuşacak. Bunlar ocu, şucu, bucu demiyoruz, demeyeceğiz. Eğer ittifaklar üzerinden yerel seçime gidilirse görürsünüz ki oculuk, buculuk üzerinden birbirimizi yediğimiz, yerelde insanların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağının konuşulmadığı bir seçim olur. Biz buna karşıyız” görüşünde.

HDP–Yeşil Sol Parti’nin Mayıs ayındaki seçimlerde sürekli ön planda olduğunu kaydeden Akşener, “İlginç bir biçimde HDP bu seçimde 14 Mayıs’a kadar sürekli beyanat verdi. Arkadaşlar köylere, ilçelere gittiklerinde elini uzatmışlar, teröristin elini sıkmam demiş seçmen. Bunu biz yenemedik” açıklaması yaptı. Bu noktada Akşener’in, Mart 2024’teki seçimler için “Bazı el sıkışmalarının karşısında olacağız bu sefer” sözü dikkat çekti.

Akşener, yerel seçimler için “Cumhur İttifakı etle tırnak gibi. Onlar mezara kadar böyle. Biz ayrı ayrı partilerin kendini muhafaza etmeye gayret ettiği bir yapı olmaya çalıştık ama gördük ki buna da tahammül yok. Dolayısıyla tekleştiği, aynılaştırılmaya çalışıldığı bir süreçten geçtik. Bunun kimseye faydası olmadı. Millet İttifakı ya da Cumhur İttifakı genel seçim için elli artı bir sebebiyle geçerli. Ama yerel seçimlerde böyle bir durum yok. Bu şehirlere dair bir iş birliği. Orada bir sorun yok. Ama bir şeye zorlanıyor: Altı kişi rap rap gideceğiz, Türkiye'yi paylaşacağız. Böyle bir durum yok diyorum. Bütün siyasi partiler ayrı girsin çağrısı yaptım, İnşallah bu ulaşır. Yerelde şuculuk buculuk üzerinden değil hizmetler üzerinden seçmen farklı farklı oy kullanabilir. Bu Türkiye'yi rahatlatır” diye konuştu.

Ortak aday olmaz ve İstanbul kaybedilirse İYİ Parti suçlanmaz mı?

Meral Akşener, henüz altılı masa şeklinde Millet İttifakı süreci başlamadan önce, seçimlerden iki yıl önce CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmaylarıyla yaptığı görüşmede, İmamoğlu ve Yavaş’ın vatandaşlarca sempati toplaması nedeniyle aday olabileceklerini gündeme getirdiğini söyledi.

Mayıs 2023’ten iki yıl önce İmamoğlu ve Yavaş’ın aday olabileceklerini ilk kez CHP’ye söylediğini vurgulayan Akşener, 2 Mart günü masadan kalkması, 6 Mart’ta geri dönüşü ve İmamoğlu ile Yavaş’ın gündemde tutulmasıyla Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesine yol açtığı yönündeki iddialara özetle şöyle yanıt verdi:

“Bu iki arkadaşımızdan birini aday gösterecekseniz ‘biz varız’ dedim. ‘Eğer yapmayacaksanız o zaman geriye çekin’ dedim. Bu şahitliği, ispatlı bir durum. Bunu da paylaştım” diye anlattı. Son iki yılda İmamoğlu ve Yavaş’ın popülerliği artarken CHP’nin itiraz etmediğini işaret eden Akşener, “Şimdi bütün anketlerde varlar. Şehir şehir gezebiliyorlar. Yani o popülarite artarak devam ediyor. Ne zannedersiniz, yol veriliyor zannedersiniz. Hatta ‘ita amiri’ diye bir kavram var. Sayın Kılıçdaroğlu da ita amiridir dedik. Şimdi ve sonuç itibariyle bu arkadaşlarımızı önerdik. İYİ Parti olağan şüpheli şeklinde her bir konuda her bir kötülüğün anası gibi ilan edildi.”

Bu noktada Akşener, “Erdoğan’ın kalbi” dediği İstanbul’un eğer ortak belediye başkanı adayı olmazsa kazanılamaması halinde İYİ Parti’ye fatura çıkartılabileceği sorumuzu da yanıtladı. Akşener, “(Fatura) Çıkarsa çıksın. Azıcık düşünecek herkes. Siyaset insan odaklı bir iş. Şimdi İYİ Parti olmasa ne olacaktı? 2018’de AK Parti kaç milletvekiliyle Meclis’e girecekti düşünün? Bizim aldığımız oy CHP’den mi, hayır. ‘Yankı odası’ diye kibar kibar anlattığım şeyler olmamış olsaydı AK Parti'den kopan seçmen bize gelebilirdi. İYİ Parti seçime girmemiş olsaydı İstanbul olacak mıydı kardeşim? O 2019’daki sinerjiden bahsediyorum. İstanbul’da (14 Mayıs Cumhurbaşkanı Seçimi) birinci turda 13 bin 500 fark var. Oylara bakalım, kimler hangi ilçelerde nasıl oy vermiş. Bu kadın bir şey yapmaya çalışıyor. Kendine bir şey istiyor mu? Hayır. Partisine bir şey istiyor mu? Hayır. Dolayısıyla biz şimdi kendimizi nasıl hissediyoruz? Bizim hissimiz şöyle: Osmanlı'nın subayı Erzurum'a gitmiş, asker isteyecek. Köylü kafayı kaldırmış, önüne gelene savaş açarken benim zürriyetime mi güvendin?! Ben CHP'den değil herkesten bahsediyorum. Şimdi eğer biz muhalifsek bu iktidarı ve bu sistemi değiştirmek istiyorsak cahil muamelesi yapmayalım birbirimize” diye konuştu.

Ekrem İmamoğlu’nun davasında hakim değişikliği: Adalet için karşısında olurum

İYİ Parti lideri Akşener, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hapis cezası talebi yanı sıra siyasi yasak talebiyle ceza aldığı ve istinaf aşamasındaki davada, Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından mahkeme heyeti değişikliği yapılmasıyla ilgili soruyu da yanıtladı.

Akşener, “Ekrem Bey'le ilgili ön kapatmaya yönelik her türlü tasarrufun elbette karşısında, demokrasi açısından, hak ve hukuk, adalet açısından karşısında olurum. Dün olduğu gibi bugün de olurum. Ama bazen Ekrem Bey'in bu tür haksızlığa uğramasında yanında olunduğu zaman özellikle bazı arkadaşlarımız ipin ucunu ve işin ucunu o kadar kaçırıyor ki yani nereye çeksen oraya gidecek cümlelere kadar gidiyor iş. Dolayısıyla dediğim gibi hak, hukuk, adalet konusundaki her yanlışın karşısında elbette oluruz. Ekrem Bey’in an itibariyle elbette iti amiri Sayın Kılıçdaroğlu'dur. Ama Millet İttifakı'nın da belediye başkanıdır” dedi.

Böylece Akşener, geçmişte İmamoğlu’nun ceza aldığı gün destek olmak için İstanbul’a gitmesi üzerine CHP’den yapılan açıklamaları, eleştirileri unutmadığı yönünde de mesaj verdi.

“İBB’de sadece iki genel müdür İYİ Parti’li"

Bu noktada İYİ Parti’nin Mart 2019’da Millet İttifakı’nın ortaklığıyla CHP’li belediyelerde kendi partisinden isimleri görevlendirdiği iddialarına da tepki gösterdi.

Akşener, “Bizim İstanbul'da sadece iki genel müdürümüz vardır. Başka da hiçbir şeyimiz yoktur, bilginize. Biri ağaç işleri, biri de Güvenlik AŞ'nin genel müdürleri İYİ Parti'dendir.

Geri kalan her şey ve herkes inşallah İstanbullu’ya aittir. Dolayısıyla yani herhangi bir durumumuz yoktur. Bunu da söylemiş olayım” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun Zafer Partisi’yle gizli protokolü: "Namus meselesi iki erkek arasında"

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs sonrasında Cumhurbaşkanlığı seçiminin 28 Mayıs’taki ikinci turu için Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile bakanlık verilmesi içerikli protokol imzalaması konusunda “Gerçekten haberim yoktu” diyen Akşener, seçim sonrasında bunun medyaya taşınması noktasında “namus meselesi iki erkek arasında” yönünde değerlendirme yaptı.

Akşener, “Hayır gerçekten haberim yoktu. Ama İçişleri Bakanlığı mevzusundan vallahi bilgimiz yok. Hiç kimsenin bilgisi yok. Kendi bakanlık kontenjanı. Benim açımdan bir problem yok. Hayır ben hiç kimseye hiçbir şey sormadım. Burada ilginç olan şu: Kemal Bey'le Ümit Bey bir protokol imzalıyor. Sonra bu ifşa oluyor. Asıl proses bu. Ben Doğru Yol Partisi’nden ayrılmış, Tansu Hanım'la özdeşleşmiş bir politikacıydım. Ayrıldığımızdan itibaren çok şeye vakıf bir insan olmama rağmen ne Sayın Çiller ne Doğru Yol Partisi hakkında. MHP'ye geçmeme rağmen bana emanet dedim. Hakaret edecek hiçbir şey konuşmadım. O yılların Türkiye'siyle bu yılların Türkiye'sinin geldiği nokta üzerinde çok düşünüyorum. Bizim partimizde her şey şeffaftır. Bana özel söylendi diye konuşulan hiçbir konu doğru değildir. Ben ne biliyorsam herkes bilir. Böyle özel gizemli işler varmış gibi durum yok. Namus meselesine dönersek, bu iki erkeğin birbirine emanet ettiği bir durum. Benim bu işe karışmam, laf söylemem çok doğru değil” diye konuştu.

Yıldız Yazıcıoğlu / VOA